Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Saskatchewan eyaletindeki bir kilisede resmi kayıtlarda yer almayan 751 çocuk mezarının bulunmasıyla gündeme gelen Cowessess First Nation toplumu ile çocuk refahı konusunda tam yetki veren bir anlaşma imzaladı.
Cowessess First Nation Şefi Cadmus Delorme'nun ev sahipliğinde, yerlilerin kutsal sosyal alan olarak kullandığı Pow Wow Arbour'daki törene Başbakan Trudeau ile Saskatchewan eyaleti Başbakanı Scott Moe ve yaklaşık 150 davetli katıldı.
Yerli dans ve gösterilen sergilendiği törende konuşan Başbakan Trudeau, hiçbir yerli çocuğun parçası olduğu toplumdan koparılmaması gerektiğini belirterek "Çocuklar bir daha asla evlerinden, ailelerinden ve toplumlarından alınmamalı" dedi.
First Nation Şefi Delorme de "Bugün tarihi bir gün çünkü çocuklarımız üzerindeki hakkımızdan asla vazgeçmedik." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Trudeau, Delorme ve eyalet Başkanı Moe, bakım altındaki çocuklar üzerindeki yasal kontrolün federal mevzuat uyarınca ilk kez yerli Saskatchewan First Nation'a devredilmesini kapsayan anlaşmayı imzaladı.
ANLAŞMA, ÇOCUK VE AİLE HİZMETLERİNDE YERLİLERE TAM YETKİ TANIYOR
Anlaşma, Cowessess First Nation yerli topluluğuna çocuk ve aile hizmetleri üzerinde, çocuklarının en iyi çıkarı, kültürel sürekliliği ve ulusal asgari standartlarda asli eşitliği sağlamak için tüm yargı yetkisini kullanmalarına imkan sağlıyor.
Anlaşma ayrıca federal hükümetin gelecek iki yıl içinde, yerli toplumun yeni bir çocuk ve aile hizmetleri sistemini uygulamaya sokabilmesi için 38,7 milyon dolarlık mali taahhüdünü de içeriyor.
Cowessess First Nation tarafından yapılan açıklamada, Saskatchewan eyaletinde bakım altındaki çocukların yüzde 80'inden fazlasının yerli olduğu ve 1951'den bu yana yerli toplumun bakım altındaki çocuklar üzerinde karar verme yetkisine sahip olmadığı belirtildi.
Trudeau'nun bölgeye ziyareti, 24 Haziran'da eski Marieval Yatılı Kilise Okulu bahçesinde 751 kayıt dışı çocuk mezarının bulunmasının ardından ilk en üst düzeyde federal ziyaret olarak da anlamlı bulundu.
KANADA'DA YATILI KİLİSE OKULLARINDA YAŞANANLAR
Kanada'nın Saskatchewan eyaletindeki Cowessess bölgesinde 1990'lara kadar faaliyet gösteren Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde 24 Haziran'da resmi kayıtlarda yer almayan 751 çocuk cesedi kalıntısının olduğu mezarlar bulunduğunu açıklanmıştı.
Kanada resmi kayıtlarına göre Marieval Kızılderili Yatılı Kilise Okulu, Roma Katolik Kilisesine bağlı olarak 1899'dan 1997'ye kadar eyaletin başkenti Regina'nın yaklaşık 160 kilometre doğusunda Cowessess yerlilerinin çocuklarına yönelik eğitim çalışmalarında bulunmuştu.
Ülke genelindeki 139 okulda başlatılan derine nüfuz eden radar taramalarında, ilk kez 29 Mayıs'ta, British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki diğer bir yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 çocuğa ait ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar ortaya çıkarılmıştı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, kamuoyunda büyük yankı uyandıran eski yatılı kilise okullarının bahçesinde bulunan çocuk mezarları için "Kanada tarihinin en karanlık bölümlerinden biri" ifadesini kullanmıştı.
150 BİNDEN FAZLA YERLİ ÇOCUK AİLELERİNDEN ZORLA ALINARAK EĞİTİLDİ
İlki 1840'ta Katolik Kilisesi tarafından Kanada hükümeti adına açılan ve sonuncusu 1997'de kapatılan yatılı kilise okulları, 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla koparılarak alıkonulduğu yerler olarak tarihe geçti.
Beyaz çoğunluğun hakim olduğu topluluklara entegre edilmek için zorla ailelerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılan çocukların büyük kısmının kötü muameleye maruz kaldığı, açlık ve soğuğun yanı sıra cinsel ve fiziksel tacize uğradığı, hatta bazı çocuklar üzerinde tıbbi deneyler yapıldığının belirlendiği öne sürüldü.
Yatılı kilise okullarında yaşanan trajedinin tüm boyutları ile ortaya çıkarılması için 2008'de Kanada'da Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kuruldu.
Hayatta olan mağdurların 6 bininden fazlasını dinleyen Komisyon, çalışmalarını 2015'te tamamladı ve yaşananları "kültürel soykırım" olarak tanımlayarak 4 bin sayfalık rapor yayımladı.
Bazı kaynaklarda, kilise okullarında kalırken ölen çocukların sayısı 4 bin 200 olarak verilirken, Komisyon raporunda, ölümlerin kilise yönetimlerince belgelenmemesi nedeniyle bu sayının 5 bin 995 olduğu kaydedildi.