İDSB Başkanı Kurt, 63 ülkede 300'ü aşkın STK'nın bir çatı kuruluşu olan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği adına BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ithafen yaptığı yazılı açıklamada, Arakan'daki katliamın durdurulması çağrısında bulundu. Kurt, Myanmar'ın birçok bölgesinde eş zamanlı olarak başlatılan Budist saldırılara ilaveten ordu birliklerinin operasyonları ile de ülke nüfusunun % 15'ini oluşturan Arakan Müslümanlarının, tüm medeni dünyanın gözleri önünde insanlık dışı hunhar yöntemlerle bir soykırıma tabi tutulduğunu kaydetti.
- "ARAKAN MÜSLÜMANLARINA YAPILANLAR BİR SOYKIRIMDIR"
Kurt, "Bugün Myanmar'da Arakan Müslümanlarına yapılanlar açık bir 'etnik temizliktir' ve bir 'soykırım'dır! 1938, 1942, 1954, 1978 ve 2012 yıllarında gerçekleştirilen katliamlarda binlerce Arakanlı Müslüman öldürülmüş, yüz binlercesi de bölgeyi terk etmek zorunda bırakılmak suretiyle mülteci konumuna düşürülerek etnik temizlik sistematik hale getirilmiştir." ifadelerini kullandı.
Arakan Müslümanlarının, BM İnsan Hakları ve Mülteciler Bürosunun raporuna göre "vatansız halklar" listesinde ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Kurt, şöyle devam etti:
"Dini ve etnik nedenlerle ülkesini terk eden Arakanlı mazlumların on binlercesi sığındıkları başka Müslüman ülkelerde hayata tutunmaya çalışırken, geride kalan milyonlarcası eğer tehlikeli badireleri atlatarak girebilmişlerse Bangladeş'te, değilse ülkenin dağlık ve ormanlık bölgelerinde iptidai şartlarda ve her an ölüm tehdidi altında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Ülkelerinde sayıca azınlıkta olmakla beraber toplam nüfusun önemli bir miktarını oluşturan Arakanlılar, Müslüman olmaktan, İslam kimliğine sahip çıkmaktan ve çocuklarını da bu kimlik üzere yetiştirmeye çalışmaktan başka ne gibi bir suç (!) işlemişlerdir ki ellerinde hiçbir silah olmadığı halde, en ölümcül silahlarla, donanımlı askerlerle orantısız güç kullanılarak bombalarla saldırılara maruz bırakılmakta ve soykırıma tabi tutulmaktadırlar?"
- "BM BU ZULME KARŞI NEDEN SADECE KINAMAKLA YETİNİYOR"
Bugün Myanmar'da yaşanan şeyin, daha dün sayılabilecek bir zamanda Bosna-Hersek'teki Boşnakların yaşadığı insanlık dramının bir benzeri olduğuna işaret eden Kurt, "Maalesef yine küçük çocuklar, kızlar, analar, kadınlar, yaşlı-genç demeden erkekler gaddarca katlediliyor, köyleri yağmalanıyor, evleri ateşe veriliyor, camileri, medreseleri, din adamları ve diğer dini mekânları özellikle hedef seçiliyor. Devletin bu insanlara kimlik vermediği, varlıklarını tanımadığı, 'yok' saydığı bir ortamda çocuklar okula gidemiyor, insanlar seyahat edemiyor, evlilik yapamıyor, mülkiyet edinemiyor, mevcut mallarına el konuluyor. Tüm çağdaş devletlerin BM ekseninde 'Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ni imza altına aldıkları modern bir dünyada en basit temel hak ve hürriyetlerden faydalanamıyor. Bu sorunun kendisi kadar acı olan ve insanlık adına sorgulanması gereken şey, bir türlü çözüm yolu bulunamayan bu trajedi karşısında hür dünyanın şaşılacak sessizliğidir. İnsan hak ve hürriyetlerine bu kadar vurgu yapılan bir asırda Myanmar'da insanlar katledilip bir soykırım yaşanırken Birleşmiş Milletler bu zulme karşı neden sadece kınamakla yetinmekte ve neden daha etkili bir surette bu drama müdahale etmemektedir? Saldırgan tarafı diplomatik bir dille itidalli davranmaya davet etmenin bu zulmü bugüne kadar bir türlü durdurmadığı ve bundan sonra da durdurmayacağı açık değil midir?" değerlendirmesinde bulundu.
Kurt, 63 ülkede 300'ü aşkın STK'nın bir çatı kuruluşu olan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak BM'yi bu insanlık dışı olay karşısında derhal harekete geçmeye çağırdıklarını vurgulayarak, "Myanmar Devleti'nin ve ırkçı Budistlerin zulmünü sonlandırmak, Arakanlı mazlum Müslümanların acılarını bir an evvel dindirmek üzere daha fazla gecikmeden fiili müdahale dahil icabeden her türlü tedbiri almaya davet ediyoruz." dedi.