Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik'in Dayton Barış Antlaşması'nın aslına dönülmediği takdirde Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan edeceğini söylemesi, ülkedeki siyasi krizin tuzu biberi oldu. Dodik ve Sırp yetkililerin, eski Yüksek Temsilci Valentin Inzko'nun 23 Temmuz'da soykırım inkarını suç sayan bir yasa çıkartmasını boykot etmeleri kararıyla başlayan siyasi kriz, Sırp lider Dodik'in ayrılıkçı söylemleriyle giderek büyüdü ve Bosna Hersek'te yeniden savaş olur mu sorularını gündeme getirdi.
PARALEL DEVLET HAZIRLIĞI
Yüksek Temsilcilik Ofisinin (OHR) yürürlüğe koyduğu tüm yasal değişiklikleri inkar eden Dodik,1992-1995'te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Antlaşması'nın özüne dönülmezse ordu, yargı ve vergilendirme sistemlerinde radikal adımlar atacağını ifade etti. Dodik, ilk adım olarak da ulusal düzeyde yetkili Bosna Hersek İlaç ve Tıbbi Malzeme Kurumunun yetkilerini, Sırp Cumhuriyeti (RS) bünyesinde kurulacak yeni bir kuruma devretmeye ilişkin kanun teklifinin RS Meclisinde kabul edilmesini sağladı.
Entite düzeyinde kurulacak bir kurumun varlığı RS'nin "paralel" bir devlet hazırlığında olduğu şeklinde nitelendirilirken, Dodik, daha da ileri giderek 7 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin RS'nin bağımsızlığını desteklediğini iddia etti. Dodik, en son, genel başkanlığını yaptığı Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı (SNSD) tarafından kabul edilen bildiri metninin basına sızmasıyla gündeme geldi.
Bildiride, RS'nin devlete ait bazı yetkileri kendi üzerine alarak özerklik derecesini artırmasına izin verilmemesi halinde Bosnalı Sırpların "kendi kaderini tayin hakkını" devreye sokacağı ve Bosnalı Sırp kurumlarının devlet kurumlarını entiteden çıkaracağı ifadelerine yer verildi. Sırp askerlerin Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerinden ayrılarak entite ordusunun kurulmasını da kapsayan bildiride, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi ile Başsavcılığının kararlarının RS'de uygulanmaması vurgulandı.