NATO üyeliği için Türkiye'nin onayına ihtiyaç duyan İsveç'te son zamanlarda ardı ardına gelen alçak saldırılar aslında Batı'nın ikiyüzlülüğünün bir yansıması. Avrupa ülkeleri söz konusu farklı bir dinin veya ülkenin değerleri olduğunda "ifade özgürlüğü" adı altında her türlü küstah saldırıya, kirli iftiraya ya da propagandaya izin veriyor. Bu durum son olarak İsveç'te ortaya çıktı. Türk bayrağına hareketlere ceza vermiyorlar. Terör örgütü PKK'lılara kol kanat geriyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik iftiralara göz yumuyorlar. Son olarak da İslam'a alçak bir saldırıya izin verdiler.
Ancak kendi ülkelerine yönelik herhangi bir çirkin eyleme kesinlikle müsaade etmiyorlar. Hatta Avrupa ülkelerinin polisleri, başka milletlerin hassasiyetlerine saldırılara kalkan oluyor.
POLİSİN ÇİFTE STANDARDI
İsveç'te Kuran-ı Kerim yakan Danimarkalı aşırı sağcı lider Rasmus Paludan, 2017'den bu yana provokatif eylemlerini polis koruması altında sürdürüyor. Terör örgütü PKK militanlarının Türkiye karşıtı eylemlerini Avrupa'daki polisler izlemekle yetiniyor. Diğer taraftan aynı polisler, Türkiye'ye destek veren birçok barışçıl gösteride ise şiddete başvuruyor.
SÖYLEDİKLERİ YALANLAR İLK DEĞİL
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında haziran ayında Madrid'de üçlü muhtıra imzalanmıştı. İki ülke de Türkiye'nin NATO üyeliklerini desteklemeleri karşılığında teröristlerin iadesini kabul etmişti. Ankara, iki ülkenin tek yapması gerekenin taahhütlerini yerine getirmeleri olduğunu dile getiriyor. Ancak özellikle İsveç sözlerini tutmayarak Türkiye karşıtı eylemlere göz yumuyor. Batı ülkeleri daha önce de terör örgütü YPG konusunda verdikleri sözleri tutmamıştı.