Hadi Karasu, dünya moda endüstrisinde hiçbir şeyin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından önceki gibi olmayacağını, yeni dinamiklerin iş ve ticareti baştan kurgulamayı zorunlu hale getirdiğini söyledi.
Karasu, salgınının Türk moda endüstrisine hasar vermekle birlikte yeni fırsatları da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, "ABD'nin Çin'e alternatif arayışı ve Avrupa gibi büyük bir pazara yakınlığımız Türkiye'yi yeni dönemin en avantajlı ülkelerinden biri yapıyor. Önümüzdeki yıl Avrupa ve ABD'nin gözü Türkiye'de olacak. Eğer iyi hazırlanabilirsek tarihi bir başarı elde edebiliriz. Türk hazır giyim sektörü salgın sürecinden güçlenerek çıkacak." diye konuştu.
Nakit sıkışıklığı çeken sektöre ilk yılı ödemesiz 3-4 yıl vadeli kredi desteği verilmesi önerisinde bulunan Karasu, bunun gerçekleşmesi durumunda Çin'in 170 milyar dolarlık hazır giyim pastasından büyük bir pay alabileceklerini, kısa sürede istihdam ve ihracatlarını iki katına çıkarabileceklerini ifade etti.
Karasu, Türkiye ekonomisi için stratejik önemi bulunan hazır giyim sektörünün salgın nedeniyle küresel pazarların kapanmasından hemen önce istihdamda ve kapasite kullanımında zirvede bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Hazır giyim endüstrisi olarak yüzde 87 yerli girdi kullanarak üretim yapıyoruz. Ülkemize her yıl 15-16 milyar dolar net döviz kazandırıyoruz. İmalat sanayisinde en yüksek istihdamı sağlayan üç sektörden biriyiz. İstihdamın yüzde 65'ini kadınlar oluşturuyor. Şubat 2020'de 592 bin 500 kişiyle istihdam rekorunu yeniledik. Kapasite kullanımında ise yüzde 85'lerdeydik. Salgınla birlikte çok sert bir fren yaptık. Kapasite kullanımımız nisanda yüzde 47'ye, mayısta yüzde 38'e indi. Haziranda yukarı doğru ivme başladı ve yüzde 47,7'yi, ardından temmuzda yüzde 60,3'ü gördük, Kapasite kullanımında yüzde 70'in altı zarar anlamına geliyor ve sektör olarak 4 aydır zarar yazıyoruz. Yüzde 70'in üzerini eylülde görebileceğimizi tahmin ediyoruz."
"BU YILI İHRACATTA 15 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE TAMAMLAYACAĞIMIZA İNANIYORUM"
Hadi Karasu, salgının ilk aylarında iç pazarda ciddi bir daralmayla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, yurt içinde aylık 8-9 milyar lira olan kredi kartıyla hazır giyim harcamalarının nisanda 2 milyar liraya kadar gerilediğini anlattı.
İhracatta da üç aylık dramatik düşüşün ardından haziranda ibreyi yukarı çevirdiklerine işaret eden Karasu, haziranda yabancı markaların stoklardaki ürünleri çekmesinin ve maske ile koruyucu giysilere yoğun talebin etkisiyle ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25 arttığını anımsattı.
Karasu, hazirandaki bu artışa rağmen ilk yarıyı yüzde 19,8 ekside kapattıklarını aktararak, "Temmuzda da işler umduğumuzdan daha iyi gitti. Verilere bakılırsa bu ayı da geçen yılla başa baş kapatacağız gibi görünüyor. 2020'nin tamamını ise bizim için psikolojik eşik olan 15 milyar doların üzerinde tamamlayacağımıza inanıyorum. Yurt içi perakende de yüzde 20-25 daralma bekliyoruz. Yaşadıklarımıza bakıldığında bu senaryoyu 'kötünün iyisi' olarak değerlendirebiliriz." ifadelerini kullandı.
"AVRUPA'DA MEDİKAL ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ KONUSUNDA CİDDİ BİR BOŞLUK VAR"
Hadi Karasu, kamu ve özel sektörün zorlu süreçte örnek bir dayanışma sergilediğinden bahsederek, Kısa Çalışma Ödeneği sayesinde istihdamı korumaya çalıştıklarını, Eximbank ve diğer kamu bankalarının verdiği kredilerin sektöre nefes aldırdığını kaydetti.
TGSD'nin yurt dışındaki sektör kuruluşları ve markalarla yürüttüğü mektup diplomasisi sayesinde haziranda stoktaki ürünlerin büyük ölçüde çekildiğini anlatan Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Stoklar bizim kabusumuzdu, süreci çok iyi yönettiğimizi söyleyebilirim. Stok ürünlerin yanı sıra ilk yarıda maske ve koruyucu giysi ihracatımızdaki yüzde 1.000'e yakın artışın da altını çizmem gerekiyor. Bu süreç bize Avrupa'da medikal ürünlerin üretimi konusunda ciddi bir boşluk olduğunu gösterdi. Başkan Yardımcısı olduğum Euratex'te Avrupa'nın medikal ürün ihtiyacını karşılayacak bir üs kurulmasını ve Türkiye olarak buna aday olduğumuz söyledim. Ayrıca TGSD bünyesinde yeni bir çalışma grubu oluşturduk. Bu grup aracılığıyla kamu, üniversite, özel sektör, laboratuvarlar, denetim-akreditasyon-standardizasyon kuruluşlarını birlikte çalıştırıp medikal tekstil ve hazır giyim alt sektörü oluşturmak, bu alanda yatırım yapmak isteyen firmaları kümelendirerek ülkemize organize yeni bir alan kazandırmak için yoğun mesai harcıyoruz."
