Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine, PKK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirmek için düzenlediği Pençe-Kaplan Operasyonu'na ilişkin Demirören Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu.Tütüncü, Pençe-Kaplan Operasyonu'nun Irak'taki Türkmenler tarafından desteklendiğini ve bunun Türkiye için uluslararası hukuktan doğan bir hak olduğunu söyledi.
IRAK ÖNCE KENDİ EGEMENLİĞİNİ KORUSUN
Tütüncü, 'Çünkü uzun zamandan beri bu terör yuvaları Irak'ta barınıp, Irak'ta eğitim görüp, Türkiye'ye saldırmaktadır. Biz Irak Türkmen Cephesi olarak da uzun yıllardır bunun hem parlamentoda ve Irak'ın çeşitli mahfillerinde bunu dile getiriyoruz. Hiçbir terör örgütünün orada kalmasını istemiyoruz. Çünkü Irak eğer egemen bir ülkeyse, önce topraklarının her karışına hakim olması gerekiyor. Ancak maalesef uzun yıllardan beri bunu dillendirmemize rağmen PKK'nın orada barındırılması ve hatta bölgesini artırdı, DEAŞ terör örgütünün bölgeye sızmasından sonra da Kandil ve Sincar bölgesini bir üs olarak tutmaya başladı. Oradan da eğitim kampları kurup özellikle de Irak'ın Yezidi kesimlerinde bir takım militanları da içerisine alarak aynı terör eylemlerine devam etti. Bu anlamda, Türkiye'yi tehdit etmeye devam ediyor' ifadelerini kullandı.
MSB'den Pençe-Kaplan operasyonunda yeni paylaşım! 150 metrelik tünel görüntülendi | Video
TÜRKİYE'Yİ BU KONUDA HAKLI GÖRÜYORUZ
Tütüncü, Türkiye'nin operasyonunun meşru olduğunu ve milli güvenliğini sağlamak için gerekli olduğunu ifade ederek, Türkiye'yi bu konuda haklı görüyoruz. Türkiye, milli güvenliğini sağlamak için dünyanın neresinde olursa olsun kendisine gelen tehdidi bertaraf etmek için tabi ki operasyona girişecek. Sadece Türkiye değil, gücü yeten her ülke bunu yapar. Irak'tan bazı sesler yükseliyor, Irak'ın egemenliğine ihlaldir' diye. O halde egemensek, önce kendi ülkemizin her karışına hakim olmamız gerekiyor. Daha önce Irak'ta İran'a karşı benzer terör eylemleri yapan Halkın Mücahitleri Örgütü vardı ve Irak'tan hepsi çıkartıldı. Çünkü, İran'ın özellikle bölgede olan etkinliğinden dolayı, yani Bağdat üzerinde olan etkinliğinden dolayı baskıyı kurdu' dedi.
BÖLGESEL YÖNETİMLERİN DE TÜRKİYE İLE BİRLİKTE ÇALIŞMASI GEREKİYOR
'Bağdat şunu söylüyor; 'Bu benim bölgemde değil, bölgesel Kürt yönetimi bölgesindedir. Dolayısıyla benim oraya gücüm yetmiyor.' Senin kendi ülkende kendinden olan bir parçaya gücün yetmiyor da Türkiye'ye mi gücün yetecek' diyen Mehmet Tütüncü, Erbil ve Bağdat yönetimlerinin Türkiye ile ortak çalışması gerektiğini vurguladı. Tütüncü, 'Burada en doğru yol, bu PKK'nın topraklardan tamamıyla temizlenmesi için Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Bağdat yönetimi ve aynı zamanda Erbil yönetimi, üçü bir araya gelip ortak bir operasyonla bu bölgeleri temizlemesi gerekiyor. Buna da karşı duran bu terör örgütüne destek veriyor. Ateş düştüğü yeri yakar diye bir atasözümüz var. Dolayısıyla ABD olsun, Avrupa'nın pek çok ülkesi olsun, Rusya olsun, kendisine gelebilecek en ufak tehdit karşısında hiçbir şekilde kimseyi dinlemeden kendi milli güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Dolayısıyla Türkiye bölgesel bir güç olarak da Irak'ta da olsun, Suriye'ye olsun, nereden gelirse gelsin bu tehdit, tehdidi yerinde bertaraf etmek için ve terör yuvalarını kurutmak için her türlü gücü kullanacaktır. Buna da kimsenin itirazı olmaması gerekir çünkü bu uluslararası bir haktır aynı zamanda' diye konuştu.
