Kaçak göçmen akınını önlemek ve denetim altına almak amacıyla Edirne karşısındaki Yunan sınırına konuşlanan AB'nin FRONTEX muhafızları, yakaladıkları göçmenleri Yunan makamlarına teslim ediyor. Yunan makamları, Meriç sınırından geçen göçmenleri "Türkiye'den giriş yaptıkları" gerekçesiyle ilk önce Türk makamlarına teslim etmeye çalışıyor. Ancak Türk makamları, göçmenlerin "Türkiye'den giriş yaptıklarına dair herhangi bir kanıt olmadığı" gerekçesiyle çoğu zaman göçmenleri kabul etmiyor. Yunanistan, bu nedenle Türkiye'yi 2002'de iki ülke arasında imzalanan "kaçak göçmenlerin iadesi" anlaşmasını ihlal etmekle suçluyor.
ÖZLÜ İŞBİRLİĞİ SÖZÜ
Burada bir noktayı anımsatmakta yarar var: Türk ve Yunan Başbakanlarının Atina'daki son görüşmelerinde, kaçak göçmenlerin önlenmesi amacıyla Türk ve Yunan makamları arasında özlü bir işbirliği yapılmasına karar verdiler. Yunan Başbakanı Yorgos Papandreu ise "Böyle bir işbirliği yapılırsa kaçak göçmenlerin Yunanistan üzerinden Orta Avrupa'ya akını da durdurulmuş olacak. Bu durumda biz Yunanistan olarak, AB Komisyonu'ndan Türk vatandaşlarına uygulanan vize işlemlerinin kaldırılmasını resmen talep edeceğiz" açıklamasını yapmıştı. Yunan güvenlik kuvvetlerince yöredeki kamplara götürülen göçmenler, "ülkeye yasa dışı giriş yaptıkları" gerekçesiyle prosedüre göre "ülkeyi 30 gün içinde terk etmeleri şartı" ile serbest bırakılıyor. Göçmenler daha sonra otobüslerle Atina'ya gelip ya yerleşiyor ya da Orta Avrupa'ya geçme yollarını arıyor.
HÜKÜMET ÖNLEM ALAMIYOR
Yunanistan'daki kaçak göçmen sayısı belli değil. Çünkü "suç üstü" yakalananlardan başka, bir de güvenlik makamlarına görülmeden sızanlar var... Atina'daki Müslüman cemaati yetkililerine göre, yaklaşık 4 milyon nüfuslu başkent Atina'da yaşayan ve ezici bir çoğunluğu müslüman olan göçmen sayısı 700 bini aşmış durumda. Kaçak göçmenlerin başkent Atina'daki yaşam koşulları oldukça hazin. Barınacak yerleri olmadığı için terk edilmiş binalara, ya da çeşitli semtlerin meydanlarına yerleşiyorlar. Örneğin bir zamanlar Atina'nın en mutena semtlerinden Kipseli, Ag. Panteleimon ve Attiki gibi meydanları dolduran göçmenler, bu semtleri birer getto haline dönüştürüyor. Yerel ahali ise kaçak göçmenlerden kaynaklandığı var sayılan suç oranının artmasından son derece rahatsız. Atina'nın merkezi 3. dünya ülkelerindeki manzaraları aratmayacak görüntülere sahne oluyor. Yunan devleti ise ne göçmenleri ne de huzursuz olan ahaliyi rahatlatacak hiç bir önlem alamıyor.
'ALTIN ŞAFAK' BASKINI
Durum böyle olunca kaçak göçmenleri "temizleme işi" aşırı milliyetçi örgütlere kalıyor. "Altın Şafak" anlamına gelen "Hrysi Avgi" gibi aşırı milliyetçi örgütler, sık sık kaçak göçmenlerin iskanlarına baskınlar düzenliyor, ibadet ettikleri garaj ya da bodrum katlarını ateşe veriyor, çok sayıda çatışmalar çıkıyor. Ve bu milliyetçi örgütlerin kullandığı keyfi şiddet, her defasında yerel ahali tarafından destekleniyor. Kaçak göçmenlerin korkulu rüyası haline gelen aşırı milliyetçilerin kazandığı bu destek, yerel yönetim seçimlerinde Atina Belediye Başkanlığı Meclisi'ne ilk kez bir aşırı milliyetçinin girmesine neden oldu. "Hrysi Avgi" örgütünün başkanı Nikos Mihalolikaos, son yerel seçimlerde şaşırtıcı bir şekilde topladığı 26 bin oyla (yüzde 16) önceki günden itibaren, Atina belediyesi meclis üyeliği görevine başladı. Şimdi herkes, "göçmen düşmanı" Mihalolikakos ile göçmenlere karşı hassasiyet gösteren Atina'nın yeni belediye başkanı sol eğilimli Yorgos Kaminis arasında nasıl bir işbirliği yapılacağını merak ediyor.
NAMAZ KILANLARA EZİYET
Yunan devletinin verdiği binbir türlü vaadlere rağmen tek bir cami olmadığı için Kurban Bayramı gibi bayram günlerinde Atina merkezi adeta kaynayan bir kazana dönüyor. Müslüman göçmenler Atina'nın merkezindeki Propilia ve Attiki gibi en büyük meydanlarda ya da stadyumlarda gruplar halinde toplanarak hep birlikte namaz kılmak zorunda kalıyor. Bu manzara karşısında aşırı milliyetçi örgütler namaz kılanları rahatsız etmek için birbiriyle yarışıyor. Çoğu kez güvenlik güçlerinin aldığı önlemleri "kırmayı" başaran milliyetçiler, "Sizi buraya kimse davet etmedi. Ülkenize dönün" gibi sloganlar atıyor, ibadeti bozmak için balkonlardan yumurtalar atıyor veya yüksek sesli müzikler çalarak rahatsızlık veriyor. Yunan hükümetlerinin, Atina'da bir cami inşaa edileceğini, caminin inşa edileceği yerin bulunduğunu, inşaat için gerekli finansmanın sağlandığını ve parlamentoda da onaylandığını açıklamasına rağmen bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadı.