Küresel sağlık krizi dijitalleşmeyi hızlandırıp, tüketici alışkanlıklarını değiştirirken, iş hayatını da dönüştürdü. Bu dönüşümün sonucunda hızlanan bir trend olan hibrit çalışma modeli önümüzdeki yıllarda da kalıcı olmaya devam edecek. Eski ofis alışkanlıkları ortadan kalktı. Geri dönüş eskisi gibi olmayacak. Şimdi her kurum nasıl geri döneceğini bulmaya çalışıyor. Çalışanların sağlığı, verimini artıracak bir geçiş sürecini planlamaya çalışıyor. Salgın sürecinde esnek çalışma modeli iş yaşamına hızla dahil olurken, çalışma alanı tarafında ev ve alışık olduğumuz ofis kavramı arasında kalıcı bir hibrit yaklaşım yerleşti. Yani biraz uzaktan, biraz ofisten çalışma dediğimiz bir model ortaya çıkıyor. Kolektif House'un yaptığı anket çalışmasına göre şirketlerin yüzde 77'si salgından sonra da hibrit çalışmaya devam etmeyi planlarken, firma sahiplerinin yüzde 85'i yeni çalışma sistemine uygun esnek ofis alanlarını tercih edeceklerini bildiriyor.
YENİ YETENEKLER KAZANMALIYIZ
Aslında yeni çalışma kültürüyle çalışanların da farklı yetkinlikleri geliştirmesi gerekiyor. Çalışanlar siber güvenlik, bulut tabanlı çalışma, tekrar edilen işlerde metal yakalı robotlar kullanma gibi bazı teknik becerilere sahip olmak zorunda. Evdeki bilgisayar, işteki bilgisayar gibi ayırmak yerine, güvenli ve ortak çalışma bulutunun olması işle ilgili sıkıntıları tamamen ortadan kaldırıyor. Bu yüzden bulut tabanlı çalışma hem güvenlik, hem maliyet açısından önemli avantajlar sağlıyor. Ayrıca sunum veya hesap tablosu hazırlamak gibi sürekli tekrar edilen işler yazılım robotları tarafından yapılabilir. İşte yeni dönemde çalışanların farklı yetkinlikler kazanması için eğitimler alması sağlamak kurum çalışanlarının verimliğini olumlu etkileyecek.
OFİSE GERİ DÖNÜŞ
Kolektif House tarafından yapılan ve katılımcıların yüzde 60'tan fazlasının orta ve üst düzey yöneticilerden oluştuğu ankete katılanların yüzde 77'si salgın sonrasında da hibrit çalışmaya devam edeceklerini bildiriyor. Firma sahipleri tarafında anket katılımcılarının yüzde 60'a yakını çalışan memnuniyeti için ofis alanı tasarımı ve çalışma alanı stratejilerinin öncelikleri olduğunu aktarıyor. Verimliliği ve başarıyı ölçecek, ofiste adil çalışma koşullarını hazırlayacak düzeni kuramadığınız sürece geri dönüş sancılı hale gelecek. Ankete katılanların yüzde 56'sı geleneksel sisteme göre daha esnek bir çalışma biçimi benimsediğini ifade ediyor. Ofise dönüş stratejilerinden emin olmayan ve alınan önlemlerin yeterli olmadığını düşünen kısmın yüzde 75'ten fazla olması ise şirketlerin çalışma alanı stratejileri konusunda gelişime açık olduğunu gösteriyor. Türk Telekom gibi kurumlar departmanlara göre esnek çalışma şekillerine başladı bile.
