ABD'de yaşayan Judith Fox adlı fotoğrafçı kadın, ilk eşini bir ay içinde kanserden kaybetti. Kendisinden 16 yaş büyük eski dostuna aşık oldu ve 1995'de onunla evlendi. Ancak 3 yıl sonra beyin cerrahı olan yeni eşi Ed Ackell'a da Alzheimer teşhisi kondu. Judith eşini bırakmaktansa tam 8 yıl boyunca ona hiç ara vermeden baktı. Bu süreci de onun binlerce fotoğrafını çekerek geçirdi. "Çok büyük acılar çektim gerçekten" dese de fotoğraflarını kitaplaştırdı. Ardından da en çok satanlar listesine girdi kitap. Artık hayatını 84 yaşında artık bir bakımevinde olan kocasının başucunda geçiren 68 yaşındaki Judith, arada Alzheimer ile ilgili konferanslara katılıyor ve halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. California'daki evinden telefonla yaşadıklarını anlatan Judith, Ackell'a olan aşkını, mücadelesini ve Türkiye'ye 6 yıl önce yaptıkları gemi ziyaretini kimi zaman gözyaşları içinde anlattı.
Fotoğraf çekme fikri nereden geldi?
20'li yaşlarımdan beri fotoğrafla ilgileniyorum. Bir kitapta 9 ünlü fotoğrafçı, kocalarının fotoğraflarını çekiyordu. Ben de duygularımı yakışıklı kocamın resimlerini çekerek ifade edebileceğime karar verdim. 8 yıl boyunca her pozunu çektim. Temanın Alzheimer olmasını istemiyordum, ancak Alzheimer bize o kadar yakındı ki, onu dışlayamazdım. Kitap Ekim 2009'da yayınlandı, ancak kısa bir zamanda dünyanın birçok yerinde de basıldı. İnsanları evrensel olarak derinden etkiledi. Umarım hastalığa duyarlılığın artırılmasına katkım olmuştur.
Şu anda nasıl? Sizi tanıyor mu?
Kocamın hastalığını 1998'de öğrendik. 12 yılın büyük bir kısmında evdeydi ve ilk 8 yıl tek başıma ben ona baktım ve ilgilendim. Şimdi özel bir merkezde. Onu hiç yalnız bırakmadım. Çok derinden beni hâlâ sevdiğini biliyorum. Eşinin adının Judith Fox olduğunu biliyor örneğin. Yanına gittiğimde ilk söylediğim; "Nasılsın benim yakışıklı kocam" oluyor. Hemen kim olduğumu anlıyor.
Aşk sizin için bağlılık mı?
Ed ile benim çok derin bir bağlılığımız oldu. Ona hâlâ deliler gibi aşığım. Bu kelimelere dökülemeyecek bir bağ. Ondan ayrılmayı asla düşünmedim. Bunu yapanlar var biliyorum. Ama benim ona verdiğim enerjiyi başka kimse veremezdi. Aşkım çok büyük.
Türkiye'de fotoğraflaınızdan bir sergi açmak istermisiniz?
Neden olmasın? Bir sergi açabilirsek, konuşmalar yapıp hastalıkla ilgili yaşadıklarımı anlatabilirim. 6 yıl önce Ed ile gemiyle İstanbul'a gelmiştik.
'Alzheimer hastalarını eve kapatmayın'
Alzheimerlı yakınlarına ne mesaj verirsiniz?
Lütfen bu konuda açık olun ve hem ailenizle hem de dostlarınızla paylaşın ve yardım isteyin. Alzheimerlı hastaların "evde kapalı kalması" doğru değildir. Hastalara bakanlara da şunu söyleyeyim. Onların yaptıklarını kişisel algılamayın. Beni dinlemiyor diye şikâyet etmeyin. Soruyu bir kez bir kez daha sormalarının nedeni kendi dünyalarıdır. Çakmağı bilerek ocağın üstüne koymaz veya çatalı buzdolabına bilerek bırakmazlar. Bunlar hastalığın evreleridir. Bu aşamada hastanın yaptığı davranışları kişisel olarak algılamamak gerekir...