İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin yemin törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü temsilen katılmak için Tahran'a gelen Davutoğlu, İran'dan ayrılmadan önce ziyaretiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da selamlarını getirdiğini kaydeden Davutoğlu, bu sabah Hasan Ruhani ile görüştüğünü, görüşmeye İran'ın yeni Dışişleri Bakanı olması beklenen Cevad Zarifi'nin de katıldığını söyledi. Davutoğlu, Türkiye ile İran arasındaki özellikle son 10 yılda sağlanan ilişkinin Türkiye'nin İran'a verdiği özel önemin göstergesi olduğunu belirterek, ilişkilerden duydukları memnuniyeti dile getirdiğini ve bundan sonra da ilişkilerdeki ivmeyi sürdürmek istediklerini vurguladı.
Ruhani'nin de Türkiye'yi tarihi ve yakın bir dost olarak gördüğünü ilettiğini bildiren Davutoğlu, son yıllarda ilişkilerde sağlanan güzel gelişmeleri kendi döneminde ilerletilmesi için güçlü bir iradeye sahip oldukları mesajını aldığını belirtti.
Davutoğlu, Suriye ve Mısır başta olmak üzere bölgesel konuları ele aldıklarını, Türkiye ve İran arasındaki istişarelerin bundan sonra daha artırılarak sürdürülmesinin bölge istikrarı için önemini vurguladığını söyledi. Ruhani'yi Türkiye'ye davet ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Kendisi de Türkiye ile en yoğun ilişkiler içine girmek istediğini ifade etti" dedi.
İran'ın görevi bırakacak Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile de görüştüğünü ifade eden Davutoğlu, bunun da bir veda ziyareti olduğunu aynı zamanda Salihi bakanlığı devrederken iki ülke arasındaki dosyaları tekrar görüşme imkanı bulduklarını söyledi.
İKİLİ TEMASLAR
Davutoğlu, Ruhani'nin yemin töreni sırasında da çok sayıda ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydederek, görüştüğünü isimler arasında Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Malki, Güney Afrika Dışişleri Bakanı Maite Nkoana-Mashabane, Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı El Sabah, Brezilya Dışişleri Bakanı Antonio Patriota bulunduğunu söyledi. Davutoğlu, Patriota ile görüşmesinde Türkiye-Brezilya-İsveç üçlü dışişleri bakanları toplantısının 6-7 Eylül'de Stockholm'de yapılması konusunda mutabakata vardıklarını bildirdi.
"RUHANİ İLE SURİYE'Yİ DETAYLI ELE ALDIK"
Davutoğlu, İran'dan özellikle Suriye konusundaki beklentilerle ilgili temasları sırasında bir mesaj alıp almadığının sorulması üzerine, görüşmelerinde Suriye konusunu detaylı ele aldıklarını belirtti. Türkiye'nin Suriye'de iç savaşa bakışını Ruhani'ye aktardığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin hiçbir zaman hiçbir dönemde bölgede herhangi bir grup, mezhep ya da siyasi partiye dayalı politika takip etmediğini, temel ilkelere dayalı bir politika takip ettiğimizi, bu ilkelerin başında barış, istikrar ve halkın iradesinin geldiğini, Suriye'de maalesef bu barış ve istikrarı Esed'in, ki geçmişte yakın ilişkilerimiz olduğunu da ifade ederek vurguladım. Bütün tavsiyelerimize rağmen Suriye'de barış ve istikrarı bozanın yine Esed olduğunu, son dönemlerde güvenliğin daha da bozulmuş olduğunu kendileriyle paylaştım. Kendileri de bu konuda Türkiye ile istişarelere önem verdiklerini ifade ettiler. İnşallah önümüzdeki dönemde daha detaylı bir görüşme için tekrar bir araya geleceğiz. Şu anda önemli olan Suriye'de akan kanın durması ve Suriye halkının bir bütün içinde Suriye toprak bütünlüğü içinde kendi geleceğini tayin etme hakkının Suriye halkına verilmesi. Demokrasi ve güvenlik prensipleri çerçevesinde bir ortak zemin olduğu konusunda mutabık kaldık. İnşallah en kısa zamanda önce Dışişleri Bakanı Sayın Zarifi ile daha sonra da Sayın Ruhani'nin Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızla yapacağı görüşmelerle bu istişareleri sürdüreceğiz."
BARZANİ'NİN ANKARA TEMASLARI
Davutoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin geçtiğimiz günlerde Ankara'ya yaptığı ziyaret ve yakında yapılacağı ifade edilen Kürt Konferansı konusundaki soru üzerine, hem Mesud Barzani hem de Neçirvan Barzani ile belli aralıklarla süregelen istişarelerinin bulunduğunu hatırlattı. "Nihayet bu bölge hepimizin ortak bölgesi" diyen Davutoğlu, gelecekle ilgili kaygılar konusunda çok ortak noktaları bulunduğunu ifade etti.
