Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Türkiye'yi, "söz verilen anayasal ve yasal reformları gerçekleştirmediği" gerekçesiyle eleştirdi.
İngiltere merkezli insan hakları örgütü, "Dünyadaki İnsan Haklarının Durumu" başlıklı yıllık raporunda 155 ülkeyle birlikte, Türkiye'deki insan hakları durumununa ilişkin gelişmelere de yer verdi.
2011 yılında meydana gelen olaylar ve gelişmeler dikkate alınarak kaleme alınan raporun Türkiye'ye ilişkin bölümünde, "Söz verilen anayasal ve diğer yasal reformlar gerçekleşmedi" ifadesi yer aldıktan sonra ifade özgürlüğüne dair sorunlar olduğu, protesto eylemlerinde polisin şiddet uyguladığı ileri sürüldü.
Bombalı saldırıların sivillerin ölümüne neden olduğu, adli sistemde çocuk haklarının korunmasına ilişkin ilerleme kaydedilemediğinin de bildirildiği raporda, "Göçmen, mülteci, eşcinsel ve transseksüellerin hakları yasalar tarafından korunamıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadeledeki kadınları koruma yöntemleri yetersiz" denildi.
Geçen yılın sonunda, söz verilmesine karşın anayasaya ilişkin bir taslağın tartışmaya açmak üzere hazırlanmadığının kaydedildiği raporda geçen yıl Kasım ayında bazı internet sayfalarının "keyfi kısıtlanmasına" yönelik yeni düzenlemelerin çıkarılmasının endişeye neden olduğu belirtildi.
Raporda Türkiye'nin yanı sıra, birçok ülkedeki insan hakları durumuna da değinildi. Örgüt dünya liderlerini eleştirerek, küresel ve bölgesel güçlerin muhalif hareketlerle ilgili destek içeren sözlerinin eyleme dönüşmediğini kaydetti.
Ayrıca, küresel güçlerin insan haklarını, fırsatçı ittifaklar ve ekonomik çıkarlar nedeniyle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki nüfuzlarını artırmak için kullandığının görüldüğü belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü, Sri Lanka'ya müdahalede başarısız olunması ve Suriye'de insanlığa karşı işlenen suçlar karşısındaki eylemsizliğin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK), küresel barışın korunması açısından gereksiz bir konuma düşürdüğünü de açıkladı. Bu durumun, BMGK'yı "yorgun, yanlış adım atan ve yetersiz" bir hale getirdiği kaydedildi.
Rapora göre Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika gibi yükselen güç merkezleri de "sessizlikleriyle" Güvenlik Konseyi'nin küresel barışı korumadaki etkisinin zayıflatılmasında suç ortaklığı yaptı.
Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda "Hükümetler, hem ülke içinde hem de ülke dışında ifade özgürlüğünü savunmalı, uluslararası sorumluluklarını ciddiye almalı ve adalet, özgürlük ve kanun önünde eşitliği sağlayan sistem ve yapılara yatırım yapmalı" denildi.
Rapor, en az 91 ülkede ifade özgürlüğünün kısıtlandığını ve en az 101 ülkede de insanların işkence ve kötü muamele gördüğünü belgeledi. Örgüt, dünya çapında milyonlarca insanın özgürlük, adalet ve itibar için sokaklara döküldüğü 2011'in, çalkantılı bir yıl olduğunu belirtti.