İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, yeni kabinesine 1979 İslami Devrim'den beri ilk kez kadın bakan atadı. Kimileri bunu bir açılım olarak niteledi, çünkü İran en son kadın bakanlarını 30 yıl önce görebilmişti. O iki isim Mahnaz Afkhami ile Farrokhroo Parsa idi. Devrimden sonra Parsa kurşuna dizildi. Halen ABD'de yaşayan Afkhami (68) ise ülkesine özlemini, devrimde yaşadıklarını ve İranlı kadınların mücadelesini SABAH'a anlattı...
İran'ın devrimden önceki son iki kadın bakanından biri olarak büyük zorluklar yaşadınız mı? Aslında siyasete girmek istemedim, ama bir şeyleri değiştirmek için halkı harekete geçirmek gerekiyor. 1976'da Kadından Sorumlu Bakan olarak atandım. Zorluklarımız olmadı değil. Karar verme aşamasında kadınların olmasına alışmaları zordu. Bakanları selamlayan korumaları, bir kadını da selamlamak zorunda olduğunu anlayamadı. Bakanlıkta kadınlar tuvaletinin açılması aylar aldı. Bakanlığım döneminde kadınların, erkeklerle eşit maaş almalarını garanti altına alan yasalar geçirdik. Ancak devrime giden yol çoktan başlamıştı. Rejim değişikliğinin en önemli sebebi sizce neydi? Bence ilk sırada iyi eğitimli, diğer ülkeleri görmüş bir orta sınıf yükseliyordu ve bunların siyaseti anlayıp yapmaları beklendiği gibi hızlı olmadı. Humeyni'nin başını çektiği siyasi gücü hem rejim hem de uluslararası toplum anlayamadı. Solcular ve liberaller, molların Kum'a çekilip yönetimden uzak kalacağına inandı. Siz hangi süreçte ABD'ye gittiniz? 1978'in sonbaharında geldim buraya. BM'nin kadınlarla ilgili bir enstitüsünü Tahran'da açmak istiyorduk. Müzakereler uzun sürdü ve birkaç hafta ABD'de kaldım. Devrim olduktan sonra da geri dönmemin çok tehlikeli olduğunu gördüm. Arkadaşlarımın büyük bir kısmının kurşuna dizilmesini, kocamın haftalarda gizlenmesini uzaktan izlemek zorunda kaldım. En kötüsü de yıllarca üstünde çalıştığım aile yasası, Humeyni tarafından bir kağıt parçası olarak kenara atıldı. Hayatımın parçalarını toparlayıp yeni bir kimlik yaratmak zorunda kaldım. Dostlarımın desteğiyle bir kitap yazmayı başardım. Sonunda da kendimi bu kez uluslararası kadın hareketlerinin ortasında buldum. Bir gün gelir de sizi geri çağırırlarsa... Tabii ki hayalim bir ülkeme bir gün yeniden dönebilmek. Ülkemi yeniden görmek istiyorum. Eğer bir gün bu gerçekleşirse yarım kalan tüm çalışmalarımı tamamlayıp halkıma borcumu ödemek istiyorum. Şu anda İranlı kadınların yaşadıkları en büyük sorun nedir? Tabii ki rejimin ideolojisidir. Kadınların ve erkeklerin birbirinden farklı olduklarını, farklı görevlere getirilmeleri gerektiğini büyük bir gururla dile getiriyorlar. Ancak onlara karşı büyüyen bir muhalefet var. İşte onlar, Haziran'daki seçimler sonrası yaşanan gösterilerin en ön sırasında yer aldılar. Bu protestolar sürecek. Belki muhafazakarlar biraz daha koltuklarında kalacak, ancak kazanan tarafta mutlaka kadınlar olacak. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın üç kadın bakan ataması sizi heyecanlandırdı mı? Bu atamanın bir nedeni ülkenin imajına yönelikti. Ancak aynı zamanda kadınların seslerinin ve oy haklarının gücünü göstermiştir. Bu açıdan bakarsak kadınlar için büyük bir ilerleme olarak görebiliriz. Ancak yine de kadınların yaşam şartlarında büyük bir fark yaratacağına inanmıyorum. 3 bakan da muhafazakar ideolojilere sahip ve geçmişten bugüne savundukları politikalar, kadınların eşitliğiyle hep çelişiyordu.
HEP KADINLAR İÇİN ÇALIŞTI Afkhami, meclise girdiği günlerden bu yana ülkesindeki her yaştan kadınla yakından ilgilendi. Çünkü ona göre, "İranlı kadınlar her zaman demokratik bir açılıma doğru ilerledi." "Kadınlar artık interneti kullanıyor, kapı kapı gezip hakları için imza topluyorlar. Hem uluslararası anlamda hem de erkekler tarafından büyük destek görüyorlar."