AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in birliğin geleceğini ele aldığı "Beyaz Kitap" adlı belgesinde AB literatüründe yıllardır adı geçen "çok vitesli" model tekrar gündeme gelmişti.
Roma'da 1957'de imzalanan Roma Antlaşması'nın 60. yılını kutlamak için yarın bir araya gelmesi beklenen AB liderleri, kıtanın geleceğine ilişkin Juncker'in belgesinde yer alan 5 senaryoyu inceleyecek.
Paris'te mart başında Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya liderlerini bir araya getiren Versailles Zirvesi'nde "çok vitesli" modeli destekleyen açıklamalara yer verilmişti.
AB'nin kurucu ülkeleri arasında bulunan "büyükler", isteyen üyelerin daha fazla iş birliğine gitmesine, diğer üyelerin de istedikleri zaman ortak projelere katılmasına imkan veren "çok vitesli" model üzerinde duruyor.
''ÇOK VİTESLİ'' AB MODELİ NEDİR?
"Çok vitesli" model, üye ülkelerden bazılarının tüm üyelerin katılımını beklemeksizin istedikleri alanlarda iş birliğini derinleştirebilmesini öngörüyor.
Bu model, birliğin ortak politikalarını ulusal politikalara tercih eden ülkelere, diğerlerinin katılımını beklemeden hedeflerine ulaşma imkanı veriyor.
Birliğin küçük ve zayıf ülkeleri ise ulusal çıkarlarını korumak kaygısıyla AB ortak politikalarının daha da derinleştirilmesine sıcak bakmıyor.
Aslında AB'nin mevcut uygulamalarında "çok vitesli" modelin örneklerini görmek mümkün. Örneğin, serbest dolaşımı öngören Schengen uygulaması ve ortak para birliği uygulaması bu bağlamda "çok vitesli" yapıyı andırıyor. 28 üyeli birliğin 19 üyesi avroyu ulusal para birimi olarak kabul ederken diğerleri kendi ulusal para birimlerini kullanmaya devam ediyor.
Öte yandan, Schengen serbest dolaşım bölgesinde 28 üyenin 25'i bulunuyor.
ÜYELER ARASINDA GRUPLAŞMA OLACAK
"Çok vitesli" modele ilişkin çekinceler, bazı ülkelerin belirli alanlarda ilerleme kaydederken özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin geride kalacağı düşüncesi etrafında toplanıyor.
Bu yapının AB içinde gruplar oluşturacağına ve zaten karmaşık olan karar alma mekanizmasını daha da karışık hale getireceğine işaret ediliyor.
AB'nin doğu ve batısı arasındaki ayrımın derinleşeceğini düşünenler, bu durumun iki ayrı tip üyeliğe yol açacağını, zengin batı ülkelerinin bir grubu, fakir doğu ülkelerinin diğer grubu oluşturacağını öne sürüyor.
ALMANYA VE FRANSA DESTEKLİYOR
"Çok vitesli" modelin sıkı destekçilerinden olan Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB'de model değişikliğini desteklediğini belirtmişti. Merkel, "Yoksa tıkanır kalırız. Eğer Avrupa tıkanır ve daha fazla gelişemezse o zaman bu birlik herkesin tahmininden daha hızlı tehlikeye girer." açıklamasında bulunmuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da "çok vitesli" model çerçevesinde AB üyelerinin savunma, ekonomik işbirliği, parasal birlik ve vergi politikaları konularında daha hızlı hareket etmesi gerektiğini belirtmişti.
İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni ise "İtalya, farklı seviyelerde ilişkileri derinleştirme imkanı tanıyan bir modeli destekliyor." demişti.
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy da ekonomi konusunda işbirliğinin arttırılması gerektiğine vurgu yaparak, "İspanya ortak hareket etmek isteyen ülkelerle birlikte ileriye gitmeye hazır." ifadesini kullanmıştı.
MODELE KARŞI ÇIKANLAR
AB'nin nispeten yeni üyelerinden olan ve AB bütçesinden yararlanan Polonya ise "çok vitesli" modele en çok karşı çıkan ülkeler arasında yer alıyor.
Polonya Başbakanı Beata Szydlo, "çok vitesli" Avrupa senaryosunda Doğu Avrupa ülkelerinin geride kalacağını, dolayısıyla modele karşı olduklarını savunuyor. Szydlo, "Tüm AB üyesi ülkelere eşit şans tanınmalı ve oyunun kuralları aynı olmalı." görüşünü dillendiriyor.
Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, "çok vitesli" Avrupa modelinin uygulanması durumunda AB'nin çöküşünün hızlanacağını savunuyor.
MACARİSTAN DA SICAK BAKMIYOR
Macaristan Başbakanı Viktor Orban da "farklı hızlarda hareket etme" fikrine sıcak bakmadığı mesajlarını veriyor.
"Çok vitesli" modele karşı duranlardan biri de Atina yönetimi. Yunanistan'ın AB ve Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Panagiotis Pavlopoulos, Atina yönetiminin tepkisini, "AB ülkeleri gerekli değişimleri gerçekleştirmemek için farklı iş birliği yolları arıyor. Bu Avrupa, ne kadar hız değiştirirse değiştirsin yeni döneme ayak uyduramaz." ifadeleriyle göstermişti.
Baltık ülkeleri Estonya ve Finlandiya'nın liderleri ise "çok vitesli" modeli kapsayıcı olması ön koşuluyla kabul edeceklerini bildirmişti. Ancak model, yapısı gereği böyle bir kapsayıcılığa imkan vermiyor.