Suriye'nin kuzeybatısında tırmanan gerilimin yüz binlerce insanı yerinden ettiğini vurgulayan Guterres, "Buradaki gerginlik devam ederse, İdlib'de yaşayan 3 milyon kişi için daha büyük bir insani felakete yol açacaktır." uyarısında bulundu.
Guterres, Suriye'deki 8 yıllık iç savaşta halen sivillerin ölmeye devam ettiğini, buradaki çatışmaların komşu ülkelere yük olduğunu ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğini vurgulayarak, "Suriye'deki alarm verici düzeydeki şiddet, tüm Suriyeliler için sürdürülebilir barış için bir an önce siyasi yola girilmesinin kesin bir hatırlatıcısıdır." dedi.
Libya konusunda da Arap Ligi'nin BM'ye verdiği desteğe teşekkür eden Guterres, "Ancak yine de Libya'daki silahlı çatışmaların, ülke ve bölge üzerindeki etkilerinden derin endişe duyuyorum. Bu soruna askeri bir çözüm yok. Ateşkesin sağlanması ve müzakere masasına dönülmesi için çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.
Irak'ın, DEAŞ'ın bıraktığı izleri silebilmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı olduğunu belirten Guterres, Irak'ın komşularına bu ülkeye destek çağrısı yaptı.
Guterres, Yemen'de sürdürülebilir siyasi bir çözüm için müzakereleri sürdürdüklerini vurgulayarak, "2018'de varılan Stockholm Anlaşması'nın uygulanması Yemen'deki insani durumun geliştirilmesi için tek yoldur." değerlendirmesinde bulundu.
BİR AÇIKLAMA DAHA
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Suriye'nin kuzeybatısında nisan ayından bu yana tırmanışa geçen yoğun çatışmalardan dolayı alarm halinde olduklarını belirterek, "BM, çatışan tüm tarafları, Türkiye ve Rusya arasında geçen eylül varılan ateşkes anlaşmasına tamamıyla uymaya davet ediyor." dedi.
"Suriye'deki gerginliği azaltma bölgesinin kuzeybatısında özellikle de Hama'nın kuzeyi ve İdlib'in güneyindeki silahlı çatışmaların insani etkilerinden dolayı alarm halindeyiz." diyen Dujarric, bölgede 29 Nisan'dan bu yana devam eden gerilimde 69 kadın ve 81 çocuk dahil olmak üzere 231 sivilin yaşamını yitirdiğini anımsattı.
Bölgedeki 300 binden fazla sivilin Türkiye sınırına yakın kamplara sığınmak zorunda kaldığının altını çizen Dujarric, "BM, çatışan tüm tarafları, Türkiye ve Rusya arasında geçen eylül varılan ateşkes anlaşmasına tamamıyla uymaya davet ediyor. Ayrıca tüm tarafları, uluslararası hukuk çerçevesinde sivilleri ve sivil altyapıları korumaya, ayrım gözetme ve orantılılık ilkelerine saygı duymaya çağırıyoruz." diye konuştu.
İDLİB GERGİNLİĞİ AZALTMA BÖLGESİ'NDEKİ DURUM
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin kalesi niteliğinde. Halihazırda iç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, Mart 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında İdlib ve çevresini "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etti. Rejim güçlerinin ateşkesi sık sık ihlal etmesi üzerine Türkiye ve Rusya ek mutabakata vardı.
Rejim, destekçilerinin yardımıyla 17 Eylül 2018'de Soçi'de imzalanan mutabakata rağmen saldırılarına devam ediyor. Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da 25-26 Nisan'da Türkiye, Rusya ve İran arasında düzenlenen 12'nci toplantı sırasında artan saldırılar aynı yoğunlukta sürdü.
Sivil Savunma kaynakları, Esed rejimi, İran destekli yabancı terörist gruplar ve Rusya'nın, mayıs ayında İdlib iline düzenlediği hava ve kara saldırılarında 59'u çocuk, 231 sivilin yaşamını yitirdiğini ve 659 sivilin yaralandığını belirtmişti.
Esed rejimi ve destekçilerinin, Türkiye ve Rusya'nın İdlib mutabakatını imzaladığı 17 Eylül 2018'den beri ateşkesi ihlal ederek gerçekleştirdiği saldırılarda 553 binden fazla sivil yerlerinden edildi.
Rejim, İran destekli terörist gruplar ve Rusya'nın hava desteğiyle İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ne 25 Nisan'da başlattığı geniş çaplı saldırılarla 100 kilometrekare civarında bir alanı ele geçirdi. Askeri muhalifler ise söz konusu bölgeleri rejim güçlerinden geri almak için zaman zaman operasyon düzenliyor.