Macaristan'daki Jobbik Partisinden Avrupa Parlamentosuna seçilen Gyöngyösi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye'yi tecrit etmek için diğer AB üyelerinden dayanışma beklediğini belirten Gyöngyösi, mevcut sorunların arka planının AP'deki milletvekillerinin çoğu tarafından anlaşılamadığını aktardı.
(Macar Milletvekili Marton Gyöngyösi)
AB YANLIŞ YAPTI
Bu nedenle konuya üyesi olduğu AP Dış İlişkiler Komitesinde de dikkat çektiğini vurgulayan Gyöngyösi, asıl meselenin Kıbrıs sorunu olduğunu kaydetti. Gyöngyösi, "Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları ve enerji paylaşımı sorunlarının çözülebilmesi için önce Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekir." diye konuştu.
Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Avrupa Birliği'ne dahil edildiği 1 Mayıs 2004'ün adanın tarihinde kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Gyöngyösi, "AB, o zaman Rum kesimine üye olmadan önce ön şartlardan biri olarak etnik sorunları çözmesi gerektiğini söylemeliydi." yorumunu yaptı.
"RUMLAR BARIŞI KABUL ETMEDİ"
"AB, kolayca çözebilecekken sorun ithal etti." diyen Marton Gyöngyösi, şöyle devam etti:
"O zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2004'ten önce Türkler ve Rumların yönetimi paylaşmaları için çok açık, stratejik ve akıllıca bir plan önerdi. Bu sorunları çözebilirdi. Kıbrıslı Türkler olumlu bir yaklaşım sergiledi ve bunu kabul etti. Rumlar ise AB'nin kendilerini kabul edeceğini, Kıbrıs Türklerin de tecrit edileceğini bildikleri için reddetti.
Kıbrıs'ta sorunlar çözülmeden (Rumların) üye olmasına imkan tanıyarak AB çok büyük bir hata yaptı. Bugün hala çözülmemiş sorunlar masada duruyor. Ancak aradan 17 yıl geçmiş olsa da hala geç kalınmış değil. Ama önce asıl soruna gitmemiz ve adanın bölünmüşlük sorununu Annan planı veya başka bir uluslararası plan temelinde çözmemiz lazım."
"TÜRKİYE'Yİ TECRİT ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Gyöngyösi, mevcut durumda Kıbrıs sorununu çözmenin mümkün olup olmayacağını yanıtlarken şu değerlendirmede bulundu:
"Birçok AB yetkilisi ve Avrupalı temsilci Doğu Akdeniz'deki esas sorunu göremiyor. Bu sorunları çevreleyen tarihi ve coğrafi gerçeklere olan cehalet ve anlayış seviyesini gördüğümde çok şaşırmıştım. Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar, AB içinde dayanışma kartını oynuyorlar. Kulübün içindeler ve Türkiye'yi tecrit etmek için uğraşıyorlar. Bence bu olabilecek en kötü strateji çünkü anlaşmazlık ne kadar derinleşirse ve durum ne kadar şiddetlenirse çözmek de o kadar zor olacak.
Umarım daha fazla karar alıcı, bu soruna kaynaklık eden tarihi çerçeveyi anlar. Bence AB, BM, NATO gibi kurumlar devreye girmeli çünkü bu kurumlar anlaşamayan iki ülke arasında ara buluculuk için en iyi platformlar."
YUNANLILAR CEVAP VEREMEDİ
AP Milletvekili Gyöngyösi, geçen hafta AP Dış İlişkiler Komitesi toplantısına katılan Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Miltiadis Varvitsiotis'e "Türkiye'nin deniz sınırlarında çok sayıda Yunan adası bulunuyor. Bu durum Yunanistan'a sınırsız deniz sahası edinme hakkı mı tanıyor?" sorusunu yönelttiğini ancak Yunan Bakan Yardımcısının sorusunu geçiştirdiğini söyledi.
Gyöngyösi, "Yunanistan'ın pozisyonu, bu durumun hiçbir sınır olmadan kendilerine deniz sahası hakkı tanıdığı şeklinde. Böyle olursa Yunanistan münhasır ekonomik bölgelerinin sınırlarını çizerken Türkiye'yi, kendisini çevreleyen denizden tamamen tecrit edebilecek şekilde bunu yapabilir." dedi.
Uluslararası hukukta "adaların deniz sınırlarının belirlenmesinde sınırlı etki sahibi olduğuna" yönelik çok sayıda örnek olduğunu hatırlatan Gyöngyösi, "Bence bu da Türkiye'nin lehine ve kendisine sınırsız dehiz sahası verdiği iddiasındaki Yunanistan'ın da aleyhine." ifadesini kullandı.