Son üç yıldır restoran menülerinde ve zayıflama diyetlerinde kinoa sıkça kullanılmaya başlandı. Ben tadını seviyorum ve son bir yıldır tüketiyorum. Anavatanı Güney Amerika olan kinoa aslında bir tohum. Tahıl değil. Sarı, siyah ve kırmızı olarak çeşitli renkleri var. Pişirilmesi aynen pilav yapar gibi; bir ölçü kinoa iki ölçü su kuralına dayanıyor. Nar ekşisi ile karıştırdığınızda kısırı andıran bir lezzet alabiliyorsunuz. Bol protein içerdiği için tahıllardan daha değerli olduğu fikri yaygın. Bu sebeple acaba bulgurun tahtını yerinden mi edecek sorusu aklıma gelmiyor değil. Bu nedenle kinoa ve bulguru karşılaştırmak istedim. Çünkü ben bulgurdan yanayım. Bulgur ve buğday bizi kalp hastalıklarından kansere kadar sayısız hastalığa karşı koruyor. Bir küçük kase kinoa 222 kalori iken bulgur 122 kalori içeriyor. Bu nedenle kinoa yerken porsiyon açısından çok dikkatli olmak gerekiyor. Fakat aynı miktarda kinoa ve bulgur karşılaştırıldığında kinoa bulgura göre iki kat daha fazla bitkisel protein sağlıyor. Kinoa glüten içermezken bulgur glüten içeriyor. Vitamin ve mineraller açısından kinoa biraz daha değerli görünse de vitamin, mineral içerikleri arasında çok da anlamlı bir fark yok. Kinoa buğdayda bulunan okzalat adlı maddeyi içermiyor. Okzalat; bazı minerallerin emilimini olumsuz yönde etkileyebiliyor, böbrek taşına neden olabiliyor. Ancak uygun miktarda yenilen bulgurdan alınan okzalatın da sağlığa bir zararı açıkçası bulunmuyor. İkisinin de glisemik indeksi düşük, dolayısıyla kan şekerini hızlı yükseltmiyorlar. Bu nedenle bulduğunuz zaman kinoa yemek yararlı ama yurdumuzun her yerinde rahatlıkla bulabileceğimiz bulguru bir kenara atmanın da gereği yok.