Eminim sizin de başınıza gelmiştir. Bir malı almak istersiniz ama pahalı gelir. Bir umut fiyatının düşmesini beklersiniz... Derken bir de bakarsınız "Yüzde 30 indirim yaptık" demişler, gazeteye verdikleri ilanda.
Sevinirsiniz. Ama o da ne? 200 liralık ürün, yüzde 30 (yani 60 lira) indirim sonucunda 140 liraya satılması gerekirken... Bir de bakarsınız 196 liraya satılmakta. Hayda! Yüzde 30 indirim nasıl sadece 4 liraya denk gelir?
Olan şudur: Siz indirim beklerken aslında kaldırım olmuştur. Malın fiyatı önce 280'e kaldırılmış... Sonra yüzde 30 indirimle 196 liraya düşürülmüştür. Gerçek indirim yüzde 2, yani sadece 4 liradır.
Hevesiniz kursağınızda kalır. "Şimdi almazsam yarın çok daha pahalı olacak" deyip alırsınız. Aslında mağaza, bütün bu indirim-kaldırım oyununu tam da böyle düşünmeniz için yapmıştır.
Bugün enflasyonla mücadele kapsamında yüzde 10 indirim kampanyası var ya... Bazı uyanıklar tezgahı çoktan kurdu: Önce mallara en az yüzde 20 zam koydular. 100 liralık ürün oldu mu sana 120 lira! Sonra "Enflasyon canavarına bizden de 10 darbe" diyerek yüzde 10 indirim yaptılar. Böylece ürünün fiyatı 108 lira oldu.
İndirim mi bu? Görünüşte öyle. Aslında kaldırım!
Not: Ünlü bir yazarımız, "Bilgi yazıyı bozar" demişti. Doğrudur. Birçok okurumuz yukarıdaki rakamlardan, yüzdelerden sıkılmıştır. Ama siz siz olun, eğer bilmiyorsanız yüzdeleri hesaplamayı öğrenin.
Hiç olmazsa kazığın kalın ve uzun olanını yemezsiniz. Üç-beş kuruş cebinizde kalır.
***
Kebapçının stratejisi
Diyelim ki lokanta işletiyorsunuz. Bu dönemde fiyat-kalite politikanız nasıl olmalı? İki temel strateji var:
Ya kullanmadığınız malzemenin kalitesinden ödün vererek fiyat artışını minimum seviyede tutmaya çalışırsınız.
Ya da iyi malzeme kullanmaya devam eder, bu yüzden de fiyatları artırmak zorunda kalırsınız.
Sonuç kabaca şöyle olur: Kaliteden ödün vermemek için fiyatı yüksek tutarsanız bazı müşteriler kaçar. Ama ekonomi düzeldiğinde geri gelirler.
Fiyatı düşük tutmak için kaliteden ödün verirseniz, zor dönemi nispeten kolay atlatırsınız ama kaçan müşteri de bir daha dönmez.
Kadıköy Çayırbaşı'nda Kilisli Fiko'nun yeri vardır. Yuvalama çorbası şahanedir. Kebabı da gayet lezzetlidir. Yıllardır aynıdır. Alışkanlık oldu, her gidişimde "Aman kaliteni bozma" derim. Orası benim laboratuvarım gibi: İnşallah bu zor günlerde de çizgisini korur.
***
Asfaltı ağlatan, ağlayacak mı!
Meclis'e sunulan trafikle ilgili yeni kanun teklifine baktım da... Aklıma bazı sorular düşürdü. Şimdilik ikisini sorayım, diğerlerine başka zaman değiniriz:
Drift yapanlara (arabayı kendi etrafında döndürerek, lastik yakıp, asfaltı ağlatanlara) 5 bin TL para cezası, 60 gün ehliyete el koyma ve aracın 60 gün trafikten men edilme cezası geliyormuş.
Sorayım: Drift halen yasak değil mi? Peki, nasıl oluyor da Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nın güney tarafında, gece-gündüz demeden drift atabiliyorlar?
Soruyorum çünkü çıkardıkları canhıraş seslerin, birkaç yüz metre ötedeki Trafik Şube Amirliği'nden işitilmemesi imkansız. (Demek ki neymiş; esas olan uygulamaymış.)
Patlak ve özel egzozlarla araç kullanarak gürültü yapanlara 1.200 TL para cezası geliyor. Tamam, güzel de... Mesela benim yaşadığım Kadıköy, gümbürdeyen motorlarla dolu. Patlak egzozdan daha fazla gürültü çıkarıyorlar. O arkadaşların nasıl bir ayrıcalığı var? Ben anlamış değilim. (Motora evet, gürültüye hayır!)
***
Kepek nasıl önlenir?
Dikkat tarif başlıyor: "300 gram elma sirkesini ısıtın. Kaynamak üzereyken ocaktan alın. İçine bir tutam ısırgan otu koyup çay gibi demleyin ve süzün. Ardından bir tatlı kaşığı tuz ve bir çorba kaşığı keten tohumu yağı katın."
Ortaçağ simyacılarının aşk iksiri değil bu. Kepek ilacı! Karışımı saç diplerinize masaj yaparak süreceksiniz. Sonra başınızı nemli bir sıcak havluyla saracak ve 30 dakika o şekilde duracaksınız. Ardından yıkanacaksınız. Bu formülü haftada iki kez uygulayacak ve kepeği kesmesini umut edeceksiniz.
Halbuki işin kolayı var... Bilhassa mevsim geçişlerinde benim de kepeğim azar. Yıllarca çektim. Bir sürü şey denedim. İnternet sayesinde nihayet kocakarı ilaçlarına lüzum kalmadı.
Şimdi iki Aspirin hapını toz haline getirip, kullanacağım kadar şampuana katıyorum. Muazzam etkili oluyor.