Seçim çalışmaları için Konya'nın ilçelerini gezerken sohbet ettiğimiz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kırım ve Suriye'deki gelişmeleri SABAH'a değerlendirdi. Davutoğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Kırım, yeni bir bölgesel kriz kaynağı haline dönüştü. Ne düşünüyorsunuz?
Bu mesele, Ukrayna içinde Kiev ve Kırım arasında bir çerçeveye oturtulabilseydi büyümeden çözülebilirdi. Ukrayna- Rusya ilişkileri bağlamında ele alınsaydı yine rayına oturtulabilirdi. Ancak aynen Gürcistan'da olduğu gibi Rusya-NATO krizine döndü. Kırım, Ukrayna içinde otonomi meselesi olmaktan çıkıp kutuplar arası çatışma alanı haline geldi. O anda bir çözümü rasyonel zeminde tartışmak zorlaştı.
Karadeniz'de gerilim nasıl düşürülecek sizce?
Biz Türkiye olarak her iki tarafı da tatmin eden birer unsurdan oluşan iki konuyu vurguladık. 1- Ukrayna'nın toprak bütünlüğü. AB ve NATO açısından olmazsa olmaz kriter ve biz bunu destekliyoruz. Zira bu bölgede toprak bütünlükleri tartışmaya açılırsa birçok ülkede benzer krizler çıkar. Örneğin, Karabağ'da ilhak kararı alınsa bu, kabul edilebilir mi? O zaman Soğuk Savaş döneminden kalan bütün krizler birden tırmanır. 2- Herkesi kuşatan bir Ulusal Birlik Hükümeti kurulması. Batı Ukrayna, Doğu Ukrayna ve Kırım temsilcilerini içine alan kuşatıcı bir hükümet. Bu da Rusya'yı tatmin edecek bir formüldü. Kırım referandumunda emrivaki yapılması alanda diplomasinin önünü tıkadı. Eğer bu referandumdan önce diplomasiye şans tanınsaydı kalıcı bir çözüm bulunabilirdi.
YAPTIRIMLAR VE TÜRKİYE
ABD ve AB'nin Rusya'ya yaptırım kararları karşısında Türkiye'nin tutumu ne olacak?
Türkiye AB'ye katılım sürecindeki NATO üyesi bir ülke. Türkiye hem Rusya ve Ukrayna'ya komşu olan hem de Kırım'la doğrudan bağları olan tek ülke. Kırım 160 mil ötede. Ukrayna komşumuz. Rusya ise stratejik ilişkiler geliştirdiğimiz komşumuz. Bütün bunları ortaya koyan bir yaklaşım geliştirmemiz gerekiyor. Yaptırımlar konusu özel konumumuzla değerlendirilecektir.
Tatarların geleceği ne olacak?
Kırım'da en büyük önceliğimiz Tatar soydaşlarımızın şimdiye kadar elde ettiği hakların kaybolmaması, onların bir baskıya maruz kalmaması ve kendi öz vatanlarında barış ve huzur içinde yaşamaları. Bu yönde bir diplomasi geliştirdik. Bir soydaşımız dışında can kaybı olmadı. Dikkatli bir politika takip ediyoruz.
Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik tehditler var ve CHP lideri bunun iç siyaset malzemesi olacağını iddia ederek savaş uyarısı yapıyor?
Orası Türk toprağı ve tedbirler alındı. Ayrıca BM başta olmak üzere tüm zeminlerde ve ilgili taraflar nezdinde bilgilendirme yapıldı. Birilerinin öne sürdüğü gibi olsaydı, şu ana kadar çok gerekçe doğmuştu. İlk günden itibaren Türkiye'yi savaşın dışında tutmaya çalıştık ve bu çabamız sürüyor.
KIRIM'A İLHAM VEREN ÖRNEKLER DOĞRU MU?
Kosova
benzetmesi doğru değil. Ukrayna ile Kırım arasında bir savaş yaşanmadı. Ukrayna Kırım'a büyük baskı uygulamış değil. Kosova bağımsız olmadan önce 10 yıl çok ciddi çatışmalar yaşandı. Artık birlikte yaşama şansı olmadığı ortaya çıktı.
Son dönemde Kırım için Kıbrıs ve Hatay örnekleri de veriliyor. Peki bu duruma ne dersiniz?
HATAY
Hatay,
Türkiye'ye katılmadan önce orada bir sömürge yönetimi hakimdi, bağımsız bir devlet yoktu. Suriye, Fransız sömürgesi idi. Biz Hatay'ı Suriye'den almadık. Sömürgeci devlet oradan çekilirken Hatay bize katılmak istedi, biz de kabul ettik. Ama burada Ukrayna diye BM'nin tanıdığı, sınırlarını tanımladığı bir devlet var. Ayrıca; Rusya-ABD-İngiltere üçlüsü tarafından 1994 Budapeşte Anlaşması ile toprak bütünlüğü garanti edilmiş bir devlet var. Fransız sömürgeciliği bir devlet değildi, geçici olduğu bilinen bir yönetimdi. Daha Suriye ortaya çıkmadan önce Hatay, Türkiye'ye katılma kararı aldı. Kırım'la karşılaştırılması doğru bir örnek değil.
KIBRIS
Aynı
örnekten hareket edilecek olsa bizim Kıbrıs'ı ilhak etmemiz lazım. Türkiye buna yönelmedi. Kıbrıs'ta, 2004'te BM gözetiminde bir referandum yapıldı. Kırım'daki referandum BM gözetiminde olmadığı gibi uluslararası toplumun kabul ettiği bir referandum değil. Tek taraflı bir referandum. Kıbrıs'ta çok farklı bir tablo var. 2004 Annan Referandumu BM gözetiminde yapıldığı için BM'deki ifadesi ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşruiyeti de teyit edilmiş oldu. Buna rağmen Türkiye bir emrivakiye yönelmedi. Hala müzakere yolunu açık tutuyor. Kırım'da ise müzakere yolunu kapatan bir anlayış var.