NTV canlı yayınına konuk olan ünlü bilim insanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, aşı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Son dakika açıklamalarında bulunan Hotamışlıgil şu ifadeleri kullandı: "Salgın açısından düşünürsek bundan sonraki aylar kolay geçmeyecek kış aylarında kapalı alanlarda daha vakit geçiriliyor bu nedenle dünya genelinde bir artış bekleniyor. Şu anda dünyada kışı yaşayan ülkelerde vaka sayısında artış dikkat çekici. Önümüzdeki aylarda kapalı alanlara dönüş daha çok oldukça salgın açısından zor bir döneme giriliyor."
Aşı çalışmaları hakkındaki soruya da yanıt veren Harvard Üniversitesi Metobolizma Genel Hastalıklar Uzmanı Profesör Doktor Gökhan Hotamışlıgil aceleci olmamak gerektiğini vurguladı.
"Aşı çalışmaları konusunda kesin bir zaman vermek çok sağlıklı değil fakat yakın zamanda aşı çalışmalarında sona gelineceğini söyleyebilirim. Şu anda birçok çalışma son klinik çalışma evresine gelmiş durumda bazı çalışmaların sonuçları birkaç ay içinde netleşecek. Kabaca tahmin yapmak gerekirse başka bir sıkıntı doğmayacağını varsayarsak bu sene içinde bir veya birkaç aşının uygulamaya hazır hale geleceğini düşünebiliriz.
Tedbirli davranıp aşı çalışmalarının sabırla sona ermesini beklemek ve denetim sistemini devreye sokmak gerekiyor. Son dönemeçte yaygın kullanım için acele etmemek gerekiyor."
BULUNAN AŞI 8 MİLYAR İNSANA ULAŞABİLECEK Mİ?
Aşının ne zaman elde olacağı sorusunu kimin için ne zaman elde olacak diye düşünmek lazım. Bir Kuzey Avrupa ülkesinde veya Amerika'da, yüksek risk grubunda sağlık hizmetine kolay erişen ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek gruptaysanız bu aşı size daha hızlı ulaşacak. Düşük gelirli bir ülkedeyseniz ve düşük ekonomik dilimde iseniz o aşı size daha geç gelecek. Birinci grupta insana 2021 yılında diğer gruplara 2023 yılında ulaşabilir. Bu eşitsizliği önlemek için de çalışılıyor ve pek çok organizasyon ortak çalışmalar ile alışılmışın dışında çözümler üretme çabasında.
SOMUT GELİŞİMELER OLACAK
OLUMLU ŞEYLER SÖYLENEBİLECEK Mİ?
Olumlu gelişmeler de var. Birincisi hem virüs hem de hastalık tablosu ile ilgili çok önemli bilgi ve deneyim birikimi gerçekleşmiş durumda. İkincisi bu virüsün pek çok karakteristiği şimdiye dek görülmemiş bir hızda çözüldü ve çözülüyor. Akıl almaz bir çalışma yoğunluğu var ve her gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Ben bu alanda önümüzdeki 6 ay içerisinde önemli ve somut gelişmeler olacağını düşünüyorum. Üçüncüsü, çok sayıda aşı programı dünyanın pek çok yerinde hızla ilerliyor ve insan testleri son aşamalarında.
İklim değişikliğinin şu an mücadele ettiğimiz salgını mumla aratacak boyutta sorunlar ile geldiğini düşünürsek, bu konulardaki tavrın belki daha öncelik haline geleceğini düşleyebiliriz. Bilim bize bir bilgi veriyor ve bu bilgiyi kullanmalıyız. Biraz önce sıralıyordum, üçüncü konu bilim ve yetkinlik. Bilimsel verilerin kullanıldığı ve yetkinliğe dayalı sistemlerle kullanılmadığı sistemler arasında büyük fark var. Gelecekte bu fark daha da büyüyecek. Ben ilaç dünyasının da önümüzdeki 10-15 sene içerisinde tamamen dönüşüme uğrayacağını düşünüyorum. Hem ilaç geliştirme yöntemleri hem de ihtiyaç sahiplerine ulaşımı açısından. Yepyeni yaklaşım biçimleri var. Burada bilimsel değişim ve gelişmeler ile büyük kas gücüne sahip şirketlerle yaratıcı küçük şirketler arasındaki dinamikler değişecek. Uluslararası etkileşim ve bilimsel işbirlikleri çok ön planlara gelecek ve paradigma değişecek. Ben bu rüzgarın bizim ülkemiz içinde önemli fırsatlar taşıdığına inanıyorum. Benim görüşüm, hem bugünün 'yeni normal' olması hem de yarının 'eski normale dönüş' olması çok olumsuz ve sürdürülemez çıkarımlar.
BAŞARILI OLMA İHTİMALİ ZAYIF
SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Ben buna hem bir hekim hem de bilim insanı olarak olumlu bakamıyorum. Bu hem insani açıdan kabulü mümkün olmadığından hem de bilimsel açıdan başarılı olma olasılığı çok zayıf olduğundan. Dolayısı ile bu tedbirlere mümkün olduğu kadar devam etmemiz, biraz daha fedakarlığa katlanmamız gerekiyor. Aksi halde daha ağır önlemlere geri dönmek ve dolayısı ile daha ağır ekonomik problemler ile karşılaşmamız söz konusu. Dünya ekonomik hacminin önemli bir miktarı kaybedildi, bunun da daha fazla devamı ve zorlanması çok güç. Dolayısıyla bunun bir sınırı var.