Güney Afrika'da ırkçı apartheid yönetimine karşı mücadelenin lideri Nelson Mandela'nın torunu Mandela, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Güney Afrika Cumhuriyeti ve Türkiye arasındaki dayanışmayı ve ilişkileri AA muhabirine anlattı.
Türkiye ve Suriye'yi etkileyen bu denli büyük depremlerden duyduğu üzüntüyü ifade eden Mandela, tüm Türk halkına taziyelerini iletti, depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, hastalara şifa, sevdiklerini kaybedenlere de başsağlığı diledi.
Güney Afrika'nın depremlerin hemen ardından harekete geçtiğini söyleyen Mandela, "Hem hükümet düzeyinde hem de sivil toplum kuruluşları (STK) hemen organize oldu ve çalışmalara başladı. Özellikle battaniye, seyyar tuvalet, hijyen kitleri gibi insani malzemelere ağırlık verilerek toplanan acil ihtiyaç malzemeleri yola çıktı." dedi.
Mandela, deprem sürecinde sadece Güney Afrika'da değil kıtanın genelinde bir dayanışma sergilendiğini vurgulayarak "Bence bu çok ilham verici. Kıtada kolektif hareket etme bilincinin gelişmesine katkı sağladı diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Parlamento üyesi ve bir aktivist olarak ilk andan itibaren sürecin içinde yer aldığını, STK'lere yardım çağrısı yaptıklarını kaydeden Mandela, küresel toplumun bu felaket karşısında büyük bir başarı sağladığını kaydetti.
"GERÇEKTEN BU DEPREM ASRIN FELAKETİYDİ"
Mandela, Kahramanmaraş merkezli depremlerin modern tarihin en büyük felaketi olduğunu, "asrın felaketi" olarak kayıtlara geçtiğini belirterek "Deprem büyük bir bölgeyi ve milyonlarca insanı etkiledi. Çok can kaybı oldu. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldü. İnsanlar göçük altında kaldı. Hastanelerde çok sayıda yaralı var. Altyapı büyük hasar gördü. Binlerce insan evsiz kaldı. Sadece Güney Afrika değil tüm kıta halkı bu büyük felaket karşısında büyük üzüntü yaşadı. Bölge halkı için çok dua ediyoruz." dedi.
Sadece dua etmekle yetinilmeyeceğini ifade eden Mandela, "Kış mevsimi devam ediyor. İhtiyaçlar devam ediyor. Uluslararası yardımların hız kesmeden devam etmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Güney Afrika'nın uluslararası toplumla bölgede evsiz kalan depremzedelere yönelik çalışmalarına devam edeceğini kaydeden Mandela, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uluslararası toplum ile kolektif yardımlarımızı deprem bölgesindeki insanlara ulaştırmaya devam edeceğiz. Uluslararası toplumun bu felaket karşısında Türkiye'ye verdiği destek beni bir nebze de olsa rahatlatıyor. Güney Afrikalı STK'lerin diğer kurumlarla hemen organize olması ve hızlı hareket etmesinden büyük gurur duyduğumu da belirtmek istiyorum."
"ERDOĞAN BİR YIL İÇİNDE O EVLERİ TAMAMLAYACAK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesindeki evleri bir yılda inşa edeceğine dair sözlerini hatırlatan Mandela, "Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yıl içinde o evleri tamamlayacak ve depremzedelere teslim edecek. Buna kesinlikle inanıyorum. Çünkü söz verdiği şeyleri yaptığına defalarca tanık olduk. Onun sözünün eri bir insan olduğunu tüm dünya biliyor. Dünyanın her yerine ve özellikle Afrika kıtasındaki yoksullar için neler yaptığını biliyoruz." dedi.
Mandela, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilk defa 2018 yılında Güney Afrika'da düzenlenen BRICS zirvesi sırasında görüştüğünü belirterek şöyle devam etti:
"Görüşmemizde, 'Afrika'da İslam'ın yayılmasında sana büyük işler düşüyor' dedi. Ben de 'Bizim bunu yapacak imkanımız yok. Bir cami bile açamadık' dedim. 'Bu kabul edilemez' dedi ve (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) TİKA başkanına dönerek Güney Afrika'da cami yapılması talimatı verdi. Caminin ilk aşamasını çoktan bitirdiler. Cami şu anda ikinci aşamada. Dolayısıyla bir söz verdiğinde yerine getireceğine inanıyorum çünkü o sözünün eri bir insan."
"TÜRKİYE İNANILMAZ HIZLI BÜYÜYOR VE GELİŞİYOR"
Mandela, Türkiye'nin birçok yerini ziyaret ettiğini, ilk ziyaretinden bu yana büyük değişikliklere tanıklık ettiğini söyledi.
Türkiye'nin her geçen gün sanayi, teknoloji alanında ilerlediğini, modernleştiğini ve dünya sahnesinde güçlü bir aktör olarak yerini aldığını dile getiren Mandela, "Bundan 4 yıl önce Türkiye'ye gelmiştim, 3 yıl aradan sonra yine geldim. İstanbul Havalimanı'na indim. Bence dünyanın en iyi ve en büyük havalimanlarından biri. Cumhurbaşkanı bu havalimanını yapmaya karar verdiğinde birçok insan karşı çıkmış, yerini beğenmemiş hatta para israfı diye eleştirmişti. Ama yaptı ve çok başarılı." diye konuştu.
Türk Hava Yolları'nın (THY) bu İstanbul Havalimanı ile filosunu daha da büyüttüğünü ifade eden Mandela, "THY, Türk bayrağını gerçekten göklerde dalgalandırıyor." ifadesini kullandı.
Mandela, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu, en kısa zamanda depremin yarattığı felaketin üstesinden geleceğini belirterek "Türkiye'nin bu krizi atlatacağına inancım tam. Türk halkının dayanışma ruhu muhteşem. İki saat araba kullandım. Yoldaydım. Hayatımda bu kadar vinç görmemiştim. Hepsi deprem bölgesine gidiyordu. Bu inanılmaz bir şeydi. Türk halkının bu dayanışması bana büyük bir umut verdi. Bu ülke gerçekten çok büyük, çok güçlü. Çok hızlı büyüyor ve gelişiyor." dedi.
"TÜRKİYE VE GÜNEY AFRİKA ARASINDAKİ İLİŞKİLER SÜREKLİ GELİŞİYOR"
Mandela, Türkiye ve Güney Afrika arasındaki ilişkilerin uzun yıllara dayandığına işaret ederek iki ülke arasındaki bağın sadece ekonomik işbirliğinden ibaret olmadığını, tarihi, dini ve kültürel güçlü temellere dayandığını söyledi.
Depremin hemen ardından Güney Afrika'nın anında refleks göstermesinin iki ülke ilişkilerinin boyutunu çok iyi açıkladığını dile getiren Mandela, "Şahsen iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst seviyelere çıkmasından büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu felaket karşısındaki tavrımız ilişkimizin ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu gösteriyor." diye konuştu.
Mandela, Türk şirketlerin Güney Afrika'da büyük işlere imza attığını kaydederek "Türkiye'nin gelişmiş bir ülke olarak bu deneyim ve tecrübelerini Güney Afrika hatta kıtadaki tüm ülkelere aktarması bence son derece değerli. TİKA ofislerini ziyaret ettiğimde kıtada gerçekleştirdikleri birçok projeyi görme fırsatım oldu." dedi.
İki ülkenin yararlanabileceği çok sayıda ortak alanın mevcut olduğunu vurgulayan Mandela, Türkiye'nin üretim ve madencilik gibi sektörlerdeki tecrübelerini kıtada kullanması gerektiğine işaret etti.