DEAŞ terör örgütünün 16 Haziran 2014 tarihinde işgal ettiği en büyük Türkmen kenti Telafer, 30 Ağustos 2018 günü Irak ordusu ve El Hüseyin Tugayı tarafından kurtarıldı. DEAŞ işgalinden önce 450 bin nüfusu olan Musul'un Telafer ilçesinde, şu anda 150 binden fazla insan yaşıyor. Nüfusun yarısının geri döndüğü Türkmen kenti, 4 yıllık DEAŞ işgali ve sonrasında yaşanan savaşın yaralarını sarmaya çalışıyor. Telafer, DEAŞ'tan kurtarılışının birinci yıldönümünde, DHA ekibince görüntülendi. Yaklaşık 4 yıllık işgalin ardından kente dönen Telaferliler, DEAŞ'ın Türkmenlere ait birçok yapıyı yok ettiğini gördü. İlçede bulunan 3 bin yıllık Telafer Kalesi, Hızır İlyas peygamberin makamı, üniversite ve hastane binaları DEAŞ tarafından bombalarla patlatılırken, kentteki çok sayıda yapının da savaş sırasında zarar gördüğü tespit edildi. Telafer'in her yanına DEAŞ ile savaşırken şehit olan Türkmen gençlerin fotoğrafları asılırken, duvarlardaki kurşun izleri ise yaşanan savaşın şiddetini gözler önüne serdi.
400 TON BOMBA BULUNDU
Telafer'in DEAŞ terör örgütünden kurtarılmasının ardından, bölgedeki güvenliği Irak ordusu, federal ve yerel polis güçleri sağlamaya başladı. Güvenlik güçlerinin kontrolü sağladıktan sonra bölgede yaptıkları aramalarda, yaklaşık 400 ton patlayıcı bulunarak imha edildi. İlçede güvenliğin tam olarak sağlandığı belirtilirken, geç saatlere kadar Musul ve çevre ilçelere seyahat edilebiliyor.
DEAŞ'IN YASAKLADIĞI RENKLİ KIYAFETLER YENİDEN VİTRİNLERDE
Halen çok sayıda yıkık binanın bulunduğu Telafer'de çarşı ve pazarlarda yeniden canlanmaya başladı. Yerel polis güçlerinin güvenliği sağladığı Telafer ilçe merkezinde herhangi bir güvenlik sorunu olmadığı göze çarpıyor. İlçeye geri dönüp, iş yerlerini yeniden açan Türkmenler, göç eden diğer Telaferlilerin de topraklarına dönmesini istedi. Telaferliler gece geç saatlere kadar açık olan lokantalarda yemek yiyip sohbet ederken, DEAŞ işgali sırasında, siyah çarşaf giymeleri zorunlu olan, renkli kıyafet giymeleri yasaklanan ve yanında bir erkek olmadan sokağa çıkamayan kadınlar da artık çarşı ve pazara çıkmaya başladı. Terör örgütünün yasakladığı renkli kadın kıyafetleri de Telafer çarşısındaki vitrinlerde yerini almaya başladı.
DEAŞ işgali sırasında ilçeyi terk edenlerden 16 yaşındaki Malik Muhsin, geri döndüklerinde bir harabe bulduklarını belirterek, "Çoğu kişi geri döndü. İlçenin yüzde 50'si geri dönerek, hayatına devam etmeye başladı. Burada durum çok iyi. Herkesin evlerine dönmesini istiyoruz" dedi.
Telafer çarşısında esnaflık yapan Abbas Muhammed Cemil ise, DEAŞ döneminde çok zulüm gördüklerini belirterek, "Artık insanlar güvende ve iyi günleri görmeye başladık. Pazar ve çarşımız açıldı. İnsanlar muhabbetle yaşıyor. DEAŞ günleri, zulüm günleriydi. Artık kimse zulmetmiyor. Dışarıda olanlar dönsünler. Eski günler çok kötüydü. Kimsenin hayattan bir beklentisi yoktu. O günler geride kaldı. DEAŞ zamanında bu renkli elbiseleri satamazdık, gösteremezdik bile. Din adına gelip bizden zekat alıyorlardı. Şu anda durum çok iyi" dedi.
