Shield 2017 Siber Güvenlik Konferansı", Çırağan Sarayı'nda başladı.
İnnovera Genel Müdürü Gökhan Say'ın açılışını yaptığı zirveye telekonferansla Rusya'dan bağlanan Snowden, "Gelecek Nesillerin Özel Hayatının Korunması ve Sorunlarının Çözülmesi" başlıklı bir konuşma yaptı.
Snowden, Rusya'daki hayatından bahsederek, kaldığı yerin kirasını kendisinin ödediğini söyledi.
Burada bir şeyler satın alması durumunda daha kolay izlenebileceğini ifade eden Snowden, bir yerden bir yere gitmek için otobüs kullandığını, çalışmalarına Rusya'da da devam ettiğini belirtti.
Snowden, İnsanların Özgürleştirilmesi Vakfı'nda çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirerek, "Dünyada, basın özgürlüğü ve hakları konusunda global bir karanlık dönemde yaşıyoruz." dedi.
Herkesin kendisine Rusya'da yaşadığını hatırlattığını dile getiren Snowden, aslında internet odaklı bir hayat sürdüğünü ifade etti.
- "CIA'YA KARŞI GİZLİ SADAKATİM FALAN YOK"
Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) veya Rusya'daki KGB için çalıştığına yönelik bazı iddiaların hatırlatılması üzerine Snowden, şöyle devam etti:
"Şöyle bir gerçek var. Ben asla Amerikan hükümeti için çalışmayı bırakmadım. Bana para ödediklerinden değil. Benim misyonumdan dolayı. Ben istihbarat ajanslarını yıkmak, yerle bir etmek istemiyorum. Eğer hasar vermek isteseydim, hasar vermem çok kolay olurdu ama benim denediğim aslında Amerikan toplumunun üzerine kurulduğu değerleri korumak. Anayasamızın kurallarını korumak ve yoldan sapıldığı zaman bizi tekrar yola sokmak. Böyle CIA'ya karşı gizli sadakatim falan da yok. Benim kamuya karşı, ülkemin insanlarına karşı sadakatim var."
Dünyadaki kişisel veri güvenliği hakkında konuşan Snowden, ABD'nin mevcut yasalarına göre "Arkasında bir sebebi olmadan bilgilerin izlenmesi ve saklanmasının yasak olduğunu", devletlerin, kişilerin hayatına en az müdahil olacakları şekilde gözetleme yapabileceklerini kaydetti.
Bütün ülke insanlarına casusluk yapılamayacağını aktaran Snowden, "Şüphelendiğiniz insanı izleyebilirsiniz. Mahkemeye gittiğinizde de 'İşte şu birey, şöyle kötü bir şey yaptı' diyerek kanıtınızı sunarsınız. Hakim de bağımsız şekilde buna karar verir ve der ki, 'Tamam sen bu kişinin özel hayatına müdahale edip, onu izleyebilirsiniz. Şu kişiyi özellikle izleyebilirsiniz. Şu şartlar altında izleyebilirsiniz.' Ama ben bu 'top secret' dediğimiz dokümanlarda gördüm ki artık yeni bir paradigma ortaya çıkmış. Devlet, telefon konuşmamızı, interneti, tarama geçmişini, her şeyimizi; internette yaptığımızı hiçbir ayrım yapmadan, herkesi izleyip sanki bireysel bir suçluymuşuz gibi onu izlemiş." değerlendirmesinde bulundu.
Snowden, bazı devletlerin ülke ayrımı yapmadan insanların iletişimini keyfi olarak izleyebildiklerini, bunun bir insan hakları ihlali olduğunu dile getirdi.
Kendisini "kahraman" olarak tanımlamadığına dikkati çeken Snowden, insanları diğerlerinden farklılaştırmanın çok doğru olmadığını kaydetti.
- "HİÇBİR ŞEKİLDE KİMSEYE ZARAR VERMEDİM"
Snowden, bugüne kadar terörist faaliyetler konusunda birçok soruşturma geçirdiğini fakat hiçbir şekilde kimseye zarar vermediğini söyledi.