'SURİYE'YE ÇEKİLME İHTİMALLERİ VAR'
Operasyonun ardından bölgeden çekilmesi beklenen terör örgütü mensuplarının Suriye ve İran'a geçiş yapabileceğinin altını çizen Tütüncü şöyle devam etti;
'Burada Kuzey Irak yönetiminin burada niyetini ve samimiyetini görmek gerekiyor. Kandil bölgesinde Barzani ve Talabani yönetiminin arasında bir bölgede kalıyor. Dağlık İran sınırına yakın bir bölgede. Bölgesel yönetimle bunun üzerine gidilmesi lazım. Orada farklı partiler, gruplar değil de bölgesel yönetim olarak tek bir kararla bölgelerinden terörü arındırmaları gerekiyor eğer oraya saldırı olmasını istemiyorlarsa. O bölgelerde birtakım yerlere çekilme ihtimalleri var. Tabi ki en büyük ihtimal Suriye'ye çekilmektir. Özellikle Sincar bölgesinde olanlar, Erbil bölgesinde olanlar, bunların daha çok Suriye'ye çekilme ihtimalleri yüksek. Diğer taraftan da Kandil'dekilerin de eğer İran izin verirse, İran'a çekilme ihtimalleri var. Buna da izin vereceğini şu anda pek sanmıyorum. Dolayısıyla şu anda öyle bir üs tutmuşlar ki oradan hiçbir şekilde çıkmayacak gibi bir tavır içerisindeler. Bunu da biraz Kürt kamuoyunu da ayaklandırarak, oradaki bölgesel Kürt yönetiminin elini bağlamaya çalışıyorlar. 'Kürt, Kürdü öldürmesin' gibi. Ancak bu mesele Kürt, Türk veya Arap meselesi değildir. Bu bir terör meselesidir. Terör kimden gelirse gelsin, terördür. Irak hükümeti de bölgesel yönetim de Türkiye ile bu konuda anlaşmalıdır. Eğer kendi güçleri yetiyorsa, kendi topraklarını kendileri temizlemeliler. Birinci görevleri budur. Bu Irak ordusunun ve peşmergenin yapması gereken bir iştir. Güçleri yetmiyorsa da Türk ordusundan destek alarak müşterek bir operasyonla bölgeyi temizlesinler ve bu kangreni bitirsinler diye düşünüyoruz. Yoksa orada daha sürekli Türkiye operasyon yapmak zorunda kalacak. Başka bir alternatif de Türkiye, PKK'nın barındığı bölgelere girip bir daha çıkmayacak. Başka da yolu kalmayacak. Bu da Irak'ta ses yükseltiyor. Bu Irak'ın egemenliğine müdahale olarak görülüyor ancak sen egemenliğini kendin koruyamıyorsan, başkaları da müdahale eder tabi ki.'
'TÜRKİYE'NİN MİLLİ GÜVENLİĞİ BİRİNCİ PLANDA'
Tütüncü, Türkmenlerin Türkiye'yi desteklediğini ifade ederek, 'Bölge geneline baktığımız zaman Arap kesimden de herhangi ciddi bir tepki görmüyoruz. Türkmenler zaten operasyonu destekliyor. Kürt kesiminin bir kısmı da yönetimi suçluyor bu anlamda, 'PKK'yı temizleyemiyorsunuz' diye. Bazen tabi PKK'nın ikna ettiği ya da kandırdığı kesimler de tepkili bakıyorlar. Ancak Türkiye burada bu tepkileri dikkate alabilecek durum da değil. Kendi milli güvenliği birinci planda, şu anda yaptığı gibi düşünecek ve bütün gücüyle o temizliği yapacak' dedi.