Telaferli Ali Felekoğlu da, kente ilk geldiklerinde her yerin harap olduğunu belirterek, "Evler yıkılmıştı. Haşdi Şabi ve devlet girdiğinde bunları düzeltti. Evler ve yollar bombalıydı. Onların hepsini temizlediler. İnsanlar geri dönmeye başladı. Her şey yolunda gidiyor. Güvenlik problemi yok. Aslında Irak'ın en güvenli yeri şu anda Telafer'dir" diye konuştu.
DEAŞ terör örgütünün yasakladığı tütün ürünleri ve nargile de ilçenin kurtarılmasının ardından yeniden Telafer çarşısında yerini almaya başladı. İşgal sırasında değişik yerlere göç ettikleri için 4 yıl birbirlerini göremeyen Telaferli gençler, yeniden çarşıda buluşarak, nargile keyfi yapıyor. Sokaklara kurdukları masalarda sohbet edip, nargile içen gençler, geçmişin acısını çıkardıklarını söyledi.
3 BİN YILLIK TELAFER KALESİNİ PATLATTILAR
DEAŞ terör örgütünün 3 bin yıllık Telafer Kalesi'ni yıktığı görüldü. Vatandaşlar, terör örgütünün kaleyi yıktıktan sonra enkazını da kamyonlara yükleyip götürdüğünü belirtti. Türkmeneli Partisi Telafer Başkanı Riyad Muhsin, Telafer Kalesi'nin yeniden onarılması için özellikle Türkiye'den yardım beklediklerini belirterek, "IŞİD Telafer'e girer girmez, kaleyi bomba ile patlattı. Daha sonra kamyonlarla eserleri ve enkazını kaldırdı. Telafer'de 35 tane cami, mezarlık ve özel dini mezarlıkları patlattılar. Telafer Üniversitesi, havalimanı ve 400 kişilik El Hüseyin Hastanesi'ni patlattılar. Milleti perişan ettiler. Şu anda bulunduğumuz yer Telafer Kalesi'ydi. 5 bin yıl önce yapılmıştı. Asuriler, Sasaniler ve Romalıların eline geçti. 1430'lu yıllarda Osmanlı döneminde yeniden onarıldı. Maalesef burada sadece toprak kalmış. Tarihimizi yok ekmek istediler. Bu kale, bütün Türk dünyasının ortak tarihidir. Özellikle benim dilimde konuşan 300 milyon Türk insanına sesleniyorum. Lütfen bize yardım eli uzatın. Burayı yeniden yapalım, insanlar yeniden gelsinler. Telafer'de 400 bin Türkmen yaşıyordu. Şu anda sayımız yarıya düştü. Savaş çok tesir etti. Köylerimizin perişan ettiler. Tarihimizi silmek, bizi yok etmek istediler. Ama biz yok olmayız. İŞİD'den sonra bin şehidimiz, 2 bin 200 yaralımız var. Herkesin Telafer'e geri dönmesini istiyoruz" dedi.
'TÜRKİYE BİZE DESTEK VERSİN'
Telafer Meclisi Başkanı Muhammed Abdülkadır Seyid ise, ilçenin artık güvenli olduğunu ve her şeyin yoluna girdiğini belirterek, "Telafer'e şu ana kadar 20 bin aile döndü. Şu anda güvenlik sağlanmış durumda. Çarşımız ve pazarımız çok iyi durumda. Telafer hakkında yalan konuşanlar, kendi çıkarları için konuşuyor. İnsanların geri dönmesini istiyoruz. Eski günlerimize dönelim ve hepimiz kardeş olalım. Telafer'in durumunun kötü olduğunu söyleyenler, yalan söylüyorlar. Telafer'de problem olduğunu söylüyorlar. Şu anda Telafer çok iyi durumdadır. Bizi kimse aldatmasın. Biz Iraklıyız ve Türkmeniz. Telafer bizim vatanımızdır. Biz vatanımıza hizmet ediyoruz. Telafer'e yardım bekliyoruz. Zalimler bizim yüreğimizi yaktı. Türkiye, Kıbrıs savaşına girdiğinde 50 kişi gönüllü olarak fedai olduk. Ben 500 yıldır bu beldedeyim ve Türkmence konuşuyorum. Şimdi Türkiye'nin bir problemi olsa, biz yetişiriz. Milletimiz geri dönsün. Telafer güvenlidir, emindir. DEAŞ artık buradan geçemez. Özellikle Türkiye'nin bize destek olmasını istiyoruz" diye konuştu.