Bunun aksine Pulitzer Ödülü'nü kazandığını hatırlatan Snowden, ABD'de geçmişte terör saldırılarının yaşandığını, bazı olayların sade vatandaşların dikkati sonucu önlendiğini ifade etti.
"İstihbarat servisleri ne kadar para harcarsa harcasınlar, Biz ne kadar insan hakkını ihlal edersek edelim, bu polisin işini kolaylaştırmayacak." diyen Snowden, şöyle devam etti:
"Özgür dünya dediğimiz, baskının olduğu dünyada, hiçbir zaman, yüzde yüz güvenliğe erişemeyeceğiz. Çünkü insanlara seçim hakkı verilir. Bazı insanlar da kötü seçimler yapacaklardır. Bazı insanlar da kötü şeyler yapacaklardır ama birlikte hareket ederek, öyle bir dünya yaratabiliriz ki sadece ayakta kalmakla yetinmez, öteki insanların ayakta kalmalarını, onların belki kendi fikirlerini değiştirmelerini sağlayabiliriz. Onlar da belki bizim yanımıza geçerler. Ancak terör bu şekilde alt edilir."
Hiçbir şeyi tek başına yapmadığını gazetecilerle ve basın organları ile çalışarak bu çalışmaları gerçekleştirdiğini kaydeden Snowden, belgelerin yayınlanması konusunda tarafsız davrandığını söyledi.
Snowden, bu belgeleri yayın organlarına verdiğinde, gazetecilere hükümetle konuşma önerisinde de bulunduğuna dikkati çekerek, ''Hükümetler kalkıp bu belgeler için 'uydurma' diyebilirdi. 'Snowden yalan söylüyor' diye kendilerini savunabilirlerdi.'' ifadelerini kullandı.
"Hiçbir şeyi tek başıma ifşa etmedim." savunmasını yapan Snowden, şunları kaydetti:
"Belki ben bir hata yaptım. Belki ben ne yaptığımı bilmeden bu işlere kalkıştım. Tam bu noktada ben gazetecilerle birlikte çalıştım. Çünkü yapacağım hataları, yanlışları ancak böyle minimalize edebilirdim. Bir hata oluşacaksa o hatanın ağırlığını hafiflettim. Bu yüzden, gazetecilerle çalıştım. Ben, yanlış olduğunu düşündüğüm faaliyetlerle ilgili kanıt topladım ve bunları gazetecilere sundum. Ben, hiçbir dokümanı kendi kendime açıklamadım, ifşa etmedim. Bunların hepsini gazetecilere sundum. Dünyanın en güvenilir gazetelerine, basın organlarına gittim. Belgeleri sundum ve onlara, 'Bunları açıklayabilirsiniz.' dedim. Ama şunu da söyledim, isterseniz açıklamayabilirsiniz de. Haber değeri olduğunu düşünüyorsanız yayınlayın. Kamu yararına olduğunu düşünüyorsanız yayınlayın."
''Belki benim korkunç bir insan olduğumu düşünüyorsunuz, belki benim hata yaptığımı düşünüyorsunuz.'' ifadelerini kullanan Snowden, bu belgeler sayesinden kendisini en çok eleştiren ABD hükümetinin bile kanunlarını değiştirdiğini kaydetti.
Aradan yıllar geçmesine rağmen hala bunların zararlarının giderilmediğini aktaran Snowden, ''Mesele benim iyi ya da kötü bir insan olmam meselesi değil, gerçekten bunları bilip bilmemek istememeniz. 'Bunları bilmemeyi mi tercih ederdiniz?' sorusu bence sorulmalı.'' değerlendirmesinde bulundu.
Snowden, tarihte yaşanan kölelik, soykırım ve sivil savaşlar gibi eylemlerin hiçbirinin ne yasal ne de ahlaki bir karşılığının olmadığına işaret ederek, ''Tüm bunlar, siyasiler ve bağlı oldukları kurumlar eliyle yapıldı. Bunu yaptıkça kendi halklarından, toplumlarından daha da uzaklaştılar. Siyasiler ve yöneticiler sadece kanunlara odaklanıyorlar. Çıkardıkları kanunları 'Ahlaki mi değil mi?' diye sorgulamıyorlar bile." görüşünü aktardı.