Fransız siyaset bilimci Saint-Prot, Barış Pınarı Harekatı'na ve Avrupa'nın harekata karşı tavrına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Barış Pınarı Harekatı'nın, BM Şartı'nın 51. maddesi çerçevesinde meşru savunma hakkına uygun olarak icra edildiğini belirtmeliyim." diyen Saint-Prot, terör örgütü YPG/PYD'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı olduğunu ve PKK'nın NATO ve Avrupa Birliği (AB) tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğinin altını çizdi.
PKK yandaşları CHP'nin Zürih'teki etkinliğini bastı
Saint-Prot, bu terör örgütlerinin Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini tehdit ettiğini vurguladı.
Harekatın aynı zamanda BM'nin terörle mücadele konusunda aldığı kararlara uygun olduğunu belirten Saint-Prot, "Harekat, Türkiye'nin hayati çıkarlarına uygundur. Hangi devlet bütünlüğünü tamamen tehdit eden bir terör ve ayrılıkçı örgütün suç eylemlerini tolere edebilir?
Hiç kimse Türkiye'yi kendi ulusal güvenliği için önlemler alma konusunda engelleyemez. Bu şartlarda, eğer Türkiye'nin yok olmasını ve zayıflamasını istemiyorsak Ankara'nın müdahalesini sadece onaylayabiliriz. Maalesef bazı çevrelerde durum böyle görünüyor." ifadelerini kullandı.
Saint-Prot, Avrupa'nın harekata ilişkin tavrını da eleştirdi.
"AB'nin terörist ve ayrılıkçı unsurları taraf alarak Türkiye'ye ve ulusal güvenliğine karşı çıkması dehşet vericidir." diyen Saint-Prot, "Türkiye her zaman NATO bünyesinde sadık ve önemli bir müttefik oldu. Türkiye'nin ve Avrupa'nın güvenliği birbirine bağlı. Bir terör örgütü (DEAŞ) ile mücadele ettiği iddia eden ve diğer bir terör örgütü ile müttefik olan Avrupa ülkelerinin öne sürdüğü kötü bahaneler de aynı derecede dehşet verici." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Fransa'nın en eski müttefiği olduğunu unutan Fransız yönetiminin bu konudaki tavrını kınayan Saint-Prot, uluslararası medyada harekata ilişkin yürütülen yoğun dezenformasyon kampanyasının kamuoyu görüşünü manipüle ettiğini belirtti.
Saint-Prot, şöyle devam etti:
"Medyaların arkasında güçlü, İsrailli, solcu-komünist gruplar var. Bu gruplar yalanları çoğaltıyor. Örneğin, YPG/PKK'dan kaçan ve Türkiye'ye giden 400 bin Suriyeli Kürtten bahsetmiyorlar. Dünya Arami Hristiyanlar Konseyi'nin YPG'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda tansiyonun yükselmesinden sorumlu olduğuna yönelik yaptığı açıklamayı paylaşmıyorlar. Türkiye'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'yi değil 'Kürtleri' hedef aldığını iddia ediyorlar. Ancak Türkiye, (Suriye'de) sivilleri hedef almadan teröristlere karşı mücadele ediyor."
YPG/PKK'nın Suriye'de kaos yaratmak için elinde tuttuğu DEAŞ'lı mahkumları serbest bıraktığını belirten Saint-Prot, Avrupa'dan Suriye'ye savaşmaya giden DEAŞ'lı teröristlerinin vatandaşı olduğu ülkede yargılanması gerektiğini kaydetti.
Saint-Prot, "Türkiye'yi kınayan Avrupa ülkeleri PKK ve YPG'li teröristlerin oyununu oynuyorlar. Tabii bu normal değil çünkü bu ülkeler PKK'yı terör örgütleri listesine ekledi. Burada becerisizlik, inkar veya güçlü lobilere boyun eğme mi söz konusu? Her durumda dehşet verici." yorumunu yaptı.