İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi başta olmak üzere Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırıma varan eylemlerini sürdürüyor. Dünya, Ankara'nın o günden bu yana yaptığı "bölgesel savaş" uyarılarına gözlerini yumarken, İsrail saldırganlığını bölgeye yaymaya başladı. İsrail bir yılda 17 binden fazlası çocuk olmak üzere 41 bin insanı acımasız bir şekilde hayattan kopardı, 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğu bilinmiyor. 100 bine yakın insan İsrail saldırıları neticesinde yaralandı ve sakat kaldı.
İsrail, uygulanan vahşeti dünyaya anlatmak için bölgeye giden gazetecileri de katletmekten geri durmadı. 172 gazeteci Filistin'de öldürüldü. 500'den fazla sağlık görevlisini acımasızca katleden Tel Aviv yönetimi, 210'dan fazla Birleşmiş Milletler personelini de öldürdü. İbadethanelerin savaşta dahi dokunulmaması gereken alanlar olmasına rağmen İsrail, 820 cami, 3 kiliseyi de bombalarıyla yerle bir etti. İnsani hassasiyet gözetmeyen İsrail ordusu onlarca hastane, yüzlerce okul, içinde hasta bulunan 130'dan fazla ambulansı bombalamaktan da geri durmadı. Filistin'de 150 bin konut tamamen, 200 bin konut kısmen yıkıldı, 80 bin konut oturulamaz hale geldi.
TÜRKİYE, ZALİME KARŞI ONURLU DURUŞUN SİMGESİ OLDU
Siyonist katliama karşı dünya susarken Türkiye ilk günden bu yana insanlığın onurlu duruşunun simgesi oldu. 17 Ekim'de TBMM'de grubu bulunan 6 siyasi parti ortak bildiri yayımlayarak saldırıları en şiddetli biçimde kınadı. Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya müdahil olan Türkiye, İsrail ile tüm ticaretini de bu bir yıl içinde kesti. 60 bin tondan fazla yardımla Gazze'ye en fazla el uzatan ülke Türkiye oldu. Erdoğan'ın BM Genel Kurulu hitabında sorduğu "Daha neyi bekliyorsunuz?" sorusu katliama sessiz kalan dünyaya verilen en net mesaj oldu.