Yeni tip koronavirüsün Çin'in Vuhan kentinde aralık ayında patlak vermesinin ardından salgına hazırlıksız yakalanan ABD'de, başta Başkan Donald Trump olmak üzere siyasiler, salgından DSÖ ve Çin'i sorumlu tutuyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca: "Çin, yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili bazı bilgileri Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası kamuoyu ve kendi halkından sakladığı için büyük suçlamalarla karşı karşıya kalabilir. Bu suçlamalar, Çin'in ABD'deki paralarına el koymaya kadar giderse Çin de kendi ülkesindeki ABD'li şirketlerin yatırımlarına el koyar ve karşılıklı bir ekonomik felakete doğru gidiş başlar. Vuhan'da toplam ölüm sayısı 2 bin 500 civarıydı. Yarısı kadar daha ölü olduğu açıklandı. Bu da Çin'in rakamlarının ne kadar güvenilmez olduğunun bir kanıtı oldu. Virüsün yapay olduğunun tespit edilmesi durumunda ise çok büyük yaptırımlara doğru gidilir. Ama bu sıcak bir çatışmaya evrilmez"
Turkish Heritage Organization Başkanı Ali Çınar: "Kanaatimce, ABD salgını fırsata çevirerek ve Asya Pasifik'teki durumdan da faydalanarak Çin'in dünyanın yeni ticaret merkezi olmasını önlemeyi amaçlıyor" - "Çin ile ABD arasındaki ticaret gerginliği uluslararası alanı etkileyecektir. Bu dönemde ABD yeni ticari partner arayışlarına girebilir. ABD'li firmaların bilhassa üretim ortaklığı için arayış içinde olması Türkiye için iyi bir fırsat olabilir. ABD, Çin'e karşı yaptırım uygulayabilir bunu Senatör Graham dahil birçok Kongre üyesi diyor"
Trump ve Cumhuriyetçi siyasetçilerin yeni tip koronavirüsü "Çinli" diye nitelendirmesi, ardından DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus'u istifaya çağırması ve DSÖ ödeneğini kesmesi, tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
Cumhuriyetçi Senatör Martha McSally katıldığı bir televizyon programında, Çin'in gerçekleri örtbas etmesindeki rolünden ötürü Ghebreyesus'un istifa etmesi gerektiğini savundu.
Cumhuriyetçi senatörler Ted Cruz ve Marco Rubio, DSÖ Başkanı'nın istifasını talep ederken Trump'a yakınlığı ile bilinen Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da basına verdiği demeçte "Çin'e çok büyük bedel ödetmekten" söz etti.
Diğer bir Cumhuriyetçi Senatör Marsha Blackburn ise "Pekin'in koronavirüs pandemisindeki sorumluluğundan ötürü ABD'nin Çin'e olan borcunu silmesi gerektiğini" savundu.
Bu arada Batı medyası, Vuhan'daki aktivistlerin Çin resmi makamlarının duyurduğu 3 bin 869 kişinin aksine en az 42 bin kişinin öldüğüne dair iddialarına yer verdi.
- "ÇİN'İN RAKAMLARI GÜVENİLMEZ"
Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Kovid-19 salgınında ciddi kayıplar veren ABD'nin Başkanı Trump ve Cumhuriyetçi senatörlerin Çin'e yönelik açıklamalarını AA muhabirine değerlendirdi.
Prof. Dr. Karaca, Çin'in yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili bazı bilgileri DSÖ, uluslararası kamuoyu ve kendi halkından sakladığı gerekçesiyle büyük suçlamalarla karşı karşıya kalacağını söyledi.
Salgının başlangıcında Çin'in ulusal uçuşlara kısıtlama getirdiğini fakat uluslararası uçuşların kısıtlanmaması yönünde talimat geçtiğini anlatan Karaca, "2 Şubat tarihine kadar ABD'ye gelen Çinli sayısı 250 bin. Aynı tarihlerde İtalya'ya gelen Çinli sayısı on binleri geçiyor. Dolayısıyla tüm bunlar biliniyor. Çin bir şeyleri başarmış gibi gözükse de birçok yanlış bilginin de temel kaynağı oldu. Bu yanlış bilgilerin başında da herkesin de bildiği gibi ölü sayısı var. Gariptir ki birkaç gün önce Vuhan'da 1290 kişinin daha öldüğü açıklandı. Vuhan'da toplam ölüm sayısı 2 bin 500 civarıydı. Yarısı kadar daha ölü olduğu açıklandı. Bu da Çin'in rakamlarının ne kadar güvenilmez olduğunun bir kanıtı oldu." diye konuştu.
