Eveet, yılın o vakti geldi: 'Ne yapacağız bunlarla bu kadar gün?' dönemi.
Geçtiğimiz kar tatilinde bir kere daha gördük; ilk gün herkese sefa, ikinciden itibarense cefa olabiliyor aniden. Bu defa düşünün ki 15 tane var onlardan. Boş boş pinekleyip üçer beşer çöpe atmaktansa, sıkıca programlanmak herkesin menfaatine...
Gün gün, saat saat... Bir çizelge hazırlayıp duvara asmayı deneyin. Kenarına da gitmeyi hayal ettiğiniz, konuştuğunuz, hep ertelediğiniz yerleri not edin. Sonra da doldurun boşlukları.
Gözünüzün önünde böyle bir plan program tablosu olması demek, sabah kalkınca aval aval dolanmamak, saatleri kararsızlığa kurban verip akşamı etmemek demek... Çünkü hep bildiğimiz, yaşadığımız şey: Tatil değilken niyetlendiklerimizi, o gün geldiğinde tuhaf biçimde unutmak ya da yerine yerleştirememek...
O yüzden mühim: Duvar çizelgesi!
EN ÖĞRETİCİ ŞEY: SEYAHAT
Sömestr tatilinde çocuklarla ne yapılabilir?
Evvela, varsa bir imkân, tatil. İster yurtiçi ister yurtdışı. Belki daha da soğuklara ya da tam tersi sıcak diyarlara... 'Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi?'nin cevabı ne vakittir b şıkkı. Seyahat, dünyanın en öğretici şeyi... Uzak coğrafyaları, farklı kültürleri yerinde yaşayıp tanımak gibisi yok. Ve unutmayın:
Ne kadar küçük, antenler o kadar açık. Sizin 30'larınızda gördüklerinizle onun tekli yaşlarında tanışması, ne biçim açacak ufkunu.
İlle uzak olması şart değil, yakınlar da olur. Metropol seyahati diye düşünmeyin, köy tatili de uyar. Şehrin betonunun uzağına, temiz havaya, doğaya...
15 günün en azından birkaçında tebdili mekân, herkese iyi gelir, cümleten şarj eder.
ŞEHİR DE TURİST OLMAK
Tatile gitme imkânı yok mu, dertlenmeyin.
Kendi şehrinizde turist olun.
Dünyanın en zevkli şeyidir bu. Normal hayatta yolunuzun düşmediği semtlere gidip sokaklarında kaybolun çocuklarla.
Ve bunu toplu taşımayla yapın. Marmaray'a, metroya, metrobüse, vapura, motora, tramvaya binin. Ömrü serviste geçen okul çocukları için mini bir macera bile sayılır bu.
AVM'leri boş verin, eski muhitlere iadeiitibar turları düzenleyin. Turistik olanlara bilhassa: Sultanahmet'te, Eminönü'nde dolanın.
Müze gezmekten sıkılan çocukların bile delireceği tarzda bir tane mutlaka bulursunuz. Rahmi Koç Müzesi'ndeki müthiş koleksiyonu gördü mü mesela?
Ya Deniz Müzesi'ndeki şahane kayıkları?
Bunlarla küçük yaşta buluşup da hayatının geri kalanında müzelere uzak duran bir insan doğmamıştır herhalde daha.
SANAT BES LENMESİ
Beslenme sadece sütle olmuyor, sanat da besler. Pek çok yer özel sömestr programı düzenlemiş durumda. İstanbul Modern'de misal, 26 Ocak ile 6 Şubat tarihleri arasında iki farklı saatte sanat atölyeleri var. Eğiten, eğlendiren, yaratıcılığı geliştiren, ilham veren...
Bakın detaylı programa; biri mutlaka çeker ilgisini.
Sinema ve tiyatro kurtarıcı tabii; iki saat oturduğunuz yerde ne biçim dünyalara uzanıp üstüne aylar yıllar sonra bile konuşabileceğiniz malzeme topluyorsunuz.
Tatil diye çocuklara uygun filmler giriyor vizyona; 6 Süper Kahraman, Köstebekgiller: Perili Orman, Yedi Cüceler, Cesur Tom: Sihirli Ayna... Artık yaşa, cinsiyete, tarza göre bakacaksınız; ya bunlardan, ya makul yetişkin filmlerinden...
Tiyatro tavsiyesi daha da netameli iş... Geçenlerde gittiğimiz Dolu Düşün Boş Konuş (Oyun Atölyesi) bize tiyatroya karşı mesafemizi koruma kararı aldırdı.
Fakat salon inledi kahkahadan ve alkıştan; böyle de bir durum. Çocuk oyunları için Akbank Sanat'a, İş Sanat'a da bakın bakalım, faydalı işler çıkarıyorlar.
MUTFAK YA DA KİMYA LAB!
Yemek yapmak, yıllarca annelere ve Bolu Mengenli aşçılara bırakıldıktan sonra, son 10 yılın en gözde mesleği ve hobisi haline geldi. Dünyada yıldız çocuk şefler türedi. Sizinkinde de böyle bir star ışığı vardır belki, kim bilir?
Yemek atölyelerinde yer bulabilirseniz hiç kaçırmayın; 31 Ocak Cumartesi günü MSA'nın 10-14 yaş için 'Küçük Gurme' workshop'u var mesela. Ya da sadece birlikte tatlı vakit geçirmek, yaratıcılığı artırmak, mutfakta bir kimya laboratuvarındaymışçasına zevkli deneyler yapmak için, beraber takın önlüğü.
70 YAŞINDA DOĞURMA DINIZ!
Genel olarak beraber vakit geçirin.
Sarılın, yuvarlanın, oynayın, konuşun, koşturun, pislik yapın... Şikâyet etmeyin, yorulmayın mümkünse. 70'inizde doğurmadınız neticede.
70'inizde demek, lafın gelişi değil.
Dünyanın en yaşlı annesi kimmiş biliyor musunuz? Hindistan'da yaşayan Omkari Singh diye biri. Kendi 70, kocası 83 yaşındayken doğurmuş! Erkek çocuk istedikleri için. Zavallı oğlan şu an altı yaşında; annesi 76, babası 89. "Onu gerektiği gibi yıkayamıyorum, giydirirken zorluk çekiyorum, peşinden koşturmak çok zor" diyormuş kadın.
70'inizi beklemediğiniz için şükredin ve tadını çıkarın. İyi tatiller herkese.