Hizmet İş Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman,"Mağdur edilen kardeşlerimizin mağduriyeti giderilinceye kadar burada olmaya devam edeceğiz " diye konuştu. Dem Partili belediyelerin yaptığı kıyımın arka planında bazı emek örgütleri ve sendikalar olduğuna vurgu yapan Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir,"İşçi kıyımlarıyla yetinmeyip memurların ekmeğiyle de oynamaya başladılar. Böyle bir emek düşmanlığı Türkiye tarihinde görülmemiştir " dedi.
7 Aydır Haksızlığa Karşı Direniyorlar
"Kürt halkının hakları için mücadele ediyoruz. Kürtlerin temsilcisi biziz " diyorlar, diğer yandan belediyelerde çalışan Kürt çocuklarının ekmeğiyle oynuyorlar, ekmeklerini ellerinden alıp mağdur ediyorlar. Dem Partili belediyelerde İşçi kıyımları hız kesmeden devam ediyor. Hemen her gün yeni işten çıkarmalar, sürgünler ve baskılar yaşanıyor. Sendika verilerine göre Diyarbakır'da son 7 ayda 748 işçi hiç bir gerekçe sunulmadan keyfi kararlarla işten atıldı. Hizmet İş Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman,tam 150 gündür yaz ve kış demeden bu mücadeleyi yürüttüklerini belirterek sonuna kadar gitmekte kararlı olduklarını söyledi. Emek düşmanlığı yapan bir zihniyete karşı mücadele verdiklerini ifade eden Kahraman,"7 aydır hemen her gün insanlar işten atılıyor, sürgün ve baskılara maruz bırakılıyor. Hiç bir geliri olmayan, evine ekmek götüremeyen, borç batağına giren insanlar var. Hepsi için mücadele ediyoruz. Bu mağduriyet giderilinceye kadar bu çadır burada kalacak. Hiç bir güç direncimizi kıramaz " diye konuştu.
Demli Belediyeler Yargı Kararlarını Uygulamıyor
İşten çıkarılan, ücretsiz uzaklaştırma cezası verilen ve çeşitli baskılara maruz kalan emekçilerin hukuk mücadelesi de yine Hak İş Konfederasyonu ve Hizmet İş Sendikası öncülüğünde devam ediyor. Hizmet İş Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman, sendika olarak mağdur emekçilere ücretsiz hukuki destek verdiklerini ifade ederek şimdiye kadar bir çok davanın emekçilerin lehine sonuçlandığını ancak Dem Partili belediyelerin yargı kararlarını uygulamamak için direnç gösterdiğini kaydetti.
Mağdur Gazetecinin Hukuk Mücadelesi Devam Ediyor
Hukuk mücadelesine devam eden isimlerden biri de Dem Partili Diyarbakır Bağlar Belediyesi tarafından önce basın biriminden alınarak Fen İşleri Müdürlüğü'ne sürgün edilerek parke taşı işinde çalıştırılan ve son olarak hakkında ücretsiz uzaklaştırma cezası verilen 30 yıllık gazeteci Saffet Azbay.
Yılmadan usanmadan mücadele verdiklerini ifade eden Azbay,"Hak İş Konfederasyonu'na bağlı Hizmet İş Sendikası öncülüğünde hukuk mücadelemiz devam ediyor. Bu destek ve dayanışma için Hak İş ve Hizmet İş ailesine minnettarız. Bize büyük bir güç veriyor. Biz gasp edilen haklarımız için savaş veriyoruz. Bedeli ne olursa olsun ucu nereye giderse gitsin sonuna kadar bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Hiç bir baskı ve tehdit bizi bundan alıkoyamaz. Yanımızda olanları asla unutmayacağız. Bugün yanımızda olmayanlar yarın yüzümüze nasıl bakacak? " değerlendirmesinde bulundu.
Memurların İşten Çıkarılmasına Başlandı
İşten çıkarılan işçilere şimdi bunlara memurlar eklenmeye başlandı. Belediyelerde görev yapan 700 sözleşmeli memurun çıkarılması için harekete geçen Dem Partili belediyeler, şu ana kadar 150 kişiye tebligat göndererek sözleşmelerinin yenilenmeyeceğini bildirdi. Bu durum büyük umutlarla sözleşmelerinin yenilenmesini bekleyen emekçilerde büyük şok yarattı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde mağdur emekçilerle beraber basın açıklaması yapan Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, hak ve hukuk gibi kutsal kavramları dillerinden düşürmeyen Dem Partili belediyeler ve onlarla birlikte hareket eden bazı emek örgütleri ve sendikaların bu zulümlerle büyük bir vebal altına girdiğini söyledi.
