BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Elizabeth Throssell, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında, İsrail ile Filistin arasında devam eden gerilime ilişkin değerlendirmede bulundu.
7 Ekim'den bu yana devam eden gerilimde dikkatlerin İsrail'deki saldırılara ve Gazze'deki çatışmaların tırmanmasına odaklandığını hatırlatan Throssell, "Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'da durum endişe verici ve burada, Filistinlilere yönelik giderek artan ve çok katmanlı insan hakları ihlalleri yaşanıyor." dedi.
Batı Şeria'da 7 Ekim-2 Kasım tarihlerinde 124'ü İsrail güçleri ve 8'i yerleşimciler tarafından olmak üzere 41'i çocuk 132 Filistinlinin öldürüldüğünü kaydeden Throssell, bölgede iki İsrail askerinin de öldüğünü söyledi.
Throssell, "İsrail güçleri, Cenin Mülteci Kampı'na gece boyunca yapılan hava saldırıları da dahil kolluk kuvvetleri operasyonlarında giderek daha fazla askeri taktik ve silah kullanıyor. Zaten rekor seviyelerde olan yerleşimci şiddeti de bu süreçte hızlı bir şekilde arttı. Günde ortalama 7 saldırı gerçekleştiren yerleşimciler, bu saldırıların üçte birinden fazlasında silah kullandı." diye konuştu.
7 Ekim'den beri yaklaşık 1000 Filistinlinin evlerinden zorla çıkarıldığını vurgulayan Trossell, "Bu koşullar altında yerleşimcilerin uyguladığı şiddet, bir nüfusun zorla başka yere nakledilmesi anlamına gelebilir. Bu da Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin ciddi ihlalidir." ifadelerini kullandı.
Trossell, İsrail güçlerinin 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 2 bin Filistinliyi tutukladığını belirterek, tutuklulara yönelik kötü muamelenin daha da arttığını ve çoğu durumda işkenceye varabilecek boyuta ulaştığını gösteren güvenilir ve tutarlı raporlar elde ettiklerini anlattı.
"7 Ekim'den bu yana tutuklanan iki Filistinli gözaltında hayatını kaybetti. Gözaltına alınanlara, uluslararası hukukun gerektirdiği yasal süreç ve adli güvencelerin verilmediği bildiriliyor." diyen Trossell, Filistinlilerin büyük bir bölümünün tecrit altında olduğunu ve hareket özgürlüklerinin kısıtlandığını söyledi.
Trossell, ayrımcılık ve orantılılık ilkelerine her iki tarafın da saygı göstermediğine dair ciddi kaygılarının olduğunu ifade ederek, Filistinli gruplara, ellerindeki tüm rehineleri derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakması çağrısında bulundu.
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARINDA SON DURUM
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 315'i asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
İsrail'e göre 31 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda ölen asker sayısı 24'e yükselirken, Kassam Tugayları'nın elinde 242 İsrailli esir bulunuyor. İşgal altındaki Batı Şeria'da da bir İsrail askeri öldü.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarda 3 bin 826'sı çocuk, 2 bin 405'i kadın olmak üzere 9 bin 227 Filistinli öldürüldü, en az 23 bin kişi yaralandı.
Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 144 Filistinliyi öldürdü.
Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini de hedef gösteren İsrail ordusu, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini vurdu, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini bombaladı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 56 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.