Ülkesinde seçim sürecinde olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yaptığı her açıklamayla baltayı taşa vurmaya devam ediyor. ABD yönetimi 15 Eylül'de Avustralya ve İngiltere ile yeni bir güvenlik anlaşması olan AUKUS'u imzalamasının ardından Fransa lideri Macron'un adeta kimyası bozuldu. Geçtiğimiz günlerde Cezayir'i diline dolayan Macron, bu kez de ülkesinin bir diğer eski sömürüsü olan Mali'yi karşısına aldı.
'TERÖRÜN ELİNE DÜŞERLERDİ'
Mali Başbakanı Choguel Kokalla Maiga, Rus güvenlik şirketi Wagner'in ülkede konuşlanacağı iddialarının gündeme gelmesiyle Mali'den çekilme kararı alan Fransa'yı, tek taraflı hareket etmekle suçladı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Maiga'nın sözleri karşısında şoke olduğunu belirterek "Üst üste iki darbenin yaşandığı, hükümet bile olmayan bir ülkeden gelen bu utanç verici açıklamalar kabul edilemez. Mali devletinin isteği üzerine Mali'deyiz. Fransa olmasa Mali teröristlerin eline geçerdi" ifadelerini kullanmıştı. Fransa'nın Bamako Büyükelçisi M. Joel Meyer, Macron'un Mali hükümetini hedef alan sözleri nedeniyle Mali Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Cezayir de Macron'un "Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı?" açıklamasını kınayarak Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için geri çağırmıştı.
MALİ İLE CEZAYİR BİRARADA
MALI'DE 24 Mayıs'taki darbenin ardından cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Assimi Goita, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra'yı kabul etti. Lamamra, Cezayir'in Mali hükümetiyle aktif dayanışmasını göstermek için Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun tarafından gönderildiğini söyledi. Lamamra, Macron'un Cezayir'deki sömürge dönemine yönelik tartışmalı ifadelerini hedef alarak, yabancı partnerlerin kendi tarihlerine "sömürgeci nazarla bakmayı bırakması" gerektiğinin altını çizdi.