ABD ile Küba arasında geçen yıl sonunda sürpriz şekilde gündeme gelen normalleşme sürecini başlatacak adımların ardından Küba'nın başkenti Havana'da halk ülkelerinin ABD ile ilişkilerini geliştirme sürecine umutlu yaklaşmıyor.
Fidel Castro ve Raul Castro yönetimine güven duyduklarını belirten Kübalılar, ABD ile 53 yıl önce kesilen ilişkiler konusunda devrimin lideri Fidel Castro gibi düşünüyor.
Kübalılar, ülkelerini "dış dünyaya kapalı" ve "abluka altında" olarak tanımlıyor. 1959 yılında yapılan devrimden bu yana çok uzun zaman geçtiğini vurgulayan Kübalılar, ülkelerinin normalleşme süreci için de çok uzun zamana ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Havana'da Amerikan bayrağı desenli kıyafetler giyen, bandana takan ve ABD'nin sembollerinden Özgürlük Heykeli'ni vücuduna dövme olarak yaptıran Kübalılar görmek mümkün.
Buna rağmen halk sürece ilişkin olumlu görüş belirtmekten kaçınıyor. Taksicilik yapan Juan Ramon Marino, sürece olumsuz bakanlardan. Marino, "ABD ile ilişkileri geliştirmek isteriz fakat ABD, Küba'nın ekonomik olarak gelişmesini istemiyor" dedi.
Fidel Castro, ülkesinin ABD ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki kararıyla ilgili geçen ay ayında sessizliğini bozmuş, Havana Üniversitesi öğrenci federasyonuna yazdığı mektupta, "Ne ABD'nin politikasına güveniyorum ne de onlarla iki çift laf ettim. Ama bu çatışmalara barışçıl çözümü reddettiğim anlamına gelmez" ifadesini kullanmıştı.
ABD ve Küba arasındaki ilişkiler Fidel Castro'nun 1959'da ABD destekli Fulgencio Batista rejimini devirmesi sonucu yönetime gelmesiyle bozulmaya başladı. Taraflar arasında başlayan gerginlik, ABD'nin Küba'ya 1960'tan bu yana ticari ambargo uygulamasına neden olmuş ve iki ülke ilişkileri 1961'de kesilmişti.
Barack Obama yönetimi, geçen yıl sonunda açıkladığı Küba ile ilişkilerin normalleşmesi sürecinde ilk adımı atarak, seyahat ve mali alanlardaki bazı yaptırımları gevşetti. Ayrıca bu ay, süreç çerçevesinde üst düzey bir ABD heyeti, Küba'da iki gün süreyle müzakerelerde bulundu.
Küba devriminin 88 yaşındaki lideri Fidel Castro da ilişkilerin normalleştirilmesi görüşmelerini desteklediğini, ancak Washington'ın politikalarına güvenmediğini söylemişti.