"HIZLI AMA SEZON TEMELLİ ÜRETİME GEÇİLMESİ GEREK"
Hadi Karasu, salgın döneminde küresel markaların ucuz ama uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın çok daha büyük finansal kayıplara ve yıkımlara neden olabileceğini tecrübe ettiğini, bu nedenle artık ihtiyaçların yakın ülkelerden tedarik edileceğini anlattı.
Salgının, sektöre hızlı ama sezon temelli üretime geçilmesi gerektiğini öğrettiğini aktaran Karasu, "Dolayısıyla üçer aylık veya daha kısa aralarla koleksiyon yapan bir ülke formatına bürünmemiz gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman bölgenin en güçlü stratejik tedarik partneri konumlanmamızı sürdürülebilir hale getirebilir, uzak diyarlardan sağlanan ürünleri de tedarik etmek suretiyle ihracatımızı hızla yükseltebiliriz." dedi.
Karasu,sektör olarak atılması gereken adımlardan da bahsederek, şunları kaydetti:
"ABD pazarı için büyük üretim ölçekleri yaratılmalı. AB pazarında ise esnek, yalın, hızlı, küçük parti üretim kapasitesi etkinliği arttırılmalı. Yeşil ve güvenli üretim sertifikası kullanımı sağlanmalı. AB ile Gümrük Birliği Anlaşması yenilenmeli ve serbest ticaret anlaşmaları aynı anda yürürlüğe girmeli. ABD ile gümrüksüz ticaretin önü açılmalı. Girdi tedarikinde iyileşmeler hayata geçirilmeli. Yurt içinde yeterli üretimi olmayan girdilerin ithalatı üzerindeki vergileri ve DIR kaldırılmalı. Yurt dışı ve yurt ı̇çı̇ lojistik olanakları iyileştirilmeli. Dijital alt yapı iyileştirilerek elektronik ticaret satış kanalı yeni bir büyüme alanı olarak ülke ve sektör stratejimizin ilk sıralarına yazılmalı, ülke genelinde bir seferberlikle yaygınlaştırılmalı. Ev ödevlerimizi tamamlayabilmemiz için acil yatırım yapmak ve büyük ölçekli üretimi ülke geneline yaymak durumundayız."
"İSTANBUL MODA KONFERANSI BU YIL İLK KEZ ONLİNE DÜZENLENECEK"
Hadi Karasu, salgınla birlikte dijitalleşmenin öneminin çok daha iyi anlaşıldığını, mart ayından bu yana yurt içindeki ve yurt dışındaki iş ortakları ile tüm süreçleri sanal ortamda gerçekleştirdiklerini söyledi.
Toplantıların, koleksiyon tanıtımlarının, hatta defilelerin dijital ortamda gerçekleştirildiğini hatırlatan Karasu, TGSD'nin prestij organizasyonu İstanbul Moda Konferansı'nı da bu yıl 8-9 Ekim'de ilk kez online düzenleyeceklerini bildirdi.
Karasu, 2008'den bu yana İstanbul Moda Konferansı ile hazır giyim ve tekstil sektörünün bütün tedarik zinciri halkalarını bir araya getirdiklerini, bu yılki sloganı da "Fashion's Wake Up Call" olarak belirlediklerini kaydetti.
Konferansta küresel markaların temsilcileri ile salgında çok daha öne çıkan, çevreye saygı, sürdürülebilirlik ve dijitalleşmede nerede olunduğunu, nereye evrilinmesi gerektiğini, giyilebilir teknolojiler, akıllı kumaşlar ve medikal tekstil gibi konuların mercek altına alınacağını anlatan Karasu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tüketicilerin 'kullan at' tarzı ürünlerdense uzun süre kullanılabilecek kıyafetlere ilgisinin arttığını gözlemliyoruz. Konferansın ilk gününde bütün bu konularda Türkiye'yi bekleyen fırsatlar ve ev ödevlerimiz hakkında ufuk açıcı sunumlar, tartışmalar ve yeni iş birlikleri oluşacağına inanıyorum. İkinci günde ise firmalarımızla 50'ye yakın alım grubunun temsilcilerini bu kez sanal ortamda buluşturacağız. Bu bölümde 1.000'in üzerinde görüşme yapılacağını, alınacak siparişlerle hazır giyim ihracatımıza 250 milyon dolarlık katkı yapacağımızı tahmin ediyoruz."