Davutoğlu, Türkiye'deki çözüm süreci bağlamında Türkiye'nin beklentilerini ele aldıklarını belirterek, "Bu konferans konusu da bu çerçevede ele alındı. Bu tür konferanslar ve toplantıların tam silahlı ve şiddete dayalı yöntemlerin terk edilmesi anlamında belli bir özel önemi var. Ancak önemli olan bütün bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanması" dedi.
"REJİMLE YAPILACAK İŞBİRLİĞİNİN KÜRTLER İÇİN SORUN DOĞURACAĞI AŞİKAR"
Barzani ile görüşmesinde Suriye konusunu da ele aldıklarını kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Onlar da biz de Suriye'de iç barışın tesis edilmesinde Kürtlerin önemli bir unsur olduğunu, bunun da ancak ve ancak Kürt grupların toplu olarak Suriye muhalefeti içinde yer almasıyla mümkün olduğu hususlarını paylaştık. Bu konuda aynı perspektife sahibiz. Suriye rejimiyle yapılacak herhangi bir işbirliğinin Kürtler açısından sorunlar doğuracağı aşikar. Sayın Barzani de aynı kanaatlere sahip. Birlikte Suriye'de bu kritik geçiş sürecinde Kürt kardeşlerimizin önce Suriye muhalefeti daha sonra Suriye'de kalıcı bir yapı oluşmasında hak ettikleri konumu ele almasında dayanışma içinde olacağız ama hiçbir şekilde Türkiye'nin sınır güvenliğine herhangi bir halel getirecek herhangi bir faaliyete izin vermeyeceğimizi kendisiyle paylaştık. Onlar da bu konuda Türkiye'nin kaygısını haklı gördüklerini ve bu konuda Türkiye ile tam bir işbirliği içinde davranacaklarını, hiçbir şekilde Türkiye'nin sınır güvenliğine yönelik herhangi bir tehdide kendilerinin de izin vermeyeceğini, bu konuda ellerinden geleni yapacakları konusunda mutabık kalındı."
"REJİMLE İŞBİRLİĞİNE DAYALI YENİ PROBLEMLER KİMSENİN FAYDASINA DEĞİL"
Bu çerçevede PYD ve Barzani ile olan son temaslar bir arada değerlendirildiğinde Türkiye için gerek Irak'ta gerek Suriye'de bütün bu Kürt unsurların bulundukları yerde barış içinde yaşamalarının önemine değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ancak özellikle Suriye'de rejimle işbirliğine dayalı yeni problemlerin çıkması hiç kimsenin faydasına değil. Bu konuda da PYD tarafından gelen açıklamalar oldu. Biz bu açıklamaların uygulamada nasıl yansıyacağını takip edeceğiz. Eğer söz verildiği gibi Suriye muhalefeti içinde yer alınırsa, rejimle kesinlikle işbirliği yapılmazsa, Türkiye'nin sınır güvenliğiyle ilgili kaygılarının tümü gözetilirse ve bir emrivaki şeklindeki bir yapılanmaya herhangi bir şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü riske edici bir yapılanmaya gidilmezse, bu zaten Suriye muhalefeti içinde bütün Kürt unsurların sadece PYD'nin değil, PYD tek başına Kürt unsurların tümünü temsil etmiyor, bütün Kürt unsurların muhalefete katılımına Türkiye çok ciddi katkı yapacaktır."
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmed El Carba ile de yakın zamanda görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, Suriye muhalefetinin Kürtleri de kapsayacak şekilde genişletilerek bir çalışma yapılması konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.
"ÜMİT EDERİZ, MISIRLI KARDEŞLERİMİZ BAYRAMI BARIŞ ORTAMINDA YAŞARLAR"
Davutoğlu, Mısır konusundaki bir soru üzerine de konuyla ilgili sürekli diplomatik temas halinde olduklarını söyledi.
Davutoğlu, "Ümit ederiz, Mısırlı kardeşlerimiz bayramı gerçek bir barış ortamında yaşarlar. Ancak bunun için başta Sayın Mursi olmak üzere bütün siyasi liderlerin özgürlüklerine kavuşması büyük önem taşıyor. Daha sonra bütün siyasi tarafların katılımıyla, tamamıyla siyasilerin iradesinden oluşan bir yeni yol haritası çerçevesinde çalışmalar yürütülebilir ama öncelikle hedef Sayın Mursi'nin ve bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması. Daha sonra atılacak adımlar konusunda da istişarelerimiz bütün taraflarla yoğun şekilde devam ediyor" diye konuştu.