Laiklik yasasıyla 1905'te din ve devlet işlerini ayırma yoluna giden Fransa'da 80'li yılların sonunda okullarda başörtü meselesi gündeme geldi.
Creil kentinde 1989'da, Montfermeil kentinde 1990'da toplam 6 kız öğrenci başörtülerini çıkarmayı reddettiği için okuldan atıldı.
Okulda başörtü meselesi uzun yıllar tartışılırken, 2004'te ilk ve orta dereceli tüm kamu okullarında başörtü dahil dini simgelerin kullanımı yasaklandı.
Takvim 2015'i gösterdiğinde bir ortaokul öğrencisi, 2016'yı gösterdiğinde ise bir lise öğrencisi uzun etek giydikleri gerekçesiyle okula alınmadı.
Son bir yılda ise, abaya adı verilen bol ve uzun elbiselerin "dini bir kıyafet" olup olmadığı ve okullarda giyilip giyilmemesi gerektiği tartışma konusu oldu.
Öğrencilerin başı açık şekilde giydiği geniş ve uzun elbiseleri de dini simge kapsamına alan Eğitim Bakanı Gabriel Attal, 27 Ağustos'da okullarda abayanın yasaklanacağını duyurdu.
Hükümetin aksine Fransa İslam Konseyi (CFCM) abayayı dini bir kıyafet olarak görmezken, yasak kararına muhalefet ve eğitim sendikaları "okullarda öğretmen sayısı yetersizliği gibi daha büyük sorunlar olduğunu" savunarak tepki gösterdi.
Abaya yasağı kararı, Müslümanların haklarını savunan ADM Derneği tarafından Danıştay'a taşındı.
Danıştay, 7 Eylül'de açıkladığı kararda bu yasağın "özel hayata saygı, ibadet ve eğitim haklarının yanı sıra ayrımcılığa karşı prensibi" ihlal etmediğini gerekçe göstererek, okullarda abaya yasağını onayladı.
Başkent Paris'in banliyösünde bir lisede eğitim gören ve soyadlarını vermek istemeyen öğrenciler, okuldaki abaya yasağına ilişkin düşüncelerini AA muhabirine anlattı.
"ABAYA YASAKLANMAMALI"
Lise öğrencisi 15 yaşındaki İbrahim, abaya yasağını rahatsız edici bulduğunu belirterek, "Abayasını, başörtüsünü insanların önünde çıkarmak zorunda kalanlar, kendilerini aşağılanmış hissediyorlardır." diye konuştu.
İbrahim, yeni eğitim öğretim yılında okulunda abaya giyen öğrenci görmediğini kaydederek, "Başka kıyafet giymeyi seçtiler diye düşünüyorum." dedi.
Genç öğrenci, "Abaya yasaklanmamalı" ifadesini kullandı.
ABAYA YASAĞI "DAMGALAYICI" YORUMU
Liseli 16 yaşındaki İ'densky ise abaya yasağının "damgalayıcı" olduğunu vurgulayarak, bu yasağın insanların özgürlüğünü kısıtladığını savundu.
İ'densky, yasakla birlikte bazı kişilerin bu kıyafeti giymeyi bıraktığını ifade ederek, "İnsanlar, (abaya) giyince sorun yok. Kimseyi rahatsız etmiyorlar." diye konuştu.
- Uzun elbise yasağı "özgürlük" ilkesine ters
15 yaşındaki lise 1. sınıfı öğrencisi Nassya da bu yasağın "özgürlük ve eşitlik" ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, abayanın dini bir kıyafet olmadığını ve her türlü mağazada satıldığını ifade etti.
Nassya, "Bazen başörtülü olmasan da abaya giymek istiyorsun. Ama bunu yasaklıyorlar ve kendini özgür hissetmiyorsun." dedi
Okulunda uzun elbise giydiği için kabul edilmeyen bir öğrenci olduğunu ifade eden Nassya, kendisinin de ortaokulda öğrenciyken giydiği yeni nesil kimono (önü açık uzun elbise) nedeniyle okula alınmadığını anlattı.
Nassya, abayanın yasaklandığını duyunca strese girdiğini ve okulların açılmasından korktuğunu belirtti.
Ryn isimli 15 yaşındaki liseli öğrenci de "Kafa yorulması gereken en önemli şey (abaya yasağı) değil. Bana göre, saçma. Çünkü sadece bir giysi, uzun bir elbiseyi yasaklıyorlar. Abayadan neden rahatsız olunur anlamıyorum? Kafa yorulması gereken daha önemli şeyler var, liseyi veya imkanlarını geliştirmek veya daha fazla öğretmen almak gibi." ifadelerini kullandı.
Öğretmenlerin de önceliklerinin liselerdeki eksiklikler olduğuna işaret eden Ryn, okullardaki abaya ve erkek entarisi (kamis) yasağının kaldırılması gerektiğini belirtti.
Ryn, "Bir insanı açılmaya zorlamamalıyız." dedi.