İŞ DİSİPLİNİ OLUŞTURMAK
"24 Saatte İş" girişiminin, çalışan tarafında yaptığı ankette çıkan sonuçlar da ilgi çekici. İlk kez evden çalışmayı deneyimleyen birçok çalışan, "Çalışıp paramı alabilir miyim, evden çalışarak daha çok para harcıyorum, elektrik faturası cabası, dikkat dağıtıcı çok öğe var, disiplin oluşturamamak, internet bağlantısı" gibi bazı endişeler de yaşadı. "Evden çalışmak ile ilgili bir endişen var mı?" sorusuna ankete katılanların yüzde 76'sı, "Yok" yanıtını verirken, yüzde 24'ü bir endişesi olduğunu söyledi. Evden çalışmayı talep etme konusunda da bazı çalışanların endişe yaşadığı görüldü. Katılımcıların yüzde 46'sı evden çalışma isteğini patronuna söyleme noktasında endişe yaşarken, yüzde 54'ü herhangi bir endişe yaşamadığını belirtti. "Çalışacağın saatleri seçmek ister misin?" sorusuna katılımcıların yüzde 85'i istediğini belirtirken, yüzde 15 fark etmez yanıtı verdi. Ankete katılanların yüzde 75'i ofise gitmenin en büyük zorluğunun ise yolda geçirilen zaman olduğunu söyledi. Yüzde 25'i kalabalık iş ortamında çalışmanın zor olduğunu belirtti. "Pandemi bitince full time ofisten çalışmak ister misin?" sorusuna katılımcıların yüzde 69'u evet yanıtını verirken, yüzde 31'i bu duruma alıştığını ve istemediğini ifade etti. Ancak ofiste çalışmak mı evde mi sorusuna maaş faktörü girince fikirler değişti. Katılımcılara şu anda aldığı maaş hatırlatılarak iki seçenek sunuldu. Çalışanların yüzde 39'u "Evden çalışarak aynı maaşı almak" seçeneğini işaretlerken, yüzde 61'i "Ofise gidip yüzde 20 daha fazla maaş almayı" tercih etti. "Maaşının saatlik ücret olarak ödenmesini ister misin?" sorusuna katılımcıların yüzde 67'si evet yanıtını verirken yüzde 33'ü bunu istemeyeceğini söyledi.
ÇALIŞANIN ÖNCELİĞİ DÜZENLİ VE İYİ MAAŞ ALMAK
Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama "24 Saatte İş", birçok çalışanın pandemiyle birlikte deneyimlediği hibrit çalışma modeliyle ilgili bir anket düzenledi. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 75'i hibrit çalışmadan memnun. Ankete katılanların yüzde 56'sı ofiste, yüzde 44'ü evden çalıştığını belirtti. Çalışma ortamı tercihi olarak sorulan "Ev mi, ofis mi?" sorusuna ankete katılanların yüzde 45'i ev derken, yüzde 55'i ofis cevabını verdi. Ancak soruya esnek çalışma da girince yanıtlar değişti. Çalışanlar sadece ev ya da ofiste çalışmak yerine esnek çalışmayı istediklerini belirtti. Katılımcıların yüzde 67'si ensek çalışma modelini tercih edeceklerini belirtirken, yüzde 33'ü sadece ev ya da sadece ofis yanıtını verdi. "Esnek çalışma konusunda hangisi daha önemli?" sorusuna katılımcıların yüzde 44'ü "Çalıştığım yeri seçebilmek" yanıtını verirken, yüzde 56'sı "Çalıştığım zamanı seçebilmek" yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 55'i yalnız bir ortamda çalışmayı sevdiğini belirtti. Yüzde 45'i ise kalabalık ortamda çalışmayı sevdiğini ifade etti.
KULLANDIĞIN KADAR ÖDE SİSTEMİ YAYGINLAŞIYOR
Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Kolektif House Kurucu Ortağı ve CEO'su Ahmet Onur, "Son yıllarda teknolojinin hız kazanması, mobilitenin artması, iş-yaşam dengesine ve pozitif iş kültürüne sahip olmayı bekleyen Z jenerasyonunun çalışma hayatına dahil olmasıyla global kurumsal şirketlerin esnek çalışma alanlarına yönelimi başlamıştı. Salgın ise çalışma sistemini tamamen değiştirdi. Kâr odaklı yaklaşım yerini, insanı daha çok merkeze alan değer odaklı yaklaşıma bıraktı. Böylece geleceğin çalışma modeli olarak görülen hibrit yapıya geçiş hızlandı. Bugün gelinen noktada rotasyonlu çalışma modelini kalıcı olarak benimseyen şirketler, merkez ofislerini küçültürken, çalışanların evlerine yakın yerlerde uydu ofisleri ve kullandığın kadar öde sistemlerini çalışma alanı stratejilerine dahil ediyor" dedi. 50 kişilik orta ölçekli şirketlerden, bin kişilik kurumsal şirketlere kadar kurumların spesifik ihtiyaçlarına cevap veren verimli çalışma alanı çözümleri sunduklarını vurgulayan Ahmet Onur, şu açıklamalarda bulundu: "Bu yeni yapılanma şirketlerin büyüme/küçülme kararları doğrultusunda ofis alanını hızlı bir şekilde dönüştürmesinde kuruma nihai çevikliği sunarken, ciddi bir maliyet avantajı sağlamanın yanında hem şirketleri hem de çalışanları daha özgür daha mutlu ve daha verimli kılıyor. Çalışanların istedikleri yerde çalışmasına olanak tanıyan esnek çalışma alanları sayesinde şirketler çalışan memnuniyeti, motivasyonu ve bağlılığını artırmak için büyük bir avantaj yakalarken, yeni yetenekleri de bünyelerine rahatlıkla çekebiliyor. Burada ortaya koyulan en önemli faydalardan biri ise şirketlerin yeni iş birliklerinin kapısını aralayan bir ekosistemin içine dahil olması ve hedeflenen müşterilere yerinde erişim sağlaması."
