Milli İstihbarat Teşkilâtı'nın (MİT) operasyonuyla yakalanan Birleşik Arap Emirliği (BAE) ajanları Samir Semih Şaban (40) ve Zeki Yusuf Hasan'ın kirli ağı deşifre oluyor. Şaban ve Hasan'ın kurduğu istihbarat ağının izini süren güvenlik güçleri, ayrıca iki ajanın görüştüğü gazetecileri de belirlemeye çalışıyor. BAE'nin Türkiye'deki istihbarat ağının temellerini atan, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suud konsolosluğunda öldürülmesinden sonra Türkiye'ye gelerek çalışmalara başlayan 40 yaşındaki Samir Semih Şaban'la ilgili önemli ayrıntılara ulaştı.
Casuslar neden Türkiye'ye geldi?
6 AY TAKİP EDİLDİLER
Z.H. ise S.S.'ye yardımcı olarak yaklaşık 1 ay önce gönderildi. MİT adım adım takip ettiği 2 isime geçtiğimiz pazartesi günü operasyon düzenledi. Esenyurt'ta bir ev ve otele düzenlenen baskında 2 casus gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Ajanlarla birlikte özel şifreli bilgisayarlar ve evraklar ele geçirildi. İki isim sorgularında Birleşik Arap Emirlikleri adına istihbarat faaliyeti yürüttüğünü itiraf etti.
MUHALİF ARAPLAR HAKKINDA BİLGİ TOPLADILAR
İki ajan Z.H. ve S.S.'nin takip ettikleri muhaliflerle ilgili istihbari bilgi topladıkları, görüntüleme yaptıkları, bazı ülkelerin başkonsolosluk binalarına ilişkin konum ve koordinat bilgilerini BAE'ye sağladıkları iddia edildi. İki ajanın Diyarbakır, Ankara, İzmir ve İstanbul'da yoğun telefon görüşmesi yaptıkları tespit edildi. Bu 4 ile de giden ve İstanbul'da yakalanan ajanların el konulan cep telefonlarındaki ve operasyonda ele geçirilen bilgisayarlarındaki detaylı incelemeler sürüyor.
BAE'nin casusları Türkiye'de ne arıyor? FETÖ'yü BAE'mi finanse ediyor?
MİT tarafından takip edilen iki casus, Türkiye'de özellikle Arapların yoğun olarak bulunduğu yerlerde dolaştı. Samir Semih Şaban ve Zeki Yusuf Hasan'ın Türkiye'deki Hamaslıların faaliyetlerini izledikleri, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'deki şemasını ortaya çıkarmaya çalıştıkları da gelen bilgiler arasında.
AİLEDEN BOMBACI
YeniŞafak'ın haberine göre BAE ve Suudi Arabistan istihbaratının tetikçisi Muhammed Dahlan'ın en yakınındakilerden biri olan Samir Semih Şaban'ın uzmanlık alanı, patlayıcı/bomba yapımı, suikast ve sabotaj. Lübnan'da mühendislik okuyan Şaban, bomba, suikast ve sabotaj eğitimini de bu ülkede aldı. Alınan bilgiye göre Şaban'ın babası da tıpkı kendisi gibi bir patlayıcı uzmanı. Yaklaşık 6 aydır Türk istihbaratınca izlenen ve geçtiğimiz pazartesi günü yapılan bir operasyonla yakalanan iki ajan, Birleşik Arap Emirlikleri ile bağlarını gizlemek için Filistin pasaportu taşıyor.
MİT tarafından takip edilen iki casus, Türkiye'de özellikle Arapların yoğun olarak bulunduğu yerlerde dolaştı. Samir Semih Şaban ve Zeki Yusuf Hasan'ın Türkiye'deki Hamaslıların faaliyetlerini izledikleri, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'deki şemasını ortaya çıkarmaya çalıştıkları da gelen bilgiler arasında.
İKİSİ DE EL-FETİH'TEN
Dahlan'ın adamı Şaban El Fetih'in istihbarat biriminde görev yaptı
İkilinin bölgedeki birçok ülkeye giriş-çıkış yaptığı öğrenilirken, iki ismin de bir dönem orduda görev yaptıkları belirlendi. Ajanlardan Zeki Yusuf Hasan, El-Fetih'e bağlı Filistin istihbaratında üst düzey görevlerde bulundu. İki isim de Hamas-Fetih çatışmalarının yaşandığı dönemde İsrail istihbaratı ve Muhammed Dahlan'la sürekli irtibat halinde oldu. Son olarak Bulgaristan'da faaliyet gösteren Zeki Yusuf Hasan, Samir Semih Şaban'a yardımcı olması için Türkiye'ye gönderildi.
