Lübnan'da 17 Eylül Salı günü Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşandı. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu 2'si çocuk 37 kişinin hayatını kaybettiğini, 300 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığını açıkladı.
18 Eylül'de gerçekleştirilen saldırının ikinci dalgasında telsizlerin patlatılması sonucu 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin yaralandığı bildirildi.
NASRALLAH'TAN İLK AÇIKLAMA: CEVAP VERECEĞİZ
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah saldırıların ardından ilk kez açıklama yaptı:
Allah'ın şu sözüyle başlamak istiyorum; 'eğer siz yara aldıysanız onlar da yaralandılar'. Bunlar Allah'ın takdiridir. Allah sizlerden şehit ister ve Allah zalimleri sevmez. Allah diyor ki, 'Siz acı çekiyorsanız, onlar da acı çekiyorlar.
İsrail kırmızı çizgileri aştı. Asla teslim olmayacağız. Saldırılar cevapsız kalmayacak. Gazze'ye yardımı kesmemizi istediler olmayınca saldırdılar. Silahlarımızı bırakmayacağız, İsrail'e karşılık verilecek.
İsrail'in saldırılarının ardından Nasrallah'tan ilk açıklama: Cevapsız kalmayacak
PEŞ PEŞE SALDIRILAR
Lübnan'da 17 ve 18 Eylül'de Hizbullah unsurlarının kullandığı telsiz ve çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatıldığı ve Lübnanlı yetkililerin İsrail'i sorumlu tuttuğu saldırılar yaşandı.
Saldırılarda şu ana kadar 37 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 250'den fazla kişi yaralandı.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, yaralıların tedavi sürecini takip etmek için Sağlık Bakanlığını ziyaret etti.
Saldırının ikinci dalgasının sona erdiği ve hastanelere yeni yaralıların gelmediği konusunda güvence veren Mikati, "Lübnan'da olup bitenlerde Birleşmiş Milletler nerede?" diye sordu.
BEYRUT SOKAKLARI SESSİZ
Lübnan'da iki gün üst üste çağrı cihazı ve telsizlerin eş zamanlı patlatılması, ülkede rutin hayatı olumsuz etkiledi.
Başkent Beyrut sokaklarında saldırıların yarattığı hüzün ve endişe hakim.
Saldırılar nedeniyle okullarda eğitime ara verilirken birçok resmi kurum da kapalı bulunuyor.
Beyrutlular, dışarıya çıkmayı tercih etmezken, sokaklardaki az sayıdaki kişinin yüzünde ise olayın şoku ve şaşkınlığı hakim.