İran'da son 3 gündür sükûnetin hakim olduğu sokaklarda hayat normale dönüyor. 28 Aralık'ta Meşhed'de bir grup göstericinin, "ülkedeki hayat pahalılığı, işsizlik, yolsuzluk" gibi sorunları protesto etmesiyle başlattığı ve dış müdahalelerle kısa sürede ülke genelinde rejim karşıtı gösterilere dönüşen protestolar tamamen bitti. Başkent Tahran'ın Tahtakalesi'nde sarraflarla konuştuk. "Bu tür toplumsal olayların ekonomiye büyük etkisi oluyor. Dört sene önceki olaylarda, geçen seneki darbe girişiminde Türk ekonomisi nasıl zarar gördüyse, bu olaylar yüzünden İran ekonomisi de zarar gördü" dediler.
'SADECE BİZİM MESELEMİZ DEĞİL'
"Bölgedeki gelişmeleri dikkate aldığımızda 15 Temmuz'daki darbe girişimi, Katar'a uygulanan diplomatik ambargo ve Ürdün Başbakanı Hariri'nin Riyad'a çağrılarak istifaya zorlanmasının ardından, İran'da yaşanan gelişmeleri sadece İran'ın iç meselesi olarak görmek konuyu fazla basitleştirmek demektir" diyen Siyaset Bilimi Doktoru ve Avrasya İlişikileri uzmanı Şüheyb Bahman da "ABD'nin Suriye politikası tamamen başarısız oldu. Batı'nın bölgedeki temsilcisi olarak gördüğümüz DEAŞ da yenildi. Öte yandan Türkiye-İran-Rusya üçlüsü arasında ciddi bir yakınlaşma da meydana geldi. Bu yakınlaşma hamlesine bir fatura kesilmesi gerekiyordu. İran'in içinde kaoslar çıkararak bu yakınlaşmayı durdurmak istediler. ABD ve İsrail'in yeni kaos planlarını devreye sokmaya çalışacağını ön görüyoruz" şeklinde konuştu.
Ülkelerinde ekonomik sıkıntılar olduğunu kabul eden İranlılar ancak yabancıların bu durumu siyasi bir koz hâline dönüştürmesine izin verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Bahman, "Türkiye'nin bu gösteriler esnasında İran'a destek vermesini iç siyaset ve uluslararası ilişkiler bakımından iki biçimde değerlendirmeliyiz. Ankara'da da Tahran'da da meşru, yasal ve ulusal camia tarafından tanınan yönetimler var. Türkiye'deki darbe girişimi yasadışıydı. İran buna karşı çıktı. İran'da yaşanan gösteriler de yasadışı, Türkiye de buna karşı çıktı" dedi.
"Uluslararası camia açısından bakınca da her iki ülkeye de dışarıdan müdahale etmek isteyen devletler var. Dolayısıyla iki ülke bu tür durumlarda birbirlerine destek olmalı" diyen Bahman "İlk iki üç gün içerisindeki barışçıl gösterilere hiçbir yetkili karşı çıkmadı. Ancak bunu fırsat gören bazı gruplar, olayları başlatarak kamu mallarına zarar verip halkın esenliğini tehlikeye attı" diyerek fırsatçıları, 'halkın oluşturduğu dalga üzerinde sörf yapmaya çalışan aktörlere' benzetti.
KOMŞULAR SIRT SIRTA VERMELİ