İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasının Başkanı Bercow, bugün mesai bitiminde görevi bırakacak.
2009'da geldiği görevi 10 yıldır sürdüren Bercow, ülkenin 1940'tan bu yana "en uzun süre görevde kalan Avam Kamarası Başkanı" unvanını aldı.
İngiltere'de, parlamentonun seçimle gelen alt kanadı Avam Kamarası'nın 157. başkanı olan Bercow, özellikle Brexit sürecinde aldığı kararlarla tarihe geçti.
Kendisini "demokrasinin beşiği", parlamentosunu da "parlamentoların anası" şeklinde nitelendirse de İngiltere'de hükümetlerin geniş yetkileri bulunuyor.
Bazı siyasi gözlemcilerin, İngiliz yönetim sistemini "seçilmiş diktatörlük" diye nitelendirmesine yol açan bu yetkilerin başında hükümetin, parlamento gündemini belirleme yetkisi geliyor.Bercow, Theresa May ve Boris Johnson'ın başbakanlık dönemindeki hükümetlerin bu yetkisine karşı, parlamenterlerin yanında yer almasıyla dikkati çekti.
PARLAMENTONUN GÜCÜNÜ PEKİŞTİRDİ
Bercow, Brexit sürecinde kritik dönemeçlerde, gerek muhalefet milletvekillerinin, gerekse de iktidar partisi içindeki muhalif milletvekillerinin parlamento gündemini "ele geçirmesine" izin verdi.
Siyasi gözlemciler, Bercow'un bu konudaki başarısını, parlamentoda güçlü bir hükümet çoğunluğunun bulunmamasına bağlasa bile, onun yerinde başka birinin bulunması halinde ne tür kararlar alacağını bilmenin imkansızlığını da teslim ediyor.
Avam Kamarası Başkanı'nın milletvekillerinden yana kullandığı inisiyatif, Brexit tarihinin önce 29 Mart'tan 31 Ekim'e ve son olarak 31 Ocak'a ertelenmesine zemin sağladı.
Bercow, görev süresi boyunca bakanların ve başbakanların, milletvekillerinin soru önergelerine yanıt vermeleri konusunda da ısrarlı ve kararlı tutum sergileyerek, parlamentonun gücünü pekiştirmesiyle öne çıktı.
TRUMP'IN PARLAMENTOYA HİTAP ETMESİNE İZİN VERMEMİŞTİ
Bercow'un, Avam Kamarası'nda sergilediği tatlı sert ve tarafsız yönetim, kendisine dünya çapında bir şöhret kazandırdı.
Bariz mimiklerle ve büyük jestlerle milletvekillerini düzene davet eden bağırışları dünya televizyonlarında geniş yer bulan Bercow, başbakan dahil herkesi susturma yetkisini kullanma şekliyle Brexit sürecini renklendirdi.
Belagati ve hazır cevaplığıyla da öne çıkan Bercow, İngiliz parlamentosunda "arka sıradakiler" olarak anılan sıradan milletvekillerine seslerini duyurma imkanı vermesiyle de hafızalara kazındı.
Bercow'u dünya gündemine taşıyan önemli bir kararı da İngiltere'yi ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump'ı "ırkçı ve cinsiyetçi" diye nitelendirerek, parlamentoya hitap etmesine izin vermemesi olmuştu.
Öte yandan özellikle Brexit tartışmalarında aldığı kararlar, Bercow'u ülkedeki aşırı sağ Brexitçi kitlenin hedefi haline getirdi. Brexit yanlılarının yaptığı gösterilerde, Bercow'u "hain", parlamentoyu da "halk düşmanı" ilan eden dövizler yaygın olarak yer aldı.
Bercow, Daily Mail, The Sun ve Daily Express gibi katı Brexitçi gazetelerin de hedef tahtasına oturtuldu.
- Görevi bırakma tarihini seçerken, Brexit sürecine damga vurmayı ihmal etmedi
Yahudi bir taksi şoförünün oğlu olarak 1963'te dünyaya gelen Bercow, Londra'da ilçe belediye meclisinde başladığı aktif siyaseti, bazı bakanlıklarda aldığı danışmanlık rolleriyle sürdürdü.
Bercow, 1997'da Muhafazakar Parti'nin Buckingham milletvekili olarak Avam Kamarası'na girdi, 2009'da Başkan seçildi. Geride bıraktığı 40 yılın siyasi birikimiyle Bercow, görevi bırakma tarihini seçerken de Brexit sürecine damga vurmayı ihmal etmedi.
Görevi bırakmak için Başbakan Johnson'ın ülkeyi anlaşmalı veya anlaşmasız ama mutlaka AB'den ayırmayı vadettiği 31 Ekim tarihini seçen Bercow, hem Johnson'a bir mesaj vermiş oldu hem de kendisinden sonra göreve gelecek başkanı muhalefetin çoğunlukta olduğu bir parlamentonun seçmesine zemin hazırladı.
AVAM KAMARASININ YENİ BAŞKANI, 4 KASIM'DA SEÇİLECEK
Bercow'un görevi bırakma kararı almasında, Johnson'ın genel seçimde teamüle aykırı olarak Bercow'a karşı milletvekili adayı çıkarmaya hazırlanması rol oynadı.
Avam Kamarası Başkanı Bercow'un yerine geçecek isim, yine Johnson'ın seçim kampanyasında halka şikayet etmeye hazırlandığı mevcut parlamenterlerce seçilecek.
Avam Kamarasının yeni başkanı, 4 Kasım'da seçilecek ve İngiliz geleneklerine uygun olarak itilerek ve çekiştirilerek kürsüsüne çıkarılacak.
Parlamenter monarşiyle yönetilen İngiltere'de bu geleneğin kökeninde, parlamenterlerle kraliyet arasında kalarak kellesini yitiren çok sayıdaki parlamento başkanının hikayesi yatıyor. Sadece 1394-1535'te 7 parlamento başkanı kellesini kaybederek tarihe geçti.