"Emek Tarihine Geçen Utanç Verici Bir Kıyım Yaşanıyor "
Tekdemir,"Onurları, ekmekleri, haysiyetleri için direnen kardeşlerimizi en yüce direniş ruhuyla, emeği aziz bilen Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun, teşkilatımızın ve bir milyonu aşan üyemizin dayanışma kararlılığıyla selamlıyorum. Bilindiği üzere başta büyükşehir belediyesi olmak üzere DEM'in kazandığı Diyarbakır'daki belediyelerde kelimenin tam anlamıyla bir işçi kıyımı yaşanıyor. DEM'liler kazandıkları belediyelerde iş başına gelir gelmez haksız ve hukuksuzca 748 işçi kardeşimizi işten çıkardılar. Bununla yetinmeyen DEM'li yöneticiler sözleşmeli personeller için de bir kıyım furyası başlatarak 155 sözleşmeli personel kardeşimizin işten çıkarma tebligatlarını gönderdiler. Yüzlercesini daha aç biilaç bırakmak için tebligat hazırlıklarına hız verdiler. Tamamen ideolojik saiklerle yapılan bu zulüm karşısında insan haysiyetini önemseyen hiçbir emek örgütünün sessiz kalması düşünülemez. Ancak gelin görün ki bu işin arkasında bizzat bazı emek örgütleri var. Kendi sendikalarından olmadıkları için baskı yaptıkları emekçiler bu baskıya boyun eğmeyince ekmekleriyle oynamaktan çekinmiyorlar. Belediyeler de bu aymazlığa alet oluyor, korkunç bir zulme imza atıyorlar. Dilinden emek, emekçi, demokrasi, işçi hakları, insan hakları kavramlarını düşürmeyenlerin foyası çıktı ortaya... Seçim öncesi çizdikleri tozpembe tablolar kapkara tablolara dönüştü. Vadettikleri aydınlık yarınlar emekçilerin hayatlarının karardığı kapkara günler getirdi. Dillerinden düşürmedikleri barış ve kardeşlik ve emek dünyasını; kutuplaşmanın, kindarlığın ve düşmanca tavırların arenasına çevirdiler. Emeğe saygı dedikleri; emeğe kıyım, emekçiye kaygıdan başka bir şey değilmiş. Sözde işçi haklarını savunanlar sürgünler, mobbingler, sendika değiştirme baskıları, işten çıkarmalarla emekçiye dünyayı dar ediyor, hayatlarıyla oynuyor, ailelerini açlığa mahkum ediyorlar. Hani nerde dillerinden düşürmedikleri demokrasi, nerde insan hakları, nerde emeğe saygı, nerde emekçi hakları? Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür, bu nasıl bir çifte standarttır? Alın teri ideolojilere, siyasi görüşlere kurban edilecek kadar ucuz değildir! Ekmekleri için direnen değerli kardeşlerim sizler burada 149 gündür baskılara boyun eğmeden, haklı duruşunuzdan taviz vermeden emeğinizin hakkını, çocuklarınızın rızkını savunarak, zulme eyvallah demeyerek, tarihi ve onurlu bir mücadele veriyorsunuz. Bu mücadele bugün ma'şeri vicdanda yankılandığı gibi er geç duyulması gereken yerlerde de yankılanacak, bu zulme dur denilecek ve hak yerini bulacaktır, bundan kuşkumuz yok, sizin de kuşkunuz olmasın.
Buradan bu zulmü işleyen, ortak olan, azmettiren herkese sesleniyoruz: 748 işçiyi haksız bir şekilde aç bıraktınız, yüzlercesini daha aç bırakmak için tebligat hazırlıklarını tamamladınız. O tebligatları gönderirken hangi yasaya, hangi hukuka, hangi ahlaka, hangi vicdana dayanıyorsunuz? Zulmün üzerine zulüm ekliyorsunuz. Suç üstüne suç işliyorsunuz. Hukuken suç işliyorsunuz. Vicdanen suç işliyorsunuz. Ahlaken suç işliyorsunuz. "Ayıptır, zulümdür, cinayettir." Emekçinin ekmeği ile oynamayın, çocukların bedduasını, mazlumların ahını almayın. Milletin verdiği yetkiyi, gücü millete zulüm için kullanmayın. Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. Kimse bu zulme sessiz kalmamızı, bu hukuksuzluğu görmezden gelmemizi beklemesin!
Biz bu haksızlığa, zorbalığa geçit vermeyeceğiz. Sesimizi de sözümüzü de yükseltecek, haklının yanında zorbalığa karşı durmaya, insanı, hakkı, adaleti, alın terini savunmaya devam edeceğiz. Hukuki süreçlerini başlattığımız işçi kardeşlerimizin uğradıkları haksızlıkların en kısa sürede yargı eliyle giderileceğine canı gönülden inanıyoruz.' diye konuştu.