İran'da 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin gözaltında ölümünün ardından başlayan gösteriler yaklaşık bir aydır devam ediyor. İran sokaklarında üniversite öğrencilerinin ve işçilerin de katıldığı gösterilerde sloganların tonu artarken, yönetimin açıklamaları ve polisin müdahalesi sertleşiyor.
GÖSTERİLER NASIL BAŞLADI?
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açtı. Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında başlayan gösteriler, ülkenin birçok kentine yayıldı.
GÖSTERİCİLER NE İSTİYOR?
İlk günlerde, "Ahlak Polisi" ve "zorunlu başörtüsü" uygulamasına karşı başlayan eylemler, daha sonra rejim karşıtı gösterilere dönüştü. Sokaklara çıkan protestocular, "Kadın, Yaşam, Özgürlük" sloganlarının yanı sıra ülke lideri Ali Hamaney'i hedef alan "Kahrolsun Diktatör" sloganları attı.
HÜKÜMET "TERÖRİST EYLEM" DİYOR
İran lideri Hamaney, 3 Ekim'de yaptığı açıklamada, protestolardan ABD ve İsrail'i sorumlu tuttu. Batılı güçlerin İran'ı rejim muhalifleri üzerinden parçalamayı hedeflediklerini savunan Hamaney, "Bu isyanlar ABD ve siyonist (İsrail) rejiminin bir projesidir. Onlardan maaş alan yurt dışındaki bazı İranlı hainler onlara yardım ettiler. 'İran'a saldırma ve rejimi değiştirme amacında değiliz' açıklaması yapan düşmanların gizli hedefi, ülkede isyan çıkarıp güven ortamını yok ederek bazı heyecanlı tipleri tahrik etmektir." dedi.
İran Hükümet Sözcüsü Ali Bahadori Cehromi de dün yaptığı açıklamada, ülke genelindeki protestoları, "örgütlü ve terörist eylemler" olarak nitelendirdi. Cehromi, "Bazı örgütlü ve terör girişimler şunu ortaya koymuştur ki; İran düşmanı ve karşıtları, halkın hukuk, güvenlik ve huzuruna zarar vermek için her konjonktüre uygun proje üretmektedirler." ifadelerini kullandı.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Kurumunun 12 Ekim'de yayımladığı raporda, Emini'nin ölümü sonrasında başlayan sokak gösterilerinde emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu 201 protestocunun hayatını kaybettiği aktarıldı. Ülkedeki 31 eyaletten 18'sine dair rakamların yer aldığı raporda en çok can kaybının Sünni nüfus yoğunluklu Sistan-Beluçistan eyaletinde olduğu belirtildi.
Raporda, Sistan-Beluçistan eyaletinde 93, Mazenderan'da 28, Kürdistan eyaletinde 14, Gilan ve Batı Azerbaycan'da on ikişer, Tahran'da 11, Kirmanşah'ta 8, Elborz'da 5, Horasan-ı Rezevi ve İsfahan'da üçer, Kazvin, Kohgiluye-Buyer Ahmed, Zencan ve Doğu Azerbaycan'da ikişer, İylam, Buşehr, Simnan ve Huzistan'da birer göstericinin yaşamını yitirdiği kaydedildi.
Gösterilerde en çok can kaybının olduğu Sistan-Beluçistan eyaletinin Zahidan kentinde Sünnilere ait Mekki Mescidi'nde 30 Eylül'de cuma namazı sonrası düzenlenen protestolarda emniyet güçlerinin açtığı ateş sonucu Beluç Aktivistler Örgütüne göre 42 kişi hayatını kaybetti; bu rakam sonraki günlerde yaralananlardan bazılarının hayatını kaybetmesi ve devam eden sokak gösterilerine emniyet güçlerinin müdahalesiyle 95'e kadar yükseldi. İran'da Sünni din adamı ve Zahidan Cuma İmamı Mevlevi Abdulhamid İsmailzehi, yaşanan olayı "facia" olarak nitelendirdi.
Olaylar sırasında Sistan-Beluçistan Eyaleti Devrim Muhafızları İstihbarat Başkan Yardımcısı Hamid Rıza Haşimi'nin bir gösterici tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiği açıklandı. Zahidan kentinde göstericilerle emniyet güçleri arasında çıkan çatışmalarda 5 askerin de öldüğü duyuruldu.
24 GÜVENLİK GÖREVLİSİ HAYATINI KAYBETTİ
İran'daki hükümete yakınlığıyla bilinen İran gazetesi, 10 Ekim günü baş sayfasından, Emini'nin ölümü sonrası başlayan sokak gösterilerinde 24 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Yaşamını yitirenler arasında Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı askerler, istihbarat birimi çalışanları ve milis gücü (Besiç) üyelerinin de bulunduğuna işaret edildi. Gösteriler sırasında 200'den fazla emniyet görevlisinin de yaralandığı aktarıldı.
İran'ın birçok kentinde yaklaşık 1 aydır süren gösterilerin bir lideri bulunmuyor. Göstericilerin, ülke dışındaki rejim karşıtı Rıza Pehlevi ve Halkın Mücahitleri gibi örgütlerin liderlerine yanaşmadığı gözleniyor. Gösterilerde önceki rejim muhalifi liderlerin kabullenilmemesi bazı muhalif siyasi yorumcular tarafından olumlu karşılanıyor. Ülke geneline yayılan gösterilerde çok sayıda kamu malı ve aracının tahrip edildiği belirtildi.
Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansının haberine göre, eylemlerde, 15 polis aracı, 70 metrobüs istasyonu, 170 metrobüs, 323 banka şubesi, 85 ambulans, 30 itfaiye aracı hasar gördü.
Mahsa Emini'nin ölümü üzerine başlayan gösteriler ilk olarak başörtüsü zorunluluğuna karşı kadınlar tarafından sahiplenildi. Emini'nin Kürt olması nedeniyle Kürt bölgesinde alevlenen gösteriler daha sonra başkent Tahran, Meşhed ve İsfahan gibi büyük kentlere sıçradı. Sokak gösterilerinin yanı sıra Tahran, Tebriz, Meşhed ve İsfahan gibi metropol kentlerdeki üniversitelerde devam eden gösterilere bazı öğretmenlerin yanı sıra lise öğrencileri de katıldı.
İşçi sınıfı da 10 Ekim itibarıyla eylemlere dahil oldu. Buşehr eyaletinde petrokimya ve rafineri işçileri düzenledikleri grevle, Emini'nin ölümünün ardından başlayan eylemlere destek verdi.
DÜNYADA NASIL YANKI BULDU?
ABD, İngiltere ve Kanada, Mahsa Emini gösterilerinde polisin eylemcilere yönelik müdahalelerini kınayarak bazı İranlı güvenlik yetkililerine yaptırım kararları aldı. Avrupa Parlamentosu vekilleri 6 Ekim'de İran'ı Emini'nin ölümüyle ilgili tarafsız soruşturma yürütmeye davet etti.
Avrupa Birliği de "cinayetin sorumlularına yaptırım uygulama" çağrısı yaptı.