Türk, BM İnsan Hakları Konseyi tarafından BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 75. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen toplantının açılışında konuştu.
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin ciddi ve önemli bir belge olduğunu vurgulayan Türk, BM tarihindeki bu ilk insan hakları sözleşmesinin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin hemen öncesinde kabul edildiğini hatırlattı.
Türk, "Yetmiş beş yıl sonra, iki temel anlaşma birbiriyle derinden bağlantılı olmayı sürdürüyor. Soykırımın yasaklanması uluslararası hukukun sıradan bir kuralı değildir. Bu, tüm insanlık ile ülkelerin, her zaman ve istisnasız uyması gereken en önemli prensiptir. Sözleşme, tüm devletleri ve insanları dikkatli olmaya çağırırken, soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması için harekete geçilmesini talep ediyor." ifadelerini kullandı.
"HESAP VEREBİLİRLİK DE SOYKIRIMI SONA ERDİRMEDE MERKEZİ BİR ÖNEME SAHİP"
Soykırımın sıklıkla siyasi liderlerin ve diğer kamuya mal olmuş kişilerin, hedeflenen topluluklardaki insanları insanlıktan çıkaran ve "şeytanlaştıran" açıklamalarıyla ilişkili olduğunu vurgulayan Türk, sosyal medyadaki dezenformasyon kampanyalarının bu ifadeleri daha da güçlendirebileceğini söyledi.
Türk, soykırım konusunda "sorumluluğun" önemine dikkati çekerek, "Sadece mağdurlar için adalet sağladığında değil, aynı zamanda hesap verebilirlik de soykırımı sona erdirmede merkezi bir öneme sahip. Cezasızlık soykırımın kolaylaştırıcısı, sorumluluk ise düşmanıdır. Hem Soykırım Sözleşmesi hem de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 75. yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde, daha insani ve barışçıl bir dünya vizyonuna destek olacak şekilde hareket etmek büyük önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.