OBEZİTE VE KALP DAMAR HASTALIKLARI PATLAMA YAPACAK, ÖNLEMİNİZİ ALIN
Gelişen ve büyüyen ülkemizde sağlık ile ilgili veriler de dikkat çekici bir şekilde değişiyor. Obezite ve metabolizma dernekleri tarafından yapılan araştırmalara göre kadınlar son 12 yıl içinde yaklaşık 6 kilo aldı. Dolayısıyla kadınların bel çevresi 6 cm, kalça çevresi ise 3 cm daha genişledi. Erkeklerin ise son 12 yılda kilosu 8 kg artarken, bel çevreleri 7, kalça çevreleri ise 3 cm genişledi. Bu göstergeler şu an uyumakta olan iki ciddi kronik hastalığın, obezite ve kalp damar hastalıklarının önümüzdeki süreçte patlama yapacağını gösteriyor.
STANDARTIMIZ FARKLI
Kendi standartı olmayan ülkeler bel çevresi ve bel/kalça oranı açısından Avrupa ve ABD ölçülerini kullanarak sağlıklı yaşam için optimal değerler hedefliyor.
Biz Avrupa'nın sağlık kriterlerini kullanıyoruz. Fakat kalp damar hastalıkları ve obezite için hem genetik profilimize bağlı özgün farklılıklarımız hem de ırk olarak birbirimize benzemeyen yönlerimiz olduğu için kendi standartlarımızı kullanmalıyız.
Amerika'da erkeklerin bel çevresinin 102 cm, kadınların 88 cm'in altında olması öneriliyor. Bu değer Avrupa'da erkelerde 94 cm ve kadınlarda 80 cm. Bizde ise normal bel çevresi erkeklerde 95 cm, kadınlarda ise 90 cm'den aşağısı sağlıklı ölçüler olarak kabul ediliyor.
YAĞ DOKUSU ARTTI
Artık metabolik olarak sağlıklı şişmanların olması ile obezite tanımı tamamen değişti. Çünkü bazı yağ depoları vücudun belirli yerlerinde sağlık sorunu yaratmıyor. Fakat bazı yerlerde biriken yağlar tüm vücudu hem hormonsal hem psikolojik olarak etkiler.
Obezitenin bugün kısırlıktan kronik hastalıklara kadar sağlığı tehdit ettiği, onlarca hastalık açısından risk faktörü olduğu nettir. Ancak ülkemizde yapılan sağlık taramaları sonucu uyku sırasında kısa süreli nefes alımında durma dediğimiz obstrüktif uyku apnesi sendromu obezlerde sıkça görülen sağlık sorunlarının başında gelmeye başladı.
Aynı zamanda genel yağlanma ile eklemlerde oluşan yırtıklar ülkemizde osteoartrit hastalığının da sık görülmesine neden oluyor. Bu tip sağlık sorunları olan obezlerin doktor kontrolü olmadan fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi sakatlanmaların gelişmesine neden oluyor.
Bu nedenle obez kişilerin genel sağlık kontrolleri olmadan, kan tahlilleri yapılmadan zayıflama diyetine ya da aktiviteye yönelmeleri doğru değil.
İNSÜLİN DİRENCİNDEN KORUNUN
Kilo aldıkça ya da aşırı kilo almadan vücut içi yağlandıkça yağ hücrelerinden salgılanan ve yağ dokusunun dışında vücudun başka organlarında etki gösteren ürünlerin salımı da artıyor. İnsülin direnci bu duruma en iyi örnektir. Obezlerde artan yağ dokusu nedeniyle fazla yağ asiti üretimi olur, bu yağ asitleri karaciğer ve kaslarda depolanır. Ve sonuçta tip 2 diyabet gelişir. Taramalarda obez kişilerde insülin direncine bağlı tip 2 diyabet olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Tip 2 diyabetin gelişmesine engel olmak için beden kitle indeksi değerlerin uygun değerlerde olması gerekiyor. Bu değerler erkekler için 24, kadınlar için 22'nin altıdır.
