Yeni yıl başladı. Biten yılı çok kötü geçirdik. Tüm dünya insanları olarak bitirdiğimiz yıl için söyleyebileceğimiz iyi şeylerin sayısı sanırım çok azdır.
Her yıl olduğu gibi, büyük umut ve beklentilerle başladığımız yılı, "Ne kadar kötü bir yıldı" sözleri ile ve tüm umutları yeni gelen yıla bağlayarak bitirdik. Oysa biten yıla da umutlarla başlamıştık.
Her yeni yıl hem kişisel umut ve planları, hem de toplumsal umut ve planları beraberinde getiriyor. Kişisel planlar sağlık, diet, eğitim, arkadaşlıklar gibi genellikle kendi elimizde olan ve yapmak için yeni yıla gereksinim duymadığımız şeyler olsa da, hepsini bir sonraki yıla eklemeyi seviyoruz.
Böylece gerçekleşmeyen her şey için bir başka sorumlu bulmak mümkün olabiliyor. Toplumsal beklentiler ise genellikle daha büyük oluyor ve yine insanların tutumlarına göre şekilleniyor.
Yeni yıla başlarken ilk yapılması gereken eski yılla ve kendimizle hesaplaşmak olmalı. Kendimize bu yıl için koyduğumuz hedeflerin ne kadarını gerçekleştirdik? Bu sorunun yanıtını bir kenera yazdıktan sonra ikinci soru gerçekleşmeyen hedeflere ilişkin olmalıdır.
Bu hedefler gerçekçi miydi? Doğru hedef koymayı başarabiliyor muyuz? Hedefler doğru değilse, bir sonraki yıla ertelemenin anlamı olmaycaktır.
Eğer doğru hedefler koymamıza rağmen, gerçekleşmedilerse üçüncü soru gelir. Neleri yanlış ya da eksik yaptım? Bu süreci kendimiz için dürüst ve doğru bir şekilde tamamlarsak, başlayan yıl için yapacağımız planların daha iyi gitmesi, dolayısıyla yılın daha iyi geçmesi mümkün olacaktır.
Karnemiz kırık
Geçtiğimiz yıl tüm dünya mülteciler konusundaki sınavı kötü geçirdi. Bazı ülkelerin ve bireylerin kişisel başarıları, karneyi düzeltmeye yetmedi. Bitirdiğimiz yıl küçük çocuk ölümleriyle, insan dramlarıyla kimsenin duymazdan gelemeyeceği boyuta varan mülteci sınavıyla geçti ve maalesef insanlık sınıfta kaldı.
Terörizm konusunda bir çok ülke başarısız oldu. Sonucunda büyük kitle ölümleri yaşadık.
Bireysel katliamlar, açlıktan ölen çocuklar, dünyanın dört bir yanında süren savaşlar, kirlenen çevre ve değişen iklimin getirdikleri, azalan kaynaklar dünyanın karnesinde uzun süredir birer zayıf not olarak duruyordu. Ama geçtiğimiz yıl bu zayıflar daha belirgin, daha korkutucu oldu.
Kendi ülkeme bakınca düzeltilmesi gereken notları saymak zor. Biten yılda kaç tane çocuk öldü, kaçını erişkinler korumak yerine öldürdü, dövdü, cinsel, fiziksel ya da duygusual istismara uğrattı, kaç çocuğu suçlu diye hapishaneye koyup kendi suçlarımıza bakmadık, kaç çocuğu büyüdü diyerek evlendirip çocukluğunu çaldık, kaç kadın öldürüldü? Tüm bu olayları saymaya başlayınca geçer not almak mümkün görünmüyor.
Yeni yıl başladı. Önce bireysel heasaplaşmamızı, sonra toplumsal hesaplaşmamızı yapmanın tam zamanı. Karnemizdeki kırıkları düzeltmek bizim sorumluluğumuzda.Yoksa ne giden yılı suçlamak çözüm getirecek ne de yeni yıldan her şeyi değiştirmesini beklemek... Yıllara umutları insanlar verir. Gelin sağlık, mutluluk, başarı dışında barış, yaşam, insanlık, dostluk, sevgi umutları verelim yeni yıla ve hoş geldin diyelim.