Dünyadaki ilk trafik kazası 1896 yılında gerçekleşti. İngiltere'nin Londra kentinde bir sürücü saatte 12 km hızla Bridget Driscoll'e çarptı. 44 yaşındaki Driscoll, çarpma sonucu hayatını kaybetti. Ancak, kaza kayıtlara "Kötü bir raslantı" olarak geçti. Sürücü ise ceza almadı. Otomobillerin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte kazalar da arttı. Bu nedenle sürücü ve yayaların uyması gereken trafik kuralları ortaya çıktı. Otomotiv firmaları da kazalarda ölümleri ve yaralanmaları önlemek için güvenlik sistemleri üzerine çalışmaya başladılar. Otomotiv dünyası güvenlik sistemleri konusunda büyük yol kat etti. Bugün otomobillerdeki güvenlik donanımları sadece kaza anında sürücü ve yolcuları korumuyor. Kazaları da meydana gelmeden önlemeye çalışıyor. Ayrıca, sadece otomobilin içindekileri değil otomobilin dışındaki yayalar, bisikletliler ve hayvanların da hayatını koruyor. Ancak güvenlik sistemlerindeki bütün bu teknolojik gelişmelere rağmen kazaları önlemek ve ölümleri sıfırlamak mümkün olmuyor.
ÖNLEM ALAN ARABALAR GELİYOR
2017 rakamları ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre trafik kazaları dünyada ölüm nedenleri arasında dokuzuncu sırada bulunuyor. Kazalarda yaklaşık 1.3 milyon insan hayatını kaybediyor. Trafik kazalarının yaklaşık yüzde 90'ı insan hatalarından kaynaklanıyor. Yüksek hız ve alkol ise ilk sırada yer alıyor. Örneğin NHTSA'nın araştırmasına göre ise 2017 yılında ABD'de tüm ölümlü trafik kazaların neredeyse yüzde 30'una alkollü sürücüler neden oluyor. İşte bu tablo otomotiv firmalarını harekete geçirdi. Düne kadar sadece güvenlik sistemlerini geliştirmeye odaklanan firmalar, ayrıca insan davranışlarını da dikkate almak gerektiğini anladılar. Bu konuda ilk adım Volvo Cars'dan geldi. Şirket, otomobil içi kameralar ve diğer sensörlerle sürücüyü izleyip, alkollü otomobil kullanımı ve dikkat dağınıklığı gibi durumlara müdahale etmeyi hedefliyor. Yeni izleme sistemi, sürücü direksiyona uzun süre müdahale etmez, gözleri uzun süre kapalı, reaksiyon süresi uzun ve otomobil devamlı şerit dışına çıkıyorsa devreye girecek. Ciddi yaralanma veya ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalınmaması için müdahale edecek. Bu müdahale üç aşamalı olacak. Birincisinde otomobilin hızı sınırlandırılacak. İkincisinde Volvo on Call yardım servisi devreye girecek. Üçüncü ve son çare olarak ise otomobili aktif olarak yavaşlatıp güvenli bir şekilde park etmesi sağlanacak. Volvo Cars Araştırma ve Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Henrik Green, şirketin yeni güvenlik anlayışını şu sözlerle anlattı: "Güvenlik söz konusu olduğunda, amacımız yaklaşan ve kaçınamayacağımız kazaların etkilerinin sınırlandırılması değil o kazanın tamamen önlenmesidir." Şirket, 2020'den itibaren yeni sürücü izleme sistemini modellerinde kullanmayı planlıyor. Umarım diğer otomotiv firmaları da trafik kazalarında insan faktörünü göz önüne alıp harekete geçer. Otomobil kullanma kararını alkol almış sürücüye bırakmaz. Çünkü, birçok insan bir içki içtikten sonra otomobil kullanabileceklerine ve bunun sürüşlerini etkilemeyeceğine inanıyor.