OBEZİTENİN BAŞLANGIÇ YAŞI ÖNEMLİ
Ülkemizde çocuklarda obezite hızla artan bir sorun. Türkiye'de obezite her 100 çocuktan 10'unu etkisi altına almış diyebiliriz. Araştırmalar düşük doğum ağırlıklı doğmuş ve yaşamın ilk 10 yılında hızlı kilo alan çocukların yetişkin yaşlarda diyabete daha yatkın olduğunu gösteriyor.
Obezite 40 yaşından önce başlarsa kadın ve erkek için en büyük risktir. Kadınlarda 18, erkeklerde 20 yaştan sonra başlayan obezite hem ülkemizde hem Avrupa'da diyabet ve kalp hastalıklarına neden olmaktadır.
HAMİLELİK YAĞLANMASI KALICIDIR
Hamilelik süresince aşırı yemek yiyen kadınlarda gelişen obezitede yağ dokusunda artış ve yağ hücrelerinde anormal fazlalaşma kalıcıdır. Bu sebeple zaten ergenlik döneminde fazla yağlanma ile erişkin hayatlarına geçiş yapan kadınların bu özel süreçte yağlanmamaları için doğru beslenmeleri şarttır.
Çoğu kadında yağlanmanın karın çevresinde artması ile testesteron üretimi artar. Bu sebeple kıllanma ve adet düzensizlikleri meydana gelir. Bu hormonsal değişiklikler ve annenin hamilelik sonrasında sütünün gelmesi için fazla şekerli ve yağlı yemesi ile daha da fazla kilo alırsa yıllarca çaba gösterse de hamilelik kilolarını atamayabilir.
OBEZİTEDEN KORUNMAK VEYA KURTULMAK İÇİN 15 ALTIN ÖNERİ
1) Fazla kalori alımından sakının. Yediğiniz yiyeceklerin ya porsiyonunu azaltın ya da serviste kullandığınız tabak, kepçe, kaşık ve bardaklarınızı küçültün.
2) Ana öğün aralarında çok atıştırmayın. Özellikle eve geldiğinizde atıştırıp sonra hemen yemek yemeyin.
Bu sebeple günde üç ana öğün yapın. Gerekirse bir ara öğün ekleyin.
3) Çalışıyorsanız hızlı servis edilen yağlı ve bol karbonhidratlı ya da kızartma ve bol tatlı içeren öğünler yerine sebze, kuru baklagiller ve et çeşitleri ile ayran veya yoğurt içeren menüleri tercih etmeye dikkat edin.
4) Hızlı yemeyin, büyük lokmalar almayın, çok çiğneyin ve çatal ya da kaşığı elinizde sürekli tutup devamlı yemek yeme aktivitesi ile midenizi doldurmayın.
5) Sofrada yemek için uzun kalmayın. Sürekli atıştırmayın. Her önünüze konulan yemeği sonuna kadar bitirmek için çaba sarf etmeyin.
6) Akşam yemeğinden sonra sürekli atıştırmayın, sıkıntılı, öfkeli ve sinirli durumlarda yememeye özen gösterin.
7) Su için, maden suyu mutlaka yanınızda bulundurun, şekersiz çay tüketin, bitki çaylarını hayatınıza sokun ve şekersiz kahve tercih edin.
8) Tuzlu besinlerden, hazır paket bisküvi ve tüm saf şeker içeren yiyeceklerden, trans yağlı üretilmiş hazır ürünlerden uzak durun.
9) Öğün atlamayın. Öğün atlayan kişilerde leptin hormonunda artış olduğu görülmüştür.
10) Tek tip besine dayalı diyetler, akupunktur ile yapılan açlık diyetleri, karbonhidrat ve proteini ayırma diyetlerini uygulamayın.
11) Diüretik ilaçlar kullanmayın.
12) Sağlıklı kilo verin. Kas kaybı olmamasına dikkat edin. Kas kaybı olunca kemiklerde kırılmaların da artacağını unutmayın.
13) Güvenli zayıflama olmadığında kolesistit dediğimiz safra kesesinin iltihaplanacağını, safra kesesi taşlarının oluşacağını bilin.
14) Taze sebze, kavrulmamış kuru yemişler, kuru baklagiller beslenmenizde bolca olsun. Tam tahıllardan yeterince yemeyi ihmal etmeyin.
15) Kırmızı et daha nadir, beyaz et çeşitleri, yumurta, süt ve süt ürünlerini daha sık tüketin.