SUİKAST EKİBİNDE
Samir Semih Şaban'ın Filistin geçmişi karanlık. 2007 yılında Hamas'a yönelik saldırılar sırasında bir sırt çantasına 25 kilogram patlayıcı yerleştiren bir grup El-Fetih üyesi, korumalardan korkarak saldırıdan vazgeçmiş ancak yakalanmaktan kurtulamamışlardı. Olay sonrası Hamas, 10 kişiyi gözaltına almış, El-Fetih üyeleri suikast planını itiraf etmişti. Hamas lideri İsmail Haniye'nin namaz kılmak üzere geldiği camide patlatılması planlanan bomba ile hem Haniye hem de yakınında bulunanlar öldürülecekti. İşte saldırıda kullanılmak istenen o bomba, geçtiğimiz pazartesi Türkiye'de yakalanan Şaban tarafından hazırlandı. Bu suikast girişiminin ardından Gazze'den kaçmak zorunda kalan Şaban, 'aranan suçlular' listesine alındı. 2008 yılında Gazze'den çıkan Şaban, o tarihten beri BAE'de ikamet ediyordu.
DAHLAN'IN CASUSLARI
Daha önce bölgedeki birçok ülkede görev yaptığını belirlenen Filistin asıllı casusların, 'Ortadoğu'nun kiralık katili' olarak anılan Muhammed Dahlan'a yakın isimler olduğu belirtildi. Dahlan, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın tetikçiliğini yapıyor. Dahlan'ın, bu iki prens adına Filistin'den Yemen'e kadar dünyanın dört bir yanınca onlarca isimi infaz ettiği biliniyor. Emniyet'teki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen casuslar burada da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sorgulandı. BAE vatandaşı iki şüpheli 'siyasi ve askeri casusluk', 'uluslararası casusluk' suçlamasıyla sevkedildiği Nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
MUHAMMED DAHLAN KİMDİR?
Filistinli muhalif lider Muhammed Dahlan, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen ve Nilesat uydusundan yayın yapan El Gad Televizyonu'nun sahibidir.
Muhammed Dahlan, 29 Eylül 1961 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyinde bir şehir olan Hanyunus'da fakir bir ailenin altı çocuğundan en küçüğü olarak doğdu. Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde okudu. İngiltere'de bulunan Cambridge Üniversitesi'nde İngilizce alanında öğrenim gördü. Ebu Fadi lakabıyla tanınan Dahlan, El Fetih'in gençlik hareketinin öncüleri arasında yer almıştır.
Muhammed Dahlan, 1981-1986 yılları arasında İsrail tarafından 11 kez tutuklanmış, 5 yıllık süre zarfında ara ara hapishanelerde kalmış ve bu süreçte İbranice öğrenmiştir. Hapishaneden çıktıktan sonra Gazze İslam Üniversitesi'nde okuyan Dahlan, İşletme bölümünden mezun olmuştur.
Muhammed Dahlan, 1987 yılında başlayan 1. Filistin İntifadasının önde gelen isimlerinden biri olmuştur. 1988'de Ürdün'e sürgüne gönderilen Muhammed Dahlan, bu dönemde Amman, Kahire ve Bağdat'a gitti. Daha sonra Libya ve Tunus'a geçerek buradaki Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katıldı. Dahlan siyasi ve askeri eğitimini Tunus'da yaptı. 1993 Oslo Anlaşması gereği İsrail güvenlik güçlerinin yeniden konuşlanmasına ilişkin yürütülen güvenlik müzakerelerinde Filistin heyetinde yer aldı Muhammed Dahlan 1994 yılında Filistin'e geri döndü.
Dahlan, 11 Kasım 2004 tarihinde Yaser Arafat'ın ölümünde Filistin yönetiminin başına geçebilecek 5 isimden biri olarak düşünüldü. İçişleri Bakanı olarak görev yapan Dahlan, Ariel Şaron tarafından 2000 yılı Kasım ayında Gazze'deki yerleşimcilere saldırmakla suçlanmış ve ölümle tehdit edilmiştir. 5 Kasım 2001 tarihinde Filistin Özerk Yönetimi'nin politikalarında tepki gösterip istifa etmiş ancak Yaser Arafat istifasını kabul etmemiştir.
Arafat bir kararneme ile kendisini Ulusal Güvenlik Müsteşarı olarak tayin etmiş ancak bir süre sonra bu görevden de istifa etmiştir. Bu durum Arafat ile arasını açmıştır. Daha sonra Mahmud Abbas tarafından Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı olarak vazifelendirilmiştir.
Dahlan, 2007 yılında El Fetih adına Hamas ile Gazze Şeridi'nde bir güç mücadelesine girmiştir. Ancak mücadele sonucunda kaybeden taraf olarak El Fetih Gazze'den tamamen çekilmek zorunda kalmıştır. Hamas liderleri Gazze'deki hesaplaşmadan Dahlan'ı sorumlu tutmuştur.
Hamas'ın Gazze'deki askeri operasyonunun ardından Filistin'i terk etmek zorunda kalmıştır. Sağlık sorunlarını bahane ederek Batı Şeria'dan ayrılan Dahlan, bazı Avrupa ülkelerinde kaldıktan sonra Kahire'ye dönmüştür. Öte yandan Muhammed Dahlan hakkında zaman zaman çeşitli suçlamalar gündeme gelmiştir.
Dahlan evli ve üç çocuk babasıdır.