KAPALI ALANDA DURMA KOŞ
Pandemi döneminde takıntılı şekilde sağlık verilerini takip etmek önemli hale geldi. Evden dışarı çıkamayanlar artık kendini doğanın kalbine bırakırken, tedbiri de elden bıramıyor. Ancak şarjla fazla zaman kaybetmeyen, doğanın zorlu koşullarına dayanıklı akıllı saat bulmak kolay değil. Amazfit T-Rex Pro neredeyse şarj etmeyi unutturan 18 güne varan pil ömrüne, askeri standartlarda dayanıklılığa sahip akıllı saat tasarımıyla dikkat çekiyor.
Deneyimlemeye başladığım 10 gün boyunca hiç şarj etme ihtiyacı duymadım. Askeri nitelikte 15 dayanıklılık testini başarıyla geride bırakan Amazfit T-Rex Pro zorlu koşullarda güvenilirliğini ve sağlamlığını kanıtlıyor. Amazfit T-Rex Pro ile ister dağa tırmanırken, ister spor salonunda sıkı bir antrenman yaparken zorlu egzersizlere vücudun ne ölçüde tepki verdiğini görmek için kan-oksijen doygunluğu ölçülebiliyor. Saatin kapsamlı sağlık ve zindelik takip işlevleri, macera dolu aktiviteler için bir dizi açıkhava sporu modunu destekliyor ve sizi konfor alanınızın dışına çıkmaya teşvik ediyor. Amazfit T-Rex Pro artık 10 ATM su geçirmezliğe, kan oksijen doygunluğu ölçümüne, dörtlü küresel navigasyon uydu sistemine, barometrik altimetreye ve 100'den fazla spor moduna sahip. İhtiyacınız olan tüm sağlık verilerine 1,3 inçlik, daima açık AMOLED ekrandan bir bakışta ulaşabiliyorsunuz. Açılı tasarıma sahip sağlam metal püskürtmeli dış çerçeve, saatin hafif ve dayanıklı olmasını sağlıyor.
100'ün üzerinde farklı spor modu ve Firstbeat algoritması, maksimum oksijen alımı, egzersiz sonrası toparlanma süresi ve egzersiz yükü gibi özel verileri değerlendirerek egzersiz anlayışınızı yeni bir düzeye taşıyor. Bunun yanı sıra ExerSense algoritması sekiz spor modunu otomatik olarak tanıyor ve ilgili tüm verileri kaydediyor. BioTracker 2 PPG Biyoizleme Optik Sensörü ile donatıldı. Bu sensör günün 24 saati hassas bir şekilde kalp atış hızınızı izliyor ve kalp atış hızınız anormal yükselirse uyarı veriyor. Kişisel Aktivite İstihbaratı (PAI) sağlık değerlendirme sistemi aracılığıyla kişiselleştirilmiş değerlendirmeler sunuyor. PAI, antrenmanlarınızdan, kalp atış hızınızdan ve izlenen diğer verilerinizden toplanan tüm verileri alarak benzersiz sağlık değerlendirme puanınızı gösteren sayısal bir değerle ifade ediyor.
Amazfit SomnusCare uyku kalitesi izleme özelliği hafif, derin ve REM gibi farklı uyku aşamalarını tanır, gündüz uykularını tespit eder ve uyku sırasında yaşanacak olası solunum sorunlarını takibe alıyor. Türk Telekom akıllı saat konusunda online alışveriş yapanlara da farklı seçenekler sunuyor.