Karaca, DSÖ'nün, Çin'in izlediği doğrultuda bir politika yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"ABD ve Avrupa tarafından 2 Şubat'ta Çin'den gelen uçuşları durdurma kararı alındığında Çin kendisine yönelik bir lekeleme, hatta ırkçılık yapıldığı suçlamasında bulundu. Hemen ardından DSÖ Başkanı, bu minvalde bir açıklama yaptı. Çinliler bu sefer salgının bir zatürre çeşidi olduğunu duyurdu. DSÖ yine Çin'i destekleyen bir açıklama yaptı. Ama bunların hiçbirinin doğru olmadığı daha sonra ortaya çıktı. Tüm bunlar bugün Çin'e yönetilen suçlamaların temel nedenleri."
- "VİRÜS YAPAYSA ÇİN BÜYÜK YAPTIRIMLARLA KARŞI KARŞIYA KALIR"
Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, ABD'nin Cumhuriyetçi Senatör Blackburn'un yaptığı açıklamaya benzer açıklamaları Alman Bild gazetesinin de gündeme taşıdığını hatırlatarak, Almanya'nın Çin'den tazminat talebinde bulunabileceğini savundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da bu minvalde açıklamalarına vurgu yapan Prof. Dr. Karaca, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD, Çin'e karşı doğrudan olmasa bile DSÖ'yü, Çin ile birlikte yanlış bilgi aktarmakla suçladı ve DSÖ'ye verdiği tüm desteği çekti. Bu arada Çin, DSÖ'ye para bağışlayacağını açıkladı. Tüm bunlar Çin'in ciddi bir şekilde suçlanacağının en temel göstergeleri. Suçlamalarda ABD'nin haklılık payı var mı? Evet var. Ama suçlamalar, Çin'in ABD'deki paralarına el koymaya kadar gider mi o da ayrı bir soru işareti. Çünkü ABD şirketlerinin Çin'de çok büyük yatırımları var. Çin de bunlara el koymaya kalkarsa karşılıklı bir ekonomik felakete doğru gidiş başlar ki bu da bütün dünyayı bu cenderenin içine çeker. Tartışılan diğer bir konu ise virüsün doğal mı yapay mı olduğu meselesi. Bilim insanları yapay olmadığı konusunda hemfikir. Ama bu virüsün Vuhan'daki bir laboratuvarda incelendiği kesin. Bir balık halinden ya da hayvan pazarından yayıldığına dair iddialar olsa da ilk vakanın bu pazardan 40 kilometre uzakta bir yerde çıkması bu iddianın doğru olmadığını gösteriyor. İnsan yapımı olmasa bile bu virüsün dışarıya sızmasında, bunun bir salgına dönüşmesinde Çin Halk Cumhuriyetinin hataları, yanlışları olabileceğini düşünüyorum."
Prof. Dr. Karaca, virüsün yapay olduğunun tespit edilmesi durumunda çok büyük yaptırımlara doğru gidileceğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Ama bu sıcak bir çatışmaya evrilmez. Sıcak çatışma derken şunu unutmamak lazım, nükleer silahlara sahip bir güç, nükleer güce sahip başka bir ülkeye karşı kolay kolay savaş açamaz, saldıramaz. Buna soğuk savaşta 'dehşet dengesi' diyoruz. Bu denge bugün için de geçerli. Çin de ABD'ye karşı bunu sürdüremez. Çin'in ihracatında ABD'nin payı nerdeyse yüzde 23. Yani ihracatının neredeyse dörtte birini ABD'ye yapıyor. ABD'nin ekonomik bir bunalıma girmesi aynı şekilde Çin'i de zorlar."
- "ABD, ÇİN'İN DÜNYANIN YENİ TİCARET MERKEZİ OLMASINI ÖNLEMEYİ AMAÇLIYOR"
ABD'de faaliyet gösteren Türk Mirası Vakfı (Turkish Heritage Organization -THO) Başkanı Ali Çınar, ABD'den yıllık yaklaşık 500 milyar dolar, Çin'den ise sadece 42 milyar dolar yardım alan DSÖ'nün Çin odaklı yaklaşım sergilemesinden dolayı Trump'ın fonu kestiğini söyledi.
ABD Kongresi'nde halihazırda Çin aleyhine birçok aleyhte tasarının önerildiği bilgisini paylaşan Çınar, şunları aktardı:
"Başkan Trump'ın basın toplantılarında sürekli Çin gündeme geliyor. Trump, çıkış yeri olan Çin'de çok sayıda insanın ölmesi gerekirken neden ABD'de bu kadar insanın koronavirüs sonucu öldüğünü gündeme getirdi. Bu arada DSÖ bu konuda bir rapor hazırlamaya başladı. Sanırım 60-90 gün içinde bitmiş olacak. Trump yönetimi bu rapora göre nihai kararını verecek. Ama ABD'deki şu anki beklenti ilişkilerin tamamen kesilmesi yönünde. Trump daha önce de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHRC) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nden (UNESCO) de ayrılmıştı bildiğiniz gibi. Dolayısıyla DSÖ yardımlarının tamamen kesilmesi sürpriz olmayacaktır. "
Ali Çınar, eyaletlerin Çin'e karşı savaş açmaya başladığını anlatarak, şöyle konuştu:
"Örneğin, Missouri eyaleti, koronavirüs konusunda 'Elindeki bilgileri kötü kullandığı, sakladığı ve Kovid-19 salgınının dünya çapında bir pandemiye dönüşmesine yol açtığı' gerekçesiyle Çin'e ve Çin Komünist Partisi'ne ve bazı Çinli yetkililere dava açtığını açıkladı. Kanaatimce, ABD salgını fırsata çevirerek ve Asya Pasifik'teki durumdan da faydalanarak Çin'in dünyanın yeni ticaret merkezi olmasını önlemeyi amaçlıyor. Zira ABD ile Çin arasında büyük güç rekabeti birçok alanda yaşanıyordu zaten. Çok uzun süredir yüksek büyüme oranları gerçekleştiren Çin ekonomisi bir süredir düşüş eğiliminde. 14 trilyonluk Çin ekonomisinde 2020'nin ilk yarısında yüzde 6,8 küçülme yaşandığı açıklandı."
Ali Çınar, Çin ile ABD arasındaki ticaret gerginliğinin uluslararası alanı etkileyeceğini dolayısıyla bu dönemde ABD'nin yeni ticari partner arayışlarına girebileceğini savundu.
Birçok ABD firmasının Çin'deki yatırımlarını tekrar sorgulamaya başladığını aktaran Çınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD'li firmaların bilhassa üretim ortaklığı için arayış içinde olması Türkiye için iyi bir fırsat olabilir. ABD, Çin'e karşı yaptırım uygulayabilir bunu Senatör Graham dahil birçok Kongre üyesi diyor. İhtimaller arasında Çin finansal kuruluşlarına yaptırım, Çin vatandaşlarına belli kısıtlamaların getirilmesi, vergi tariflerinin Çin ürünleri için tekrar revize edilmesi de var. ABD'nin Çin ile geçtiğimiz ocak ayında imzaladığı anlaşmanın belli maddelerinin kaldırılması bile mümkün.
Aynı şekilde Beyaz Saray'daki toplantıda bir gazetecinin 'Almanya 130 milyar Avro tazminat hazırlıyor.' hatırlatması üzerine Trump 'Bu miktar az, biz daha fazla isteyeceğiz.' demesi bir tazminat talebinin gündemde olduğunu gösteriyor. Ancak Pekin yönetiminin bu konuda ABD'ye karşılık vereceğine kesin bakılıyor. Yani Çin'in tazminat ödemesi çok zor. O nedenle koronavirüs salgınında hafifleme olduğu zaman ABD-Çin gerginliğini daha çok duyacağız."