Hindistan yönetiminin, Cammu Keşmir bölgesindeki yaşananları aktaran gazetecilere ve insan hakları savunucularına "acımasız kanunlar" uyguladığı iddia edildi. Keşmir İçin Yasal Forumun (LFK), Londra Merkezli uluslararası hukuk firması Stoke White iş birliğiyle hazırladığı "Hindistan, Keşmir'de Basını ve İnsan Haklarını Susturuyor" başlıklı rapor yayımlandı.
ACIMASIZ KANUNLAR
Raporda, Hint makamlarının, Cammu Keşmir bölgesindeki gazetecilere ve aktivistlere karşı "acımasız kanunlar" uyguladığı ileri sürüldü.
"Hint yetkililer, akla yatkın gazetecilik ve insan hakları savunuculuğu yapan kişileri rahatsız etmek, gözaltına almak ve cezalandırmak için bir strateji uyguluyor." ifadesi kullanılan raporda, söz konusu kanunların, özellikle hak ihlallerini belgeleme haber değeri taşıyan olayları dünyaya bildirme yetisine sahip kişilere karşı uygulandığı kaydedildi.
YÜZDE 20'Sİ AKADEMİSYEN
Raporda, son 2 yılda, yaklaşık 10 gazetecinin Hindistan'a karşı ayaklanma, terör, komplo ve cinayetle suçlandığı bilgisi paylaşıldı. LFK yetkilisi Nasir Qadri, yaptığı açıklamada, Hindistan'ın 2019'da Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılmasından bu yana gazetecilerin yaklaşık yüzde 20'sinin halkla ilişkiler uzmanı ya da akademisyen olarak çalıştığını belirtti.
Qadri, gazetecilerin mesleği bıraksa bile Hint yetkililer tarafından rahat bırakılmadığını, gazetecilerin evlerine baskın düzenlediğini ve zihinsel işkence yapıldığını öne sürdü.
ÖZEL STATÜNÜN KALDIRILMASI
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini 5 Ağustos 2019'da iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve eyaleti ikiye bölmüştü. Eyalet, 31 Ekim 2019'da resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh "Birlik Toprağı" statüsünde iki bölgeye ayrılmıştı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirilmiş, bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.
İngiltere'den bağımsızlığın kazanıldığı 1947'den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.