ABD tarihinin en büyük skandallarından biri olan ve dünya çapında birçok siyasinin adının karıştığı Jeffrey Epstein'ın fuhuş zinciri davasında, yeni bir gelişme yaşandı. ABD'li sapık milyarder Epstein'in, fuhuş ağı kurmak ve küçük çocuklara sistematik olarak cinsel istismarda bulunmak suçlarından yakalanması, büyük ses getirmişti.
KASET İDDİASI BOMBA ETKİSİ YARATTI
Aralarında İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in oğlu Prens Andrew, Donald Trump, Bill Clinton gibi isimler olmak üzere yıllar boyunca kurduğu fuhuş ağında dünyanın önde gelen zengin isimlerine reşit olmayan küçük kızlarla ilişki sağladığı ortaya çıkan, tutuklandıktan sonra götürüldüğü cezaevinde ölü bulunan ve intihar ettiği düşünülen Epstein'in, birçok isme şantaj yaptığı biliniyordu.
Ortaya çıkan tanıklarla, birçok ismin bu kirli alışverişin parçası olduğunun ortaya çıkmasının ardından yaşana yeni bir gelişme, gözleri bir kez daha eski ABD başkanları Donald Trump ve Bill Clinton'a çevrildi. Epstein'ın yakın arkadaşı oldukları bilinen bu isimlere yönelik iddia, sapık milyarderin kız arkadaşı ve suç ortağı Ghislaine Maxwell cephesinden geldi.
ABD medyasında ye alan haberlere göre, Maxwell, Epstein'ın elinde Trump ve Clinton'a ait gizli video kasetleri olduğunu açıkladı. Eski CBS yapımcısı Ira Rosen'ın kaleme aldığı ve Epstein skandalının anlatıldığı 'Ticking Clock: Behind the Scenes at 60 Minutes' adlı kitabında yer alan iddiaya göre Maxwell, bu bilgiyi doğrudan aktardı.
Kitabı için yaptığı görüşmelerde Maxwell'i, sapık milyarderin kirli sırlarını açıklaması için ikna ettiğini söyleyen Rosen, Maxwell ile 2016 başkanlık seçimlerinden önce yaptığını söylediği bir görüşmenin ayrıntılarına yer verdi.
Yaptığı görüşmede Maxwell'e "Kasetleri istiyorum. Epstein'ın herkesi kameraya kaydettiğini biliyorum ve kızlarla Trump'ın kasetlerini istiyorum" dediğini öne süren Rosen, Maxwell'in kasetlerin nerede olduklarını bilmediğini söylediğini aktardı. Maxwell'in "Ben bir medya baronunun kızıyım. Sizlerin nasıl düşündüğünü biliyorum. Bir tarafı yaparsanız, diğerini de yapmalısınız. Trump'a ait kasetler ortaya çıkarsa, Clinton'ı da ifşa etmek zorundasınız." sözlerini kullandığını söyleyen Rosen, bu sözlerin itiraf niteliğinde olduğunu kaydetti.
Kasetlerin nerede tutulduğu bilgisine ise hiçbir zaman ulaşamadığını söyleyen Rosen'ın kitabı, ABD gündemine bomba gibi düştü.