DEAŞ'IN PATLATTIĞI TARİHİ HIZIR İLYAS MAKAMI YENİDEN İNŞA EDİLDİ
DEAŞ'ın Telafer'i işgal etmesinden sonra bombalarla patlattığı Hızır İlyas peygamberin makamı da Kaymakamlık Müsteşarı Kasım Kara tarafından yeniden inşa edildi. Makamı, aslına uygun olarak toprak ve kireçten yeniden yaptıran Kasım Kara, "Elektrik, su ve belediye hizmetleri yeniden verilmeye başlandı. Milletimizin geri dönmesini istiyoruz. Eskisi gibi patlamalar ve saldırılar kalmadı. Durum eskisinden çok iyi. Çarşı ve pazarda dükkanlar açılıyor. Bu makam Telafer'in ulusal yeriydi. Her yıl Şubat ayında Telaferliler toplanıp, bayram yapardılar. IŞİD geldiğinde burayı patlattı. İlk iş olarak burayı onardık" dedi.
'SAVAŞTAN SONRA İNSANİ YARDIM KULUŞU GİBİ ÇALIŞIYORUZ'
Telafer ve çevresinin güvenliğini ise Irak ordusu ile birlikte Haşdi Şabi'ye bağlı El Hüseyin Tugayı sağlıyor. DEAŞ'ın Telafer'den çıkarılması operasyonunda etkin rol alan El Hüseyin Tugayı, Telafer çevresinde patlayıcı aramalarına da devam ediyor. Haşdi Şabi birliklerinin bölgede Sünnilere kötü muamelede bulunduğu iddialarının DEAŞ terör örgütü tarafından dile getirildiğini ve gerçeği yansıtmadığını söyleyen El Hüseyin Tugayı Komutan Yardımcısı Ebu Zehra, "DEAŞ, Telafer'i harap etti. Bunlarla savaşmaya geldik. DEAŞ'ı ortaya çıkaran, Telafer'i bu hale getiren dünyadaki istihbarat örgütleriydi. İslamı ayrıştırmak için DEAŞ'ı getirip ortamıza koydular. Biz buraya gelerek, bunların hepsini sildik. Şimdi Telafer'de Sünni, Şii, Hristiyan, Ezidiler bir arada yaşıyor. Biz geldiğimizde bunların hepsini temizledik. Buraya geldiğimizde 3 yıldır DEAŞ zulmü vardı. 70 şehit verdik. Yaralılarımız çoktu. Şimdi, Haşdi Şabi'nin zulmettiğini söylüyorlar. Biz zulme gelmedik. Bizim bir akidemiz var. Biz bunları vurup çıkardıktan sonra insani yardım kuruluşu gibi çalışıyoruz. Bizim için Sünni ve Şiiler arasında fark yok. Geceleri şehirde devriye atıyoruz. Bir tehlike olsa bizim mesuliyetimizdedir. Biz, biriz, İslam birdir. Kim İslamı ikilerse, Allah lanet etsin. Geldiler, bizi bölmek istediler. Telaferliler diyor ki; 'Haşdi Şabi çıkarsa, biz de çıkarız. Biz şehit vererek buraya geldik. Biz geldik, 'dinimiz birdir' dedik. Bunların hepsi geçti. Aramızda bir problem yok. Herkes kendi dininde, mezhebindedir. Biz Telafer halkının hizmetindeyiz" dedi.