Du¨nya Ekonomik Forumu Bas¸kanı Borge Brende, mültecilere ev sahipliğinden dolayı Türkiye'ye özellikle teşekkür ettiğini belirterek, "Türkiye'den başka hiçbir ülke dünyada bu kadar fazla mülteci almadı, sadece Suriyeli değil Iraklı, Afgan ve diğer yerlerden 4 milyondan fazla mülteci kabul etti." dedi.
Brende, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu, "Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve Güvenliği Yeniden Düşünmek" temasıyla Swiss Hotel The Bosphorus'ta düzenlenen TRT World Forum'un, "Kriz Zamanlarında Ku¨resel Vicdana I·lham Olmak" başlıklı oturumunda konuştu.
Yakın dönemde Myanmar'ın defakto lideri Aung San Suu Çii'ye Rohingyalı Müslümanların karşılaştığı zorlukları ve ülkeye iade konusunu sorduğunu belirten Brende, kendisine "Konuyu ele alışınızdan pişman mısınız?" diye soru yönelttiğini ve onun da "Evet, bazı konuları daha farklı ele almak isterdim" cevabını verdiğini söyledi.
Myanmar'ın siyasi yönetim olarak karmaşık bir ülke olduğunu aktaran Brende, yönetimin yüzde 25'inin askeriye tarafından seçildiğini belirtti.
Dünyada yaklaşık 65 milyon insanın mülteci konumunda olduğunu hatırlatan Brende, "Sanıyorum hepimizin bir sorumluluğu var, bu konuyu ele almak zorundayız. Ama aynı zamanda diyoruz ki, çok kriz var dünyada ama bir de son on yıllarda birçok alanda ilerleme de var. 1990 yılında dünyanın yüzde 40'ı çok büyük fakirlik altında yaşıyordu ve o zaman dünya nüfusu 5 milyardı. Bugün ise dünyanın yüzde 10'u çok fakirlik altında yaşıyor ve dünya nüfusu 7 milyar. Eğer bir araya gelirsek büyük bir fark yaratabiliyoruz, mesela sürdürülebilir kalkınma hedefleri gibi." ifadelerini kullandı.
Avrupa'nın mülteci krizi konusundaki tavrıyla ilgili soruya cevap veren Brende, mülteci krizi konusunda birçok ülkenin büyük sorumluluklar aldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Bu konuda özellikle Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'den başka hiçbir ülke dünyada bu kadar fazla mülteci almadı, sadece Suriyeli değil Iraklı, Afgan ve diğer yerlerden 4 milyondan fazla mülteci kabul etti. Aynı zamanda Lübnan ve Ürdün'e de teşekkür ediyorum. Unutmayalım Almanya'da 1 milyon kişi aldı. İsveç 100 binlerce kişi aldı. Nüfus olarak oranladığımızda Norveç olarak 5 milyon kişiyiz ama biz de birçok mülteci aldık."
Mülteci krizinin çözümüne de değinen Brende, "Bu sorunun kök nedenine inmeden çözemeyiz. Bu nedenler de, vekalet savaşları, fakirlik, eğitim, bütün bunlar ele alınmalı." dedi.
"TÜRKİYE'NİN ÇOK KAYDA DEĞER ÇABALARI VAR"
Birleşmiş Milletler (BM) Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Genel Komiseri Pierre Krahenbühl ise ABD'nin 2018'de Filistin'e yapması gereken yardımdan vazgeçtiğini dile getirerek, uzun yılardır dünyanın dört bir tarafında mülteci konumunda olan binlerce Filistinli'nin bu durumdan ciddi etkileneceğini söyledi.
Krahenbühl, mart ayında tarihi Filistin topraklarındaki İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen Toprak Günü'nün 42. yılında "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nün başladığını, bu tarihten bugüne her cuma gerçekleşen sivil eylemlere İsrail'in saldırdığını, birçok kişinin hayatını kaybettiğini ve binden fazla kişinin de yaralandığını anımsattı.
ABD'nin hem Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını hem de UNRWA'ya yaptığı yardımları kestiğini kaydeden Krahenbühl, kendi ajanslarında çalışan biri kadın iki genç insanın İsrail tarafından öldürüldüğünü anlattı.
Krahenbühl, "Körfez ülkelerinin Filistin'e yardım etmesi gerekmez mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"ABD'nin UNRWA'ya yaptığı yardımı kesmesi siyasi bir karar. Bu insani bir yardımdır. İnsani konular ile siyasi konuları karıştırmamak gerekiyor. Bizim yardım kuruluşumuz BM Genel Kurulu'nda alınan kararla oluştu. O yüzden de her bir üye devlet kendi kapasitesi dahilinde katkıda bulunmalı. Türkiye'nin çok kayda değer çabaları var. Aynı şekilde Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt de katkıda bulundu bu kriz döneminde. Ayrıca Hindistan da katkıda bulundu UNRWA'ya."