Kale Grubu'nun sponsorluğuyla açılan Füreya Koral Sergisi uzatılmıştı, bugün (cumartesi) bitiyor. Sergi büyük ilgi gördü:
Geçen günkü gidişimizde de, Beşiktaş Akaretler'deki mekanda, genci yaşlısı, çok sayıda insan vardı. Belki biraz daha uzatırlar.
Füreya Koral (1910-1997) geç başlamasına rağmen, seramik alanında ciddi ve sürekli çalışan, profesyonelleşmiş ilk kadın sanatçımızdır.
Çoğu sanatçı gibi Füreya Koral'ın da çizimleri, resimleri var. Sergiyi gezerken karşılaştığım bir tanesi gayriihtiyari (düşünmeden, elimde olmayarak) "Aa, Hıncal Abi" diye mırıldanmama yol açtı.
Şair Oktay Rifat'ın, bugün "Aşağı Yukarı" diye bildiğimiz kitabının kabağını resimlemişti sanatçı. Ancak benim ilgimi çeken, ilk baskısı 1952'de yapılan kitabın, o zamanki başlığıydı:
"Aşaği Yukari" (Evet, "İ" harfiyle...) Biliyorsunuz, Hıncal Abi ısrarla "yakın" yerine "yakin" veya "aynı" yerine "ayni" diye yazar. Hatta bu uğurda, sayfasını yapan editörleri terörize etmiştir. Neyse, o ayrı konu.
Eğer sergiyi gezseydi, bu kitap kapağını görmekten fevkalade mutlu olur ve "Ben dememiş miydim" diye yazardı.
Not 1: Dil saymacadır, itibaridir.
Genel kabule dayanır. İşte görüyoruz;
"aynı" kelimesi bir zamanlar "ayni" yazılırmış. Tamam ama değişti.
Çünkü hem makul değildi, hem de sesi bozuktu.
Makul değildi çünkü "ayni" diye başka iki kelime daha var: 1) "Para olarak değil malla verilen, ödenen" demek (örnek: Ayni yardım). 2) "Gözle ilgi" demek. (Ayn'ın karşılığı göz.) Sesi de bozuktu çünkü Türkçe ses uyumuna aykırıydı. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilirken meydana gelen kafa karışıklığıyla "ayni" diye yazılan kelime, bir süre sonra "aynı" oldu, olay bitti.
Not 2: Değişime bir başka örnek "ayol" kelimesi. Kadınların ağzına yakışan bir seslenme şekli olarak kabul ediliyor bugün.
Halbuki Burhan Felek'in, "Eski İstanbul Hikayeleri" (İBB yayını) başlıklı kitabında, erkekler birbirlerine ikide bir "ayol" demekte. Felek'in yazıları 40'lı yıllarda kaleme alınmış. Demek ki zamanla kelimedeki Y kromozomu düşmüş, tamamen XX'leşmiş.