Magazin, bazılarının burun büktüğünün tersine, esasında şahane bir şeydir. Çok eğlenceli olmakla kalmaz, müthiş de bilgilendiricidir. Hayatın ta kendisidir. Sıkıcı olmayan, tatlı yanıdır. Nefes alır, aldırır.
İnsanları en iyi magazin yoluyla anlarsınız. Bir de magazine verdikleri tepkilerle... Yeni tanıştığımız biri diyelim. Nasıl değerlendireceğiz? CV mi isteyeceğiz? En basit yöntem: Demet Akalın, Demet Akbağ, Demet Evgar ve Demet Şener'i karıştıran, bizden değildir! Hele Demet Kutluay diyen cehennemde yanar maazallah!
Peki magazine bayılanlarımızın bile onunla arası neden eskisi gibi değil? Çünkü magazin hiçde selülitin varlığı ya da yokluğundan ibaret değil. 'Yakalandı', 'görüldü', 'buluştu', 'oturdu', 'kalktı', 'sinirlendi', 'uzaklaştı' şeklindeki eylemlerle sınırlı değil. Bu kadar oldubittiye getirilecek şey değil; yoksa gönülden de 'geçti gittiiii' olur ki, istemeyiz.
YIL KAÇ, TEKRAR KAÇ?
Allah Çağla Şıkel'i başımızdan eksik etmesin dememiz mi bekleniyor? Aksi takdirde magazin eklerinin çıkması yıllar içinde defalarca sekteye uğrardı zira. Yirmi küsur senedir hayatımızda olan ve maşallah gerçekten de her daim 'taş' olan Çağla Şıkel'in bu taşlığının, üstelik de iki çocuklu taş anneliğinin bikinili tatil fotoğrafıyla 12 milyon 863 bin 752. defa kanıtlanmasından daha derin sulara açılamıyor mu magazin?
Ebru Şallı'nın sevgilisi Uğur Akkuş'un teknede 'Alman bir güzeli ağırladığı' (Fırfırlı bikini üstü fışkırmasından anladığımız Cup 36 D olsa gerek!) haberinden daha iyisine layık olduğumuz, kendi hüsnü kuruntumuz mu?
Pınar Altuğ'un vücudunun yıllardır süren 'iri' olup olmadığı sorunsalı, Sibel Can'ın genişleyip daralan beli, Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ'un Best Model seçildikleri yıllardan fotoğraflar, Selçuk Ural'ın "Tam eller havaya tarzında oldu" dediği yeni şarkısı, Kaya Çilingiroğlu'nun Bodrum'da tatil yapması... Sırf beni mi 10-15-20 yıl önceye götürüyor?
BAĞLAMAK YASAK MI?
Mesele sadece isimlerin eski olması ya da dön dolaş aynı çerçevenin içine hapsolmamız değil. Karşılaştırma, analiz, kutu, liste, azıcık hafıza deşme, bunlar tarihten birer yaprak mı?
Süreyya Yalçın'ın Bodrum'da arabasının bagajını doldurup sokak köpeklerini beslediğini öğrendik hafta içinde. Peki o haberde zamanında çok bahsi geçen süslü köpeklerini hatırlatan üç beş satırlık atıf olsa, fena mı? Kendisiyle bir örnek giydirdiği, güneş gözlüğü taktığı, boyadığı, söylentilere göre botoks yaptırdığı, rahatları için özel uçak kiraladığı, kaçınılmaz son geldiğinde anıt mezar inşa ettirdiği kıymetli bebekleri hiç unutulabilir mi? Hem köpek oteli, pansiyonu kuracaktı hani?
KAZ TÜYÜ YASTIKTA 'GIDIK'
Caner Erkin'le Şükran Ovalı çifti, gittikleri her yere yastıklarını da götürüyormuş. Marmaris'te kalacakları bir otele de kargoyla yastıkları gitmiş önce. Herkesin kendinden bir şey bulabileceği çok tatlı bir haber bu; hepimiz gece başımızı yastığın birine koyuyoruz malum.
Peki neymiş bu vazgeçilemez yastıklarının özelliği, markası? Peki ünlülerden kim ne yastık kullanıyormuş? Peki kaz tüyünde 'gıdık oranı' önemli miymiş? Peki hangisi daha iyiymiş: Yüzde 60 gıdık yüzde 40 sırt mı, yoksa yüzde 90 gıdık yüzde 10 sırt mı?..
BÜTÜN CEVAPLAR EVDE!
Çıkılan tatilde, beklenen havalimanında, gidilen restoranda, kafede, barda 'yakalanmak' diye bir şey yok. Yakalanmak bir arz talep meselesi, aradaki tek tük kazalar hariç isteğe bağlı. Bebek Parkı, Lucca, Nişantaşı, İstinye Park, Zorlu... Denizin ortası, otelin havuzu... Sokaktaki ışıklar... Buralar hep kamusal alan, hakiki değil göstermelik hayatların sahnesi.
Ev röportajları olağanüstü aydınlatıcıdır o yüzden. Bin tane soru da sorulsa, evin çeşitli köşelerinde çekilen fotoğrafların anlattığının yanında eksik kalır. O karelerde öyle detaylara takılırsınız ki, aklınız uçar.
Memleketin en varlıklı ailelerinin nasıl da sofra kültüründen nasiplenmemiş olduğunu görürsünüz. Salonlardaki rüküşlüğü, 'gibi yapan' sanat anlayışını, dekor kütüphaneleri, üzerine ancak tünemenin mümkün olduğu oturma birimlerini filan hiç saymayalım. Evleri insanların özel yaşamıyla ilgili hiçbir sualin cevaplayamayacağı kadar çok şeyi açık eder. Ama nerde, keşke daha çok olsa...
HER ŞEYİN MAGAZİNİ
Her şeyin magazini yapılır. Siyasetin. Tarihin. Sporun. Sağlığın. Emlak dünyasının... Rehber Saffet Emre Tonguç, herkesin kulak kesildiği yalı magazini anlatıyor yıllardır Boğaz turu düzenlediğinde. Günümüzün site magazini niye yapılmasın? Market magazini?
Sadece sahne ve sosyeteyle, sırf Bodrum, Çeşme ve Göcek'le geçmez bütün yaz. 'Duş aldı', 'teknede ağırladı', 'yakalandı', 'görüldü', 'selülitleri/fitliği dikkat çekti' bizi kesmez. Şezlongdan kalkalım, sahilden uzaklaşalım, tekneden atlayalım ve n'olur biraz açılalım!