Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, bir zamanların 'kudretli liderleri' olmadan toplandı.
Foreign Policy dergisinin internet sitesinde yer alan haberde, her şeyin ne kadar da çabucak değiştiği vurgulanıyor. Dergi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'un bu sene Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki halk ayaklanmalarına destek verdiği, Libya Lideri Kaddafi'nin devrilmesi için NATO operasyonunu savunduğu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı da ordunun silahsız göstericilere karşı yapılan operasyonları durdurması yönünde verdiği sözü tutmamakla suçladığı hatırlatıldı.
Ancak geçmiş senelerde her şeyin çok daha farklı olduğu belirtilen haberde, BM yetkilileri ve mevki sahibi yabancıların, aynı isimlere istikrar gerekçesiyle daha farklı davrandığı ifade edildi. Dergi, 'bir liderin nasıl çabucak BM'nin saygın bir konuğundan pis bir sahtekara dönüştüğünü' örnekler belirtti.
MUAMMMER KADDAFİ
İki sene önce Libya'nın en güçlü adamı, dünya liderlerinin yıllık toplantısında konuşma yapmak ve saygın bir devlet adamı olarak yeni konumunun tadını çıkartmak için New York'a bir seyahat gerçekleştirdi. Kaddafi'nin dışlanmışlığı, hükümetinin Afrika Birliği başkanlığına yükselmesi, BM Güvenlik Konseyi üyeliği ve BM Genel Kurulu başkanlığı ile artık geçmişte kalmıştı.
Ban Ki-mun, Eylül 2008'de Kaddafi'nin memleketi Sirte'ye gitti, burada kendisini Çad ve Sudan arasındaki çatışmaları bitiren 'çok önemli ve yapıcı rolü' nedeniyle methetti.
Sadece bir yıl sonra da Kaddafi, 'dünyanın en tuhaf lideri' şöhretini doğrulayacak bir şekilde BM Genel Kurulu'nda bir saat 40 dakika süren bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında BM sözleşmesini yırttı, BM Güvenlik Konseyi'ni terör örgütü ilan etti, eski ABD Başkanı George W. Bush ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair hakkında Irak savaşından dolayı savaş suçu soruşturulması yapılmasını istedi.
Bu performans o zaman hoşgörülse de BM, Şubat 2011'de protestoculara yönelik başlattığı kanlı baskın yüzünden bir anda Kaddafi'ye cephe aldı. Güvenlik Konseyi, onu devirmeye yardım eden havadan bombalamaya yetki verdi, Kaddafi ve yakın çevresi hakkında 'insanlığa karşı suç' iddiasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bir soruşturma yapmasını istedi. Ban, Mart ayında İspanyol El Mundo gazetesine verdiği demeçte, ''Kaddafi meşruiyetini kaybetti. Libya'da görevde kalamaz. Ne olursa olsun gitmeli'' dedi.
ZEYNEL ABİDİN BİN ALİ
Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali, 2 hafta süren ayaklanmanın ardından, 24 yıldır yönettiği ülkeyi terk etmeye zorlandığında, Arap baharının ucunun dokunduğu ilk isim oldu. Uçakla kaçmasından beri Bin Ali, mevcut Tunus yönetimi tarafından yolsuzluk ve adam kayırmacılık ile suçlanıyor. Ancak saygınlığını kaybetmeden önce BM yetkilileri tarafından 'bölge için bir model' olarak gösterildi. Ban Ki-mun, birlikte gazetecilerin karşısına geçtiği Bin Ali'nin liderliğini överek, Tunus hükümetinin BM Binyıl Kalkınma Hedefleri çalışmaları dolaysıyla bölgedeki diğer ülkeler için iyi bir örnek olmasını umut ettiğini söyledi.
HÜSNÜ MÜBAREK
Eski Mısır lideri 30 yıllık 'saltanatı' süresince BM ve Ortadoğu'da önemli bir liderdi. Bölgeye yapılacak diplomatik bir ziyaret Kahire ya da Şarm El Şeyh'e uğramadan tamamlanmazdı. Mübarek'in BM'deki etkisi o kadar büyüktü ki, Mısırlı Boutros Boutros-Gali'yi Genel Sekreter olarak seçtirmeyi bile başardı. Ban Ki-mun 2007 yılındaki ilk buluşmasında Mübarek'i 'bölgedeki el saygın liderlerden biri' olarak göstererek, ''Onu hala dinamik bir liderlik içerisinde görmekten dolayı çok mutluyum'' dedi.
Ancak 2 Şubat 2011'e gelindiğinde Ban, Mübarek'in protestoculara yönelik müdahalesini kınayarak, görevi bırakması ve bir geçiş hükümetine izin vermesi çağrısı yaptı. Mübarek, şu an, onu koltuğundan eden ayaklanma sırasında protestocuların öldürülmesi emrimi vermekle suçlanıyor.
BEŞŞAR ESAD
İki nesildir Hafız Esad ve oğlu Beşşar Esad, büyük Ortadoğu barışının sağlanmasında hayati oyuncular olarak görüldü. Ban, Suriye'ye yaptığı ilk ziyaretinde Esad'ın 'bölgede barış ve güven ile ilgili her konuda yapıcı rol oynama sözünden' cesaret aldığını söyledi. Suriye'nin Hizbullah'ı desteklediği ya da Irak'a silahlı grupların sızmasına izin verdiği yönündeki iddiaların aksine Ban, 2007 yılındaki bu toplantıda ''Suriye çok önemli bir ülke ve Suriye'nin bölgede barış ve güvenliğin sağlanması konusunda çok olumlu rol oynayacağını umuyorum'' dedi.
Ancak son aylarda Ban'ın kullandığı dil değişti. Esad'ı ülkedeki operasyon konusunda kendisine yalan söylemekle suçlayan Ban, ''Onunla bir çok kez görüştüm. Sözler verdi, ancak şimdi bunlar tutulmayan sözler oldu'' diye konuştu.
ABD ve AB'den gelen görevi bırakma baskılarına Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerden Çin, Hindistan ve Rusya'nın desteği ile karşı duran Esad'ın bu sene BM Genel Kurulu'nda konuşması beklenmiyor.
ALİ ABDULLAH SALİH
Bu sene BM'ye gelmeyecek diğer bir isim de Yemen lideri Ali Abdullah Salih. 1990 yılında Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgaline destek veren Salih, 11 Eylül saldırıları sonrasında kendisini ABD'nin 'teröre karşı savaşta' işe yarar bir müttefiki olarak konumlandırabildi.
Ancak ''Arap baharı'' Yemen'e uğradığında Salih, önce görevi devretme sözü verdi. Ancak sonrasında bu sözünden dönen ve çözüm önerilerini reddeden Salih, sarayına yapılan roketli saldırı sonucunda ciddi şekilde yaralandı. Tedavi için Suudi Arabistan'a giden Salih, fiili olarak görevde olmasa da resmen istifa etmediğinden ülkedeki ayaklanmalar halen devam ediyor.
HAMAD BİN İSA HALİFE
Konumunu hala muhafaza ederek bölgede bir istisna teşkil eden Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa Halife, yine de protestoculara karşı kullandığı güç dolaysıyla eleştiri altında. Mart ayında BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, hükümeti, barışçıl göstericilere karşı şok edici güç kullanmasından dolayı kınadı. Ban Ki-mun'un ofisinden yapılan açıklamada da güvenlik güçlerinin müdahalesinden duyulan endişe dile getirildi.
Ancak ABD'nin 5. Filosuna ev sahipliği yapan Bahreyn, ABD'de güçlü bir müttefik olarak kabul görüyor. Suriye gibi diğer baskıcı Arap rejimlerinin aksine Bahreyn, çok dikkat çekmiyor.
Bu arada ABD de, Bahreyn ile ilgili BM Güvenlik Konseyi'ndeki her türlü tartışmaya karşı çıkacağını açıkça ilan etti. Tüm bunlar, 'yüksek yerlerde arkadaşları' olan Kral Hamad için bir sürpriz olmadı ve BM'nin bu seneki konukları arasında yer alıyor.