KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Prof Kudret Özersay, New Yorkta, düşünce kuruluşu olan Turkish Heritage Organization ev sahipliğinde, Yale Üniversitesine bağlı bir Vakıfta konuşma yaptı. Prof Özersay, Kıbrıs konusunda yeni açılımların öne çıkarılması gerekir diyerek, Rum tarafın yönetimi ve Akdeniz'deki hidrokarbon zenginliklerini Türk tarafı ile paylaşmayı istemediği konusunda sessiz kalmadıklarını belirtti.
" Hidrokarbon konusunda bizim de ortak olduğumuzu söylüyorsunuz ama bizimle bu konuyu konuşmuyor, bizimle masaya oturmayacağınızı söylüyorsunuz, tek başınıza hidrokarbon konusunda karar alıyorsunuz. " diyen Başbakan Yardımcısı Prof Özersay, müzakerelerin 2 yıl önce Crant Montana'da neden çöktüyse şimdi de onun için başlayamadığını dile getirdi.
KKTC Dışişleri Bakanı Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay, kapalı Maraş'la ilgili olarak "Statükonun sembolü haline gelen kapalı Maraş için yerleşmiş kalıpların dışında adım atarak, statükonun 50 yıllık döngüsüne çomak sokmaya karar verdik" dedi.
Prof. Özersay, Kapalı Maraş'ın açılımı adımı kapsamında envanter çalışmalarına başlandığına dikkat çekerek, "Kıbrıslı Rumlar da bu konuda ilk kez ciddi olduğumuzu anlamaya başladı" ifadesini kullandı.
Kıbrıs Konusunda gelinen aşama ile ilgili değerlendirmelerini paylaşan Özersay, uluslararası toplumun kendi elindeki kozları Kıbrıs Rum tarafına uygulamadığı sürece, Kıbrıs Rum tarafının, yönetimi ve zenginliği Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya hazır hale gelmeyeceğini söyledi.
Özersay, konuşmasında şunları kaydetti:
"2017 Crans Montana'dan sonra geçen süre zarfında uluslararası toplum gerek doğal gaz gerekse izolasyonların sona erdirilmesi konularında adım atmamış, Rum tarafının Kıbrıs'ta sözde tek yasal hükümet olduğu noktalarının sorgulanması bakımından da maalesef üzerine düşeni yapmamıştır. Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafının Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte özellikle doğal gaz ve benzeri konularda attığı adımlarla Kıbrıs Rum tarafının tavrını değiştirmesi için çaba ortaya koymakta, yönetim ve zenginliği paylaşma noktasında zorlamaya çalışmaktadır. Ancak 2017'den bu yana değişen pek bir şey olmamıştır.
Bu şartlarda eğer bir çözüm isteniyorsa, önümüzde 2 seçenek vardır; ya uluslararası toplum elindeki kozları Rum Tarafına karşı kullanıp onları çözüme zorlayacak, ya da artık paylaşıma değil iş birliğine dayalı modeller konuşulacak"
Bir katılımcının KKTC Hükümeti'nin kapalı Maraş'la ilgili çalışmalarını sorması üzerine Özersay şöyle konuştu.
"Kıbrıs Türk tarafı artık statükoya hizmet eden hiçbir şeye tolerans göstermeyecektir. Statükonun sembolü haline gelen kapalı Maraş konusunda de yerleşmiş kalıpların dışında adım atarak, statükonun 50 yıllık döngüsüne çomak sokmaya karar verdik. Mevcut statükodan en fazla zarar görenin Kıbrıs Türk tarafı olduğu ortada. Oysa uluslararası uyuşmazlıkların sona erdirilmesinde uyuşmazlığın taraflarından ikisinin de rahatsız olması gerekir... Kapalı Maraş'a dair Rum tarafının rahatsızlığını bu çerçevede okumak lâzım."
Prof. Özersay, Avrupanın tamamen Güney Rum odaklı çalıştıklarını belirtirken,ABDnin başka aktörleri içine alarak farklı bir beklenti içinde olduğunu söyledi.