Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi'nin Bağdat Yeşil Bölge'deki evinin silahlı drone tarafından vurulmasının yankıları sürüyor. Dünyanın kınadığı saldırının arka planında ise başka bir denklem var. Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar konuyla ilgili sabah.com.tr'ye çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İRAN - ABD/İSRAİL EKSENİ
Abdullah Ağar, 10 Ekim'deki seçimlere vurgu yaparak, siyasi dizayn planına dikkat çekti. Ağar, bu dizayn sürecinde İran ile ABD/İsrail ekseninde iki taraf olduğunu belirtti. Ağar, silahlı çatışmaya da varabilecek durumların söz konusu olduğunu ifade ederek, kullanılan metodu "Çok tehlikeli" olarak niteledi.
Ağar, "Çünkü, suikast ve sabotaj kelimeleri geçiyor. Bir başbakanın evi en güvenlikli bölgede drone ile etki altına alınıyor. Son derece sert bir mesaj." dedi.
"MESELE SADECE SEÇİM DEĞİL"
Ağar, seçimler sonrası denge kurulma arayışları olduğunu söyleyerek, "Geçmişteki seçimlere ve seçimlerden sonraki kurulan hükümetlerin karakterine baktığımız zaman bir şekilde pastadan taraflar pay alarak, işbirliği oluşturdular. Şimdi de buna dair bir arayış var. " ifadelerini kullandı.
Ağar şunları söyledi:
Irak'taki denklem çok değişti. Irak'ın parçalanmasıyla ilgili bazı temel parametrelerin gelişmekte olduğunu görüyoruz. Yepyeni bir fotoğrafın şekillenmekte olduğunu gösteren emareler geliyor. Bu açılardan çok dikkat edilmesi gerekir. Mesele sadece seçim ve hükümetin dizaynı değil. Bizim de çok yakından takip etmemiz ve inisiyatif üretmemiz gerekiyor.
"KOMPLO HER ADIMDA ARTIYOR"
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar sosyal medya hesabından da şu değerlendirmeleri yapmıştı:
Bağdat sadece Irak'ın değil entrika ve fitnenin de başkentidir. İç savaşların-dini-mezhebi-meşrebi-siyasi-etnik ameliyatların kurgulandığı/yapıldığı model ülkedir.
Irak'ı yönetme/parçalama/güç ve menfaat kavgasında yeni boyut: Irak Başbakanı Kazımi'nin evini SİHA ile vurmuşlar!
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar
Seçimlerden sonra ülkede gerginlik ve komplo her adımda artıyor. Haşdi Şabilerin İran destekli siyasi kanadı, büyük güç kaybına uğramışken, son derece gerilmiş ve gergin, pastadan daha büyük pay istiyor, gerginlik, istikrarsızlık ve gözdağı üretiyor.
Kazımi'yi suikastten hemen önce Kazımi'yi tehdit ettikleri için oklar Ashab-ül Ehlül Hak ve lideri Kays Hazali'yi, Fetih'in lideri Hadi el Amiri'yi ve Ebu Ala el-Velayi'yi gösteriyor, ama onların bu pervasız tehditleri fırsat bilen başkaları da suikastta devreye girmiş olabilir.
IRAK'TA NELER OLUYOR?
Irak'ta 10 Ekim'de yapılan erken genel seçimlerde Mukteda es-Sadr'a bağlı Sadr Grubu nihai olmayan sonuçlara göre 73 sandalye elde ederken, İran'ın desteklediği Haşdi Şabi gruplarının yer aldığı Fetih Koalisyonu 14 vekil çıkarabildi. Eski Başbakanlardan Haydar İbadi ve Şii dini ve siyasi lider Ammar Hekim'in ittifakı ise 4 sandalye kazanabildi.
Söz konusu Şii gruplar, seçimlere şaibe karıştırıldığını iddia ediyor.
İran'a yakın Fetih Koalisyonu ve Şii Haşdi Şabi destekçileri, 10 Ekim'de yapılan seçim sonuçlarına itiraz ederek Yeşil Bölge önündeki oturma eylemini sürdürüyor. 5 Kasım Cuma günü eylemcilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan arbedede 1 gösterici güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu ölmüştü. Bunun üzerine tansiyonun yükseldiği olay yerine gelen Şii milis gücü Asayib Ehlilhak Hareketi lideri Kays Hazali, Kazımi'ye yönelik tehditler içeren ifadeler kullanmıştı. Hazali, ölen eylemci için kurulan taziye çadırından yaptığı açıklamada Kazımi'ye yönelik tehdit içeren ifadeler kullanmıştı.
Hazali'nin yanı sıra Fetih Koalisyonu lideri Hadi Amiri ve Şii milis güçlerden Ebu Ala el-Velayi de Kazımi ve hükûmete yüklenerek sert eleştirilerde bulunmuştu. Amiri göstericinin öldürülmesinin cezasız kalmayacağını açıklamıştı.