Ortadoğu'da attığı her adımda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın desteğini arkasına alan ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağı iddiası, infial yarattı. Filistin Devlet Başkanı ve Fetih Hareketi lideri Mahmud Abbas ile Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniyye ile görüşerek 'Filistin cephesi' çağrısı yaparken, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan'ın desteğini alan ABD'nin Ortadoğu'da kaosa yol açacak planına dair İslam dünyası ise sessizliğini korudu.
'RİSK HESABI YAPIN'
Washington yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağı iddiası sonrası harekete geçen Filistin lideri Mahmud Abbas, içeride ve dışarıda başkenti ilhakına karşı çalışmalarına hız verdi. Abbas Hamas lideri İsmail Haniyye ile görüşürken, taraflar toplantının ardından yaptığı açıklamada 'Filistin cephesinin güçlendirilmesini' vurguladı. Haniyye ABD'nin Kudüs'e ilişkin eğilimlerini 'tehlikeli bir hareket' olarak nitelendirirken, Abbas ise Washington'ın bu konuda bir adım atmadan önce risk hesabı yapması gerektiğini kaydetti. Konuya ilişkin Hamas'tan önceki gün yapılan açıklamada Kudüs için intifada çağrısı yapılmıştı.
ARAP BİRLİĞİ ACİL OTURUM KARARI ALDI
Filistin'in talebi üzerine Arap Birliği bugün Kudüs gündemli acil bir oturum düzenleme kararı alırken, Amman yönetimi de devreye girerek Washington'a tepki gösterdi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, ABD'li mevkidaşı Rex Tillerson'ı telefonla arayarak 'Kudüs'ün tarihi ve yasal statüsünü değiştirme amacı güden herhangi bir karardan kaçınılmasını' istedi. Abu Dabi, Kahire ve Riyad'ın tam destek verdiği Kudüs'e yönelik ABD planına karşı İslam dünyasının sessiz kalması dikkat çekerken, ihanete tepki gösteren Filistinliler Gazze ve Batı Şeria'da sokağa çıkarak Arap liderlere öfkelerini dile getirdi.
TESLİMİYET PLANI
Amerikan New York Times gazetesi, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın geçen ay Filistin lideri Mahmud Abbas'a İsrail'in sözde barış planını sunduğunu yazmıştı. Buna göre; tanınacak Filistin devleti sadece Batı Şeria ve Gazze'de egemen olacak, sözde bağımsız devletin başkenti Kudüs değil Abu Dis olarak kabul edilecek, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim yerleri boşaltılmayacak ve 1948'den bu yana dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış olan 5 milyon Filistinli mülteci ülkelerine dönemeyecek.