Dünya, onu 9 Haziran 2006'da gözyaşları içindeki haykırışıyla tanıdı. O dönem henüz 12 yaşında olan Huda Galiye ve ailesi, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında Beyt Lahiya sahilinde ailesiyle birlikte piknik yaptıkları sırada hedef alınmıştı. Huda, saldırıda babası Ali İsa Galiye(47), kız kardeşleri Aliye(24), Sabrin(3.5), İlham(15) ve Hanadi'nin(1.5) de aralarında olduğu 7 yakınını kaybetti. Kumsalda 'Baba' diyerek attığı çığlıkları uzun süre hafızalardan silinmeyen Huda'nın sesini, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2009'daki Davos Zirvesi'nde yüksek sesle dile getirmiş ve dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e, "Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum" demişti. Huda, birkaç yıl sonra bu kez bir kız kardeşini daha eniştesiyle birlikte saldırıda başka bir saldırıda yitirdi. İsrail'in saldırısı sırasında yaşadığı travmayı uzun süre üzerinden atamayan Huda Galiye, ailesinin hesabını sormak ve Filistin halkının hakkını savunmak için avukat olmaya karar verdi. Gazze İslam Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne burslu kaydolan Huda, 2017'de lisans eğitimini başarıyla bitirdi. Bir süre önce de avukatlık ruhsatını eline aldı. Fakülte Dekanı Dr. Adil Avdullah, genç kızın mücadelesini, "Huda sıradan bir Filistinli değil. Bilakis o her Filistinli insanın vücudunun bir parçasıdır" sözleriyle dile getirdi. Hayatını ailesinin hakkını aramaya ve Filistinliler'in sesini duyurmaya adayan Huda Galiye, SABAH'a konuştu. "İsrail, tüm Filistin halkına karşı suç işliyor. İşgalle birlikte halkıma uygulanan savaş ve soykırımın en büyük kanıtı ise savunmasız ve silahsız sivillerin hedef alınmasıydı" diyen Huda şunları söyledi:
HESABINI VERECEKLER
O iğrenç, alçak saldırıyı çok iyi hatırlıyorum. O sırada yaşadıklarımı bir türlü unutamıyorum. Ailemden 7 kişi şehit oldu, kalanlar ise yaralandı. Geriye yalnızca 8 kişi kaldı. Hayatımın geri kalanda çok acı çektim. Sevgili babamı ve kız kardeşlerimi kaybettim. Yalnızdım, üzgündüm. Acımı paylaşacağım kimse yoktu. Tüm bunlara rağmen hayat devam ediyordu. Hayatımın seyrini değiştirmeye ve babam ve kız kardeşlerim için bir şeyler yapmaya karar verdim. Bu yüzden babamın ve kız kardeşlerimin kaybına neden olanlardan intikam almaya karar verdim. İsrail işgaline karşı mücadele edebilmek ve Filistin halkına ve aileme karşı işledikleri suçlarını ortaya çıkarabilmek, onları uluslararası mahkemelerde sorumlu tutabilmek amacıyla hukuk okumaya karar verdim. Okula kaydoldum ve mezun oldum. Babamın yanımda olmasını, sevincimi ve başarımı görerek mutlu olmasını çok isterdim. İsrail'in işlediği suçların hesabını vereceği gün elbet gelecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 yıl önce Davos'ta böyle meydan okumuştu "One minute"
'ONUNLA GURUR DUYUYORUZ'
Türkiye, Filistin'i ve Filistinliler'i seviyor. Aynı şekilde biz de Türkiye'yi Türkler'i seviyoruz. Türkiye'yi ziyaret etmeyi, sokaklarında yürümeyi ve en çok da orada yüksek lisans yapmayı umuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkının gurur duyduğu bir isim. Çığlığımı dünyaya duyurdu. Filistin halkının da hakkını vurguladı, Kudüs'ü savundu. İsrail'in işgalini meşrulaştıran 'yüzyılın anlaşmasını' kabul etmedi.
(Suriye'deki insanlık dramı): Bir gün gelecek Suriye özgür kalacak ve ülkesinden ayrılan herkes evine dönecek. Allah'dan onlara düşmanlarla ve adaletsizlik, baskı, zulüm ve yolsuzlukla mücadele etme gücü için başarı ve zafer